Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tapulu taşınmaz satışlarının geçerliliği mevzuat hükümleri gereğince resmi şekilde yapılmış olma şartına bağlıdır. Uygulamada sonradan resmi devir gerçekleşmiş olur ise harici sözleşmelerin de geçerli sayılıp tarafları bağlayacağı kabul edilmektedir. Davacı ile davalı ... arasında bila tarihli "sözleşmedir" başlıklı belge ile davaya konu taşınmazın 82.500,00 TL ye satışı konusunda anlaşıldığı yazılıdır. Sonrasında davacı ile davalı ... arasında 30.11.2010 tarihinde yapılan harici sözleşme ile ise satış bedeli belirtilmeksizin 5 nolu dairenin ek depo ile mülkiyet iddiasına bulunulmamak kaydıyla satın alındığı yazılmış, aynı tarihte resmi devir davalı ... üzerine yapılmıştır....

    Ne var ki, 10.07.1940 tarih, 2/77 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararı’nda da belirtildiği üzere “haricen yapılan (tapu memuru huzurunda yapılmayan) taşınmaz mal satışından dönüldüğünde, satış bedelini geri vermeyen taraf taşınmaz malın kendisine verilmesi için karşı tarafı zorlayamaz.” (6098 s.TBK m 97, mülga 818 s. BK m. 81). 10.04.1940 tarih, 2/77 sayılı YİBK uyarınca taşınmazı haricen satan, satıştan kaynaklanan aldığı parayı iade etmedikçe verdiğini geri isteyemeyeceği, harici satış senedinde gösterilen satış bedeli ile varsa zorunlu ve yararlı giderler üzerinden hapis hakkı tanınarak el atmanın önlenmesine karar verileceği kural olarak kabul edilmektedir. Bunun yanı sıra geçersiz harici satış sözleşmesi nedeniyle yanlar verdiklerini sebepsiz zenginleşme (haksız iktisap) veya mülkiyet (TMK 683.md)) davasıyla geri isteyebilirler....

    ,aksi takdirde taşınmaz ecrimisil bedeli olarak taksa ve mahsup talebinde bulunmuştur....

    Dava, kadastro sırasında tespit harici yol olarak bırakılan taşınmaz bölümünün tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği sebebiyle tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, davacılar adına tesciline karar verilen ve bilirkişi raporunda (8/A) ile gösterilen taşınmaz bölümü de tescil harici yol olarak bırakılan alanda kaldığı halde, hüküm kurulurken 123 ada 8 parsel sayılı taşınmazın bir bölümüymüş gibi bu parselden ifrazına karar verilmiş olması doğru değildir. Ayrıca, kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında 4721 sayılı TMK'nın 713/3. maddesi uyarınca husumetin yasal hasım konumunda olan Hazine ve ilgili kamu tüzel kişiliğine birlikte yöneltilmesi zorunludur. Somut olayda dava, Hazine, ... ve ... hasım gösterilerek açılmıştır....

      Davacı taraflar arasındaki tapulu taşınmazın satışına ilişkin 25.03.2008 tarihli harici sözleşmeye dayanarak davalıya 100.000 dolar kaparo verdiğini, sözleşmedeki taliki şartın yerine getirilmemesi nedeniyle 2010/16159-2011/3920 ödediği 100.000 doların tahsiline ilişkin yaptığı icra takibine vaki itirazın iptalini talep etmiş,davalı sözleşmeye göre kendisine 22.500 dolar ödeme yapıldığını, 77.500 doların ödenmediğini savunmuştur. Dosyada mevcut davacının dayandığı sözleşmede davalıya 22.500 doların nakit olarak verildiği yazılıdır. Ancak bakiye 77.500 dolar kaparonun davalıya ödendiğine dair bir açıklık yoktur. Davacı bu 77.500 dolarlık ödemeye ilişkin iddiasını yasal delillerle ispatlayamamıştır....

        Taşınmaz tapulu bulunduğundan devrine ilişkin sözleşmeler resmi memur huzurunda yapılmadıkça hukuki sonuç doğurmazlar. Bu nedenle satın almaya dayalı davanın reddin de yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Davacının iyiniyetle bina yapma iddiasına dayalı tescil istemine gelince; tapulu taşınmazların malikleri tarafından mülkiyetlerinin sonradan aktarılacağı inancı ile haricen satışları ve bu satış ile taşınmazı teslim alanların, üzerine bina yapmalarının alıcıya mülkiyet kazandırabilmesi için yapı değerinin arsa değerinden yüksek olmasının yanında yapı arsasının alıcıya mülkiyet sahiplerinin tamamı tarafından bağışlanıp ya da satılması koşuluda gerçekleşmelidir. Bina yapıldığı ileri sürülen 1854 parsel numaralı taşınmaz davacıya harici satışı yapan ...'un müstakil mülkiyetinde olmayıp, kardeşleri.....tafa ve .......'le ortak maliktirler. Davacıya haricen satışta .... ve.......'un katılımları bulunmadığından davanın subjektif koşulu da oluşmamıştır....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin yukarıda numarası yazılı dosyanın yargılama aşamasında taşınmazda keşif yapmış ve arsı vasıflı taşınmazda dava konusu edilen zemin katta bulunan çekme katlı 35 m2 alanlı dükkana dava tarihi itibari ile değeri belirlenmiş ayrıca taşınmazın tapu hissesine tekabül eden alanının 6,77 m2 ve tapudaki hissesinin 42/1000 olduğunun tespit edildiğini, taşınmaza tekabül eden hisse payının hesaplanıp belirlendiğini, dosyada tanıklar dinlenilmiş ve tanıkların bizzat görgüsüne dayalı taşınmaz harici satışı ve buna ilişkin binadaki bağımsız bölümleri ve maliklerini gösterir kroki ile Küçükçekmece 3.Asliye HHukuk Mahkemesinin 2013/556 E.sayılı dosyası ve bu dosyanın içindeki bilgi ve belgeler maddi gerçeğin ortaya çıkarılması konusunda haklı davanın kabulü yönünde karar verilmesi gerekirken, davanın reddedilmesinin yasaya aykırılık teşkil ettğini, davalı tarafın gerek Noter taşınmaz satış vaadi sözleşmesini...

          KARAR Davacı, 10.7.1997 tarihli harici sözleşme ile dava dışı ... Belediyesi tarafından kooperatif olarak inşa edilen taşınmazdaki davalının hissesini satın aldığını, satış bedeline mahsuben 80.000.000 TL ödediğini, davalıdan harici araç satışı nedeniyle senetli alacağı olan 430.000.000 TL'sını davalının ödememesinin kararlaştırıldığını, taşınmaz üzerinde 10 yıl devir yasağı olduğunu, süre dolduğu halde davalının tapu devirini yapmadığını, taşınmazı imar ihya ederek oturulur hale getirdiğini ileri sürerek taşınmazın raiç değerinden 30.000 YTL'nın yasal faizi ile davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı, satış sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının 70.000.000 TL dışındaödeme yapmadığını, aralarında harici araç satış sözleşmesi bulunmadığını, ödediği 70.000.000 TL dışında talepte bulunamayacağını savunarak davanın reddini dilemiştir....

            K A R A R Davacı,davalı ile aralarında yaptıkları 02.02.1994 tarihli harici sözleşme ile 22.000.000TL karşılığında taşınmaz satın aldığını, davalıya 9.000.000TL'nı peşin olarak ödediğini geriye kalan 13.000.000 TL'nı da 06.07.1994 tarihinde ödediğini, buna karşılık davalının da teminaten kendisine 22.000.000TL lik bono verdiğini, davalının kendisini yıllardır oyaladığını, ne tapu kaydını ne de parasını verdiğini, 22.000.000TL nin yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiştir. Davalı, harici satış senedi ile yapılan satışın geçersiz olduğunu, ayrıca davanın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Tapulu taşınmazların haricen satışı T.M.K. 706., B.K. 213 ve Tapu Kanunun. 26. maddelerine göre geçersiz olup, geçersiz satışlarda herkes aldığını iade ile mükelleftir. Somut olayda davacı verdiği 22.000.000TL nin yasal faizi birlikte tahsilini istemiştir....

              Somut olayda, dava konusu alacak, harici taşınmaz satışı nedeniyle ödenen kaparo bedelinin iade edilmemesi nedenine dayalı olarak tahsili için başlatılan icra takibine itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamaya yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olup, miktarı (likit) belirlenebilir mahiyettedir. Alacak miktarının belirlenmesi yargılamayı gerektirmediğinden davalı aleyhine, takip tarihinin 11.08.2015 olduğu da gözetilerek, alacağın % 20’ı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken mahkemece icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Ancak, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği ve ‘hakimin takdir yetkisi kapsamında’ kalmadığından hükmün, HUMK 438/7, C2 hükmü ve 6100 sayılı HMK 370/2 ek 3/1 maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....

                UYAP Entegrasyonu