Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesi gereği davacı ve davalı arasındaki satış sözleşmesinin feshi ile araç satış bedeli olan 114.017,50-TL'nin dava konusu ayıplı aracın davacı tarafından davalıya iade tarihinden başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Ayıplı aracın davalıya üzerinde herhangi bir sınırlama olmaksızın ayıpsız olarak davalıya iadesine, karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Dava, dava konusu aracın gizli ayıplı olduğu gerekçesiyle araç bedelinin iadesi talebine ilişkindir. Satış tarihi itibari ile uygulanması gereken 6502 sayılı Kanun'un 8. maddesinin ilgili bölümü şöyledir; "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır....

    Maddesi gereği davacı ve davalı arasındaki satış sözleşmesinin feshi ile araç satış bedeli olan 114.017,50-TL'nin dava konusu ayıplı aracın davacı tarafından davalıya iade tarihinden başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Ayıplı aracın davalıya üzerinde herhangi bir sınırlama olmaksızın ayıpsız olarak davalıya iadesine, karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Dava, dava konusu aracın gizli ayıplı olduğu gerekçesiyle araç bedelinin iadesi talebine ilişkindir. Satış tarihi itibari ile uygulanması gereken 6502 sayılı Kanun'un 8. maddesinin ilgili bölümü şöyledir; "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır....

      Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde dava geçersiz oto satış sözleşmesi nedeniyle verildiği iddia edilen bono nedeniyle hamile karşı senedin bedelsiz olduğu gerekçesiyle açılan menfi tespit davası, adi yazılı oto satış sözleşmesine dayanarak tescil, olmazsa araç için ödenen bedelin iadesi isteklerine ilişkindir. Oto satış sözleşmesi davacı ile davalı ... arasında yapılmış olup, resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğu tartışmasızdır. Nitekim icra takibine konu bedeli nakden alınan bononun davacı tarafından diğer davalı ...'na keşide edildiği ve oto satış sözleşmesi ile herhangi bir ilgisinin de bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı ... Türoğlu söz konusu oto satış sözleşmesinde taraf olmayıp, dava konusu bono da araç maliki olan ... adına düzenlenmemiştir. Davacının her iki davalı ile arasındaki ilişkinin aynı oto satış sözleşmesinden kaynaklandığını davacı yazılı ve geçerli delillerle ispatlayamamıştır....

        sözleşmesinin kanuna uygun olarak resmi şekilde yapılmadığı taraflar arasında yapılan harici satış sözleşmesinin geçersiz olduğunu, geçersiz sözleşme de herkes aldığını iade ile yükümlü olduğunu, bu nedenle geçersiz satış sözleşmesine karşılık olarak müvekkil tarafından davalıya verilen 15.01.2019 düzenleme tarihli 15.07.2019 ödeme tarihli 220.000-TL bedelli senedin iadesi gerektiğini, taraflar arasında yapılan sözleşme geçersiz olduğu gibi davalı araçları teslim ve devir etmeyerek borcunu da yerine getirmediği, davalı müvekkile araçların devrini yapmadığı gibi teslim de etmediği, davalı müvekkile araçları vermemesine rağmen araçlar karşılığında müvekkilden aldığı 220.000-TL'lik senedi kötü niyetli olarak icraya koyduğu, müvekkilin aracına yakalama koyduğu baskı ile borca karşılık müvekkilin aracını aldığı, müvekkilin iş yerinde ve evinde haciz yaptığı, davalının kötü niyetli olduğunun açıkça ortada olduğunu, bu nedenle kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, müvekkil tarafından...

          Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde, her arıza sonrasında davalıya bilgi verildiğini, satış sonrası makinenin kurulumunun davalı tarafından yapıldığını, bu sırada elektrik regülatörü ve benzeri ara cihazlar kullanımı konusunda müvekkilinin uyarılıp bilgi verilmediğini gibi kullanma kılavuzunun da verilmediğini belirterek istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE: HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, satış sözleşmesine konu malın ayıplı olduğu iddiasına dayalı sözleşmeden dönme ve bedel iadesi ile davalı tarafça tahsil edilen servis ücreti ile parça bedellerinin iadesi talebine ilişkindir....

            DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava taşınmaz satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. 6502 sayılı Tüketici Korunması Hakkındaki Kanun'un 40. maddesinde “Ön Ödemeli Konut Satış Sözleşmesi" tanımlanmıştır. Bu maddeye göre; Ön ödemeli konut satış sözleşmesi, tüketicinin konut amaçlı bir taşınmazın satış bedelini önceden peşin veya taksitle ödemeyi, satıcının da bedelin tamamen veya kısmen ödenmesinden sonra taşınmazı tüketiciye devir veya teslim etmeyi üstlendiği sözleşmedir. Ön ödemeli konut satış sözleşmesinin şekil şartına ilişkin 41. maddesinde ise; “(1) Ön ödemeli konut satışının tapu siciline tescil edilmesi, satış vaadi sözleşmesinin ise noterde düzenleme şeklinde yapılması zorunludur....

            na olan borcunun devam ettiği, takibin derdest olduğu, iadesi gereken bir meblağ bulunmadığı, diğer davalı kooperatif tarafından yürütülen icra takibinde fazla tahsilatın iade edildiği, başkaca iade edilmesi gereken bir alacağın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, her bir davalı tarafından ayrı ayrı davacı aleyhine yapılan Diyarbakır 3. İcra Müdürlüğü’nün 2008/7755 E. sayılı dosyası ile Diyarbakır 8. İcra Müdürlüğü’nün 2010/9676 E. sayılı dosyalarına yönelik menfi tespit ve istirdat davasıdır. Dava dilekçesinde yapılan açıklamalarda davacının her iki takip dosyasına yönelik ne miktarda menfi tespit davası açtığı açıklanmamış, ancak 100.-TL üzerinden harç yatırılarak menfi tespit davası kısmi olarak açılmıştır. Menfi tespit davasının kısmi olarak açılması usulen mümkün değildir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.07.2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; tescil talebinin reddine, tazminat talebinin kabulüne dair verilen 16.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, harici satış nedeniyle tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel iadesi isteğine ilişkindir....

                Somut olayda, davanın yöneltildiği T4 ve T6 unvanlı şirketin tapu maliki sıfatıyla davada yer aldığı, harici satış sözleşmesinin borçlusu veya mirasçıları davada yer almadığından, Yusuf Arçan'ın ölüm tarihinin belirlenemediği ancak dosya içinde harici satış borçlusu Yusuf Arçan'ın ölüm tarihinin belirli olmadığı, taşınmazın mirasçılarına intikal tarihinin tapu kayıtlarında 2002 yılında yapıldığı, harici satış sözleşmesinin yapıldığı iddia edilen 1989 senesinden itibaren 20 yıllık süre geçmeden mirasçılara intikalin sağlandığı, dolayısıyla zilyetlikle kazanım için öngörülen 20 yıllık süreden evvel mirasçılara intikal etmiş olduğu, zilyetlik ve kazanım koşullarının oluşmadığı değerlendirilmiştir. İDM tarafından tüm delillerin toplandığı, sonuç olarak davanın reddine ilişkin kararda bir yanılgı bulunmadığı, istinaf itirazlarının yerinde olmadığı kanısına varılmıştır....

                , istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava ,harici taşınmaz satış bedelinin güncellenmiş bedelinin iadesi talebine ilişkindir....

                UYAP Entegrasyonu