(Yargıtay 13.HD. 2016/13220 Esas 2019/4743 Karar sayılı ilamı, 2015/13475 Esas 2017/1907 Karar sayılı ilamı) Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmekle davanın ayıplı araç sebebiyle ödenen bedelin rücuen tahsili istemiyle başlatılan icra takibine konu alacak bakımından açılmış menfi tespit davası olması, resmi satış sözleşmesi gereği aracın malik olan Azer Benli tarafından davalı Engin Yazıcı'ya satıldığının anlaşılması, davalı vekilinin davamızın tarafları arasında harici satış sözleşmesi yapıldığını iddia etmesi, bu iddianın davacı tarafça kabul edilmemesi, harici satış sözleşmesi yaptığını iddia eden tarafın bu iddiasını davanın değeri itibariyle yazılı delille ispat etmesinin gerekmesi, ancak davalı tarafça bu ispat yükünün yerine getirilememiş olması sebebiyle davacı tarafın galerici sıfatıyla aracı satmamış olduğu, Azer Benli ve Engin Yazıcı arasındaki satış işlemine aracılık ettiği kanaatine varılması, davalı Engin Yazıcı'nın ancak resmi satış sözleşmesinin tarafı olan kişiden...
nın imzasının olup diğer davalı Onurun imzasının olmadığı 27.04.2009 tarihli belge içeriğine göre ise davacılardan satış bedelini tahsil eden davalı ...'in davacılar ile olan harici sözleşmeden doğan borçlar üstlenilmediği gibi borcun naklide söz konusu değildir. Davacılar ile harici taşınmaz satış sözleşmesi ile bu sözleşme kapsamında alıcı -davacılar tarafından yapılan ödemeyi teslim alıp tahsil eden yüklenici firma temsilcisi de olan davalı ... olup harici taşınmaz satış sözleşmesinin geçersizliği sebebiyle davacılardan alınan satış bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davacılara iadesinden de bu davalı sorumlu tutulmalıdır. Arsa maliki olan diğer davalıların ise kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamına göre yüklenici firmaya bırakıldığı anlaşılan bağımsız bölümün yüklenici firmanın temsilcisi tarafından şahsen kendi ad ve hesabına haricen satışı ile tahsil edilen bedelden alıcılara karşı sorumlu tutulması mümkün değildir....
ın imzalamış olduğu kambiyo senetlerinin sebepten mücerret olduğunu, kefalet sözleşmesinin geçersizliği nedeniyle bu senetlerin de geçersiz olduğunun kabul edilemeyeceğini, davanın senetlerin sahibi olan müvekkiline yöneltilmesi gerektiğini, davanın eksik açıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacının dava konusu protokol kapsamında verilen senetlerin alacaklısı ihbar olunan Bu Piliç ...'yi davada taraf olarak göstermediği ve ihbar olunan hakkında davanın esasına yönelik karar verilmesinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, eşin rızasının alınmaması nedeniyle kambiyo senedine aval veren eşin yaptığı işlemin geçersizliği nedeniyle menfi tespit talebine ilişkindir....
Diğer yönden, harici satış sözleşmesini düzenleyen ... ile taşınmazın önceki malikleri arasında yapılmış bir kat karşılığı inşaat ve/veya taahhüt sözleşmesi bulunmadığından uyuşmazlık hakkında 30.09.1988 gün 1987/2 E. 1988/2 K. sayılı YİBK.’nın uygulanmasına da olanak bulunmamaktadır. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, her ne kadar satış sözleşmesini düzenleyen davalılardan ..., ... Turizm. Ltd. Şti.nin ortağı ise de satış sözleşmesinin şirket adına değil bireysel olarak düzenlendiğine, yine taşınmaz daha sonra satış yoluyla ... Turizm. Ltd....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/625 Esas KARAR NO : 2024/141 DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 22/09/2023 KARAR TARİHİ : 19/02/2024 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile ; davalı ile aralarında bir tarım makinesinin satımı konusunda anlaşıldığını, müvekkilinin bunun bedelini temin için destekleme kredisine başvurduğunu, kredi çıkıp davalıya ödeme yapılana kadar davaya konu senedin teminat olarak verildiğini, ödemenin yapılmasına rağmen senedin takibe konduğunu bu senetten borçlu olmadıklarını öne sürmüştür....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, harici taşınmaz satış sözleşmesi ile satılıp davacı yanca üzerinde bağımsız bölüm inşa edilen taşınmazın tapuda pay devri yapılmamasından kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı yanca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-İddiaya göre 200,00 YTL, savunma ve mahkemenin kabulüne göre 10,00 YTL. satış sözleşmesinin düzenlendiği tarihte satış bedeli olarak davalıya ödenmiştir....
Dava, finansal kiralama sözleşmesinde kiracı olan şirket ile finansal kiralama sözleşmesinin kefili ve ayrıca finansal kiralama sözleşmesinden doğabilecek finansal kiracı borçlarının teminatı olarak ipotek veren ve yine bu sözleşmedeki kira bedellerinin ödenmesi için verilmiş finansal kiracı tarafından keşide edilmiş bonolarda avalist olan gerçek kişi tarafından finansal kiralayana karşı açılmış bir menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davasının konusu, davalı tarafından davacılar aleyhine başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesine yönelik takip ile bonoların tahsilini amaçlayan diğer bir takip dosyasıdır....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 25/05/2021 NUMARASI : 2020/218 ESAS - 2021/453 KARAR DAVA KONUSU : Devre Mülk Sözleşmesinin Feshi - Alacak KARAR : Davacı dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında devremülk satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca müvekkilinin 14.500,00 TL borçlandırıldığını, sözleşme uyarınca müvekkilinin davalıya dava tarihine kadar toplam 5.100,00 TL ödeme yaptığını, sözleşmenin geçerli şekilde yapılmadığını ve taahhüt edilen hiç bir şeyin davalı tarafça yerine getirilmediğini, ileri sürerek devremülk satış ve kullanma sözleşmesinin geçersizliği ile iptaline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.100,00 TL'nin avans faiziyle beraber müvekkiline iadesine, imzalanan senetlerin iptali ve iadesi ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, müvekkili adına oluşturulan tapu hissesinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, harici motorlu araç satış sözleşmesine istinaden davalıya takasa verilen aracın iadesi, yapılan ödemenin istirdadı, aynı sözleşme uyarınca verilen bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile senetlerin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, 13.09.2010 tarihli, 2010/8235 Esas - 9615 Karar sayılı ilam ile "...davacıların elinde bulunan dorsenin parçalandığı, aynen iade imkanının kalmadığını savunmuştur....
Tarafların tapu verilmediği takdirde satış bedeli olarak ödenen paranın rayiç bedel olarak iade edileceği konusunda anlaştıklarına göre, taşınmazın tapusunun devredilmeyeceğinin kesinleştiği tarihte satışa konu taşınmazların rayiç değerinin uzman bilirkişi veya bilirkişiler marifetiyle tespit edilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken mahkemece denkleştirici adalet ilkesine göre yapılan hesaplama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 3-Taraflar arasındaki 27.10.2005 tarihli harici satış sözleşmesinin 6. maddesi gereğince tapunun devredilmesinin teminatı olarak davalıların murisi Mevlüt Elmas tarafından davacı alıcıya verilen 27.10.2005 tanzim tarihli bono, davacı tarafından davalılara iade edilmedikçe davacının sözleşme gereğince doğan zararının tahsili mümkün değildir....