Davalı ... vekili, bütün satış işlemlerinin müvekkili tarafından yürütüldüğünü, davacının haczinin düştüğünü, takip tarihlerinin davacının takip tarihinden önce olduğunu, henüz ortada olmayan bir alacak için muvazaa oluşturulamayacağını, araç alım satımından kaynaklanan borcun ödenmemesi nedeni ile borçlunun rızası ile gayrımenkulüne haciz koyulduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalılar ile davacının danışıklı olarak borç ilişkisi meydana getirdikleri, borçlunun icra takibini hızlandırmak için çaba sarfettiği, davalıların alacaklarını ispat edemedikleri gerekçesi ile sıra cetvelinden çıkarılmalarına karar verilmiştir. Karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraza ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Dava, ayıplı araç satımından kaynaklanan bedel iadesine isteğine ilişkin olup mahkemece dava konusu araç, ticari araç olduğu kabul edilerek Ticaret Mahkemesi sıfatıyla karar verildiğinden kararın temyizen incelenmesi görevi 19.Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 19.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 25.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2018/350 Esas KARAR NO : 2022/240 DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 04/05/2018 KARAR TARİHİ : 24/03/2022 KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin davalılardan ... Sistem Otomotiv İnşaat Turizm Tic. Ltd....
Davacı vekili, müvekkiline temlik edilen İstanbul 7.İcra Müdürlüğünün 2005/1591 sayılı dosyasındaki takibin kesinleşmesinden sonra davalı borçlunun zamanaşımı itirazı sonucu icra mahkemesince icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, takip konusu alacağın ödenmediğini, İİK’nun 33/a maddesine göre bu davayı açtığını ileri sürerek, 25.000 TL.nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, mahkemece keşideci ile lehtar arasındaki mal alım satımından kaynaklanan temel ilişkinin davacı tarafından ispatlandığı, keşideci borçlunun zamanaşımı dışında borcun ödendiğine ilişkin bir savunma bulunmadığı, keşideci ve lehtar arasındaki temel ilişkiden kaynaklanan alacağın zamanaşımına uğramadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Takip borçlusu davalının, icra mahkemesine başvurması üzerine icra mahkemesince zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle İİK 33/a maddesi uyarınca takibin geri bırakılmasına karar verilmiştir....
Karar sayılı karar ile "Davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlık 6102 TTK’nın 4. maddesi gereğince mutlak ticari işlerden olan bonodan kaynaklanmakta ise de, taraflar arasında araç alım satımına yönelik temel ilişki bulunmaktadır. Davacı, menfi tespite konu bononun araç alımı nedeniyle verildiğini, davalı da araç alım satımından kaynaklanan akdi ilişki nedeniyle alacaklı olduğunu iddia etmektedir. Davacı, ticari ve mesleki amaçlarla hareket etmeyip tüketici, davalının ise ticari ve mesleki amaçla, araç alım satımı ile iştigal eden galerici olduğu, tarafların bu sıfatlarına ve dava konusu alacağın dayanağı araç alım satım işleminin 6502 sayılı Kanun’un 3. maddesi kapsamında bir tüketici işlemi olduğundan ve tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli bulunduğundan eldeki davaya bakmakla görevli mahkeme tüketici mahkemeleridir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Boyabat Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 30/06/2015 NUMARASI : 2014/1041-2015/421 - K A R A R - Uyuşmazlığın tarafların sıfatına ve araç alım-satımından kaynaklanmasına göre, kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında olup, Yüksek 13.Hukuk Dairesinin görevi dahilindedir. 11.04.2015 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı kanunla değişik 2797 Sayılı Kanunun 60.maddesi uyarınca görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın Yüksek 1.Başkanlığa sunulmasına 12.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı vekili, davalıdan satın alınan araç karşılığında verilen icra takibine konu bononun araç iade edilmesine rağmen takibe konulduğunu ileri sürerek bedelsiz kalan senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Davalı Boyabat Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan 11.04.2011 tarihli beyanında; senedin davacıya satılan araç bedeli olarak alındığını ancak aracın daha sonra iade edildiğini kabul etmiş, devamla davacının tamir masrafı ile aracın satış bedelinden doğan fark nedeniyle takip konusu 8.000 TL. kadar borçlu olduğunu, bu nedenle takibe konu bono bedeli 25.000,00 TL. üzerinden takip yapılmayıp alacaklı olduğu 8.000,00 TL. üzerinden takip yaptığını ileri sürmüştür. O halde, davalı taraf araçta meydana gelen hasar nedeniyle yapılan tamir masrafı ile aracın alım satımından doğan fark nedeniyle davacıdan alacaklı olduğunu ispat etmekle yükümlüdür....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, kamyon alım satımından kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın niteliğine göre kararın temyizen incelenmesi görevi 19.Hukuk Dairesinindir. SONUÇ:Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 19.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 1.7.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; Oluş ve dosya içeriğine göre, sanık savunması, mağdur anlatımları ve tanık ...’in beyanları ile 06.03.2013 tarihli vekaletname içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanıkla mağdur arasında araç alım satımından kaynaklanan bir hukuki ilişkinin bulunduğunun ve katılandan tehdit edilmek suretiyle alındığı belirtilen senedin söz konusu hukuki ilişkiden doğan alacağın tahsili amacıyla alındığının anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin TCK’nin yağmada daha az cezayı gerektiren hal başlıklı 150/1. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; Suçun konutta işlendiğinin anlaşılması karşısında, TCK’nin 149/1-d bendi uygulaması ile hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemiş olması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve savunmanının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 05/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
TÜRK MİLLETİ ADINA 1-a)Sanık hakkında ... 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 28.10.2004 tarih ve 834/128 sayılı kararı ile 765 sayılı TCK.nun 258/1,647 sayılı Yasanın 4 ve 6. maddeleri uyarınca verilen ve 10.03.2005 tarihinde kesinleştiği anlaşılan cezasının tekerrüre esas olduğu anlaşıldığı halde, verilen cezanın 5237 sayılı TCK.nun 58/6-7 maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, b-Sanıkla mağdur arasında araç alım satımından kaynaklanan hukuki nitelikteki anlaşmazlığın haksız tahrik nedeni olarak kabul edilemeyeceğinin düşünülmemesi, Aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. 2-Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın kasten insan öldürmeye teşebbüs suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, takdire ve tahrike ilişen cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre...