Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan davalarda yetkili mahkemenin HUMK.Madde 9 uyarınca genel yetki olan davalının ikamet ettiği yer Beyoğlu Sulh Mahkemesi olduğundan yetkisizlik kararı verilmesi gerekmiştir, gerekçesiyle" davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Davada, tarafların fotoğraf tab makinası alım-satımı hususunda anlaşmaları nedeniyle; verilen kapora bedelinin tahsili talep edilmektedir. 4.6.1958 tarih ve 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince; Bir davada, maddi olayları açıklamak taraflara; kanunları re'sen uygulamak ve dolayısı ile hukuki nitelendirme yapmak ise hakime ait bir yükümlülüktür. Her ne kadar, mahkemece; dava, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak olarak nitelendirilmiş ise de; davalı taraf akti ilişkiyi inkar etmediğine göre, dava; satım sözleşmesine dayalı olarak verilen kapora bedelinin iadesine (alacağın tahsiline) ilişkin bulunmaktadır....

    Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak talebine ilişkindir. Somut olayda; Hazine'ye ait taşınmazın davalı Belediye tarafından dava dışı ...'ye ihale yoluyla, ... tarafından da adi yazılı satım sözleşmesi ile davacıya satıldığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince davacının davaya konu arsa bedelini davalı Belediye'den talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Sebepsiz zenginleşme, haklı bir sebep olmaksızın bir başkasının malvarlığından ya da emeğinden yararlanma olarak tanımlanır. Sebepsiz zenginleşme için, bir taraf zenginleşirken diğer tarafın fakirleşmesi, zenginleşme ile fakirleşme arasında nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Sebepsiz zenginleşme kurumunun temel özelliklerinden biri "şahsilik" prensibidir. Bu ilke gereğince kim haksız yere zenginleşmişse davanın o kişiye karşı yöneltilmesi gerekir....

      davalıdan satın alıp üstüne ev 2008/15143-2009/7386 yaptırdığı taşınmazın hazine arazisi olması nedeniyle idare tarafından yıkılması nedeniyle zararının tazmini için iki ayrı dava açmış,davalar birleştirilerek yargılamaya devam edilmiştir. 2006/281 esas sayılı davasında satım bedelinin denkleştirilerek ödenmesini talep etmiş, 2005/317 esas sayılı davasında yıkım tarihi itibarıyla evin değerinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan tahsilini talep etmiştir. Birleştirilerek görülen dava neticesinde mahkemece satım bedelinin denkleştirilerek davalıdan tahsiline karar verilmiş, ancak sebepsiz zenginleşmeden doğan alacak davası hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiştir. Yargılamaları birleştirilerek yapılmış olmakla birlikte her dava esasen müstakil dava olup bunlardan her biri hakkında ayrı ayrı hüküm tesis edilmesi gereklidir....

        Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme de zamanaşımı TBK mad. 82; "sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak 2 yılın ve her halde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte başlayarak 10 yılı geçmesi ile zamanaşımına uğrar." şeklindedir. Diğer yandan, satışa konu taşınmazın zilyetliği alıcıya devredilmiş ise, zilyetlik devam ettiği sürece zamanaşımı işlemez....

        Geçersiz sözleşmeye dayalı olarak elde edilen kazanımlar sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri istenebilir. Sözleşme geçersiz de olsa taraflar arasında gayrimenkulün satım konusunda akti ilişki bulunması sebebiyle BK. 125.maddesine göre zamanaşımı süresi sözleşmenin yapıldığı tarihten itibaren 10 yıldır.Somut olayda; davacının murisi ile davalı arasında yapılan harici gayrimenkul satım vadine ilişkin geçersiz sözleşme 13.12.2004 tarihinde yapılmış olup, 10 yıllık zamanaşımı süresi henüz dolmamıştır. Dava, süresi içerisinde açılmıştır. Mahkemece, davanın esasına girilerek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

          Dava, adi yazılı araç satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve cezai şart istemine dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında harici araç satım sözleşmesi düzenlendiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava konusu araç satış sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmemiş olması nedeniyle, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 20/d maddesi uyarınca geçersiz olduğu anlaşılmakta olup, bu tür geçersiz sözleşmelerde taraflar sözleşme uyarınca birbirlerine verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri isteme hakkına sahiptirler. Somut olayda da geçersiz sözleşme nedeniyle herkes aldığını iade ile yükümlüdür. Yine geçersiz olan sözleşme nedeniyle cezai şart talebinde bulunulamaz. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak hukukuna ilişkin davada Gaziosmanpaşa 3. Asliye Hukuk ile İstanbul 5. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, harici oto satım sözleşmesinden kaynaklanan sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; 02.10.2002 günlü oto satış sözleşmesinin haricen düzenlendiği, taraflar arasında resmi nitelikte bir satış sözleşmesi bulunmadığı anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasanın Uygulanması ile ilgili her türlü uyuşmazlıklar özel mahkeme niteliğindeki Tüketici Mahkemesinde çözümlenir. Bu durumda; resmi şekilde düzenlenmeyen oto alım-satımına dayalı davanın genel mahkemede görülmesi gerekir. O halde; davaya bakmakla görevli mahkeme Gaziosmanpaşa 3. Asliye Hukuk Mahkemesidir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak KARAR Davacı vekili, evlilik içinde edinilen araçlarla ilgili katkı payı, kayınpederine ait olan eve yaptığı iyileştirmeler sebebiyle de sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davasını birlikte açmış, Dairemizin bozma kararı sonrasında katkı payı alacağı ile ilgili davanın tefriki ile ayrı esasa kaydedilmesine, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davası ile ilgili ise davanın kabulüne karar verilmiştir. Temyize gelen hüküm, Asliye Hukuk Mahkemesinde karara bağlanan sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davasına ilişkin olup, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (3.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 28.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ:20.10.2016 K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak isteğine ilişkin olduğuna, miras taksim sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tecsil istemi bulunmadığına göre, Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 16.01.2016 tarih, 2016/1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 26.02.2016 tarihli ve 29636 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 12.02.2016 gün 2016/1 sayılı Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.)...

                  DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, harici taşınmaz satım sözleşmesine dayalı satış bedeli, cezai şart ve müştemilat bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda yukarıda yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Borçlar Kanunu’nun konuya ilişkin 61 ve devamı maddelerindeki (TBK'nın 77 ve ardından gelen maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir....

                  UYAP Entegrasyonu