Haksız icra takibi ve haciz tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 60. maddesi haksız fiil nedeniyle tazminat davasının zararın ve sorumlunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl, her halde zararı doğuran olayın gerçekleşmesinden itibaren on yıllık sürede zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir. Haksız fiil aynı zamanda suç teşkil eden bir eylem ise ve Ceza Kanunu’nda daha uzun zamanaşımı süresi öngörülmüşse haksız fiil sorumluluğunda da bu (uzamış) ceza zamanaşımı süreleri uygulanır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalının eyleminin .. 156. maddesinde düzenlenen bedelsiz senedi kullanma suçunu oluşturduğu anlaşılmakta olup, haksız fiil tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı .. 66/e maddesi uyarınca, beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda zamanaşımı süresi sekiz yıldır....
TTK'nın 56. maddesinde ise; haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimsenin, fiilin haksız olup olmadığının tespitini, haksız rekabetin önlenmesini, haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, kusur varsa zararın tazminini, TBK'nın 58. maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği belirtilmiştir....
Buna göre bir eylemin haksız rekabet olup olmadığının belirlenmesindeki, o eylemin dürüstlük kuralı ile örtüşüp örtüşmediğine bakılmalıdır Haksız rekabetin genel tanımını veren bu hükmün yanı sıra, TTK m. 55 hükmü uygulamada sıkça karşılaşılan haksız rekabet hallerini sınırlayıcı olmayacak şekilde saymıştır. Bununla birlikte TTK m. 55’te sayılan haksız rekabet hallerinin sınırlayıcı olmadığı, sadece TTK m. 54/2’de belirtilen haksız rekabet eyleminin örnekseme yoluyla sayılmış örnekleri olduğu açıktır. Ayrıca TTKm.55 özel olarak bazı haksız rekabet eylemleri sayılmıştır. Bunlardan TTK m.55/4’de yer alan “Başkasının malları, işi ürünlerini, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak” şeklindeki eylem açısından davalı tarafın eyleminin değerlendirilmesi gerekmektedir....
Başka bir anlatımla, haksız tahrik halinde failin iradesi üzerinde zayıflama meydana gelmekte, böylece haksız fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altındaki kişinin suç işlemekten kendisini alıkoyma yeteneği önemli ölçüde azalmaktadır. Haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi açısından, failin suçu ilk haksız fiilin doğurduğu öfke veya şiddetli elemin etkisiyle işleyip işlememesi önemlidir. Mağdur ya da ölenden gelen haksız hareketin psikolojik etkisinin devam ettiğinin kabulünde zorunluluk bulunan hâllerde, haksız tahrik hükmünün uygulanması gerekmektedir....
Haksız rekabet, Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) 54 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. TTK'nın 54/1. maddesinde haksız rekabetin amacı "bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması" olarak ifade edilmiş, 2. fıkrada ise haksız rekabet tarif edilerek "rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır" şeklinde belirtilmiştir. TTK'nın 55. maddesinde ise haksız rekabet sayılan bazı haller, sınırlayıcı olmamak üzere sayılmıştır. Bu nedenle sayılan haller dışındaki eylemlerin haksız rekabet oluşturup oluşturmadığının da somut olayın özelliklerine göre değerlendirilmesi gerekmektedir....
Haksız tahrik hükümlerinin uygulanabilmesi için; a)Tahriki oluşturan haksız bir fiil olmalı, b)Fail öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalmalı, c)Failin işlediği suç bu ruhi durumun tepkisi olmalı, d) Haksız tahrik teşkil eden fiil, mağdurdan sadır olmalıdır. Buna göre, ilk haksız hareketin, mağdurdan sanığa yönelmiş olması durumunda, sanık hakkında haksız tahrik indirimi uygulanmasında, tersi durumunda yani ilk haksız hareketin sanıktan sadır olması durumunda ise, bu hükmün uygulanamayacağında bir tartışma söz konusu değildir. İlk haksız hareketin hangi taraftan geldiğinin tespit edilememesi halinde ise, “Şüpheden sanık yararlanır” ilkesi uyarınca sanık/sanıklar lehine haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği, hem Yargıtay ilgili Daireleri hem de Yargıtay Ceza Genel Kurulunca mutlak şekilde kabul görmüş, evrensel bir hukuk kuralıdır....
Bu dosya kapsamında verilen ihtiyati tedbir kararının haksız olup olmadığı HMK'nın 399/2 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararını veren mahkemece yapılacak yargılama sonucu belirlenmesi gerekmektedir. HMK'nun 399/2. maddesi uyarınca, haksız ihtiyati tedbirden dolayı tazminat davası, aleyhine haksız olarak ihtiyati tedbir konulmuş olan kişi (asıl davanın davalısı) tarafından, haksız ihtiyati tedbir koydurtmuş olan tarafa (asıl davanın davacısına) karşı, esas hakkındaki davanın karara bağlandığı mahkemede açılır. Bir başka deyişle, görevli ve yetkili mahkeme, asıl davayı görüp karara bağlayan mahkemedir....
Haksız rekabet hükümleri TTK'nun 54 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davacı taraf haksız rekabet vakıasına dayandığına göre 6102 sayılı TTK ve 6100 sayılı HMK'nın göreve ilişkin hükümleri uyarınca uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Somut olayda rekabet yasağı sözleşmesinin bulunmadığı, davalı ...'ın hizmet sözleşmesi'ni imzalamadığı ve 30/11/2018 tarihinde işten ayrıldığı, 2-3 ay sonra davalı şirkette çalışmaya başladığı, davalı şirketin haksız rekabette bulunduğu, ürün benzerini kopya ettiği,davacının müşterileri ili ilişki kurulduğu ileri sürülerek haksız rekabette bulunulduğu ileri sürülmektedir.Dava; iş sözleşmesinden kaynaklanan rekabet yasağının ihlal edildiği iddiasına dayalı olmayıp ,davalı ...'ın işyerinden ayrıldıktan sonra davalı şirketin YK başkanı davalı ile birlikte haksız rekabet teşkil eden eylemlerde bulunarak davacı şirkete zarar verdiği iddiasına dayalıdır....
Bu durumun dışında sanık ile mağdurlar arasında, karşılıklı haksız davranışlarda bulunulması halinde sanığın, mağdur ile birbirlerine yönelik haksız tahrik oluşturan davranışların, birbirlerine karşı orantılı ve ölçülü bir şekilde olmalı söz konusu eylemlerde öncelik ve sonralık durumları ile birbirlerine etki ve tepki şeklinde gelişip gelişmediği gözönüne alınmalı ve etki ve tepki arasında denge olmalı ve davranışlarda açık bir oransızlık bulunmamalı, sanığın başlangıçta haksız davranışa gösterilen tepkinin açık ve oransız biçimde olduğunun saptanması halinde sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanması sağlanmalıdır. Somut olayda; sanık ...'ın ağabeyi olan ...'in siparişlerinin mağdur ... tarafından sanığın işyerine götürüldüğü ancak fiyatı pahalı bulunarak sanık ...'ın siparişleri almadığı ve malı geri gönderdiği ve mağdur ...'ya sinkaflı sözlerle küfür ettiği, mağdur ...'nın durumu dayısı olan ...'a anlattığı ve ...'ın sanık ...'ın ağabeyi olan ...'...
bu hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığının belirtildiğini ve yalnızca maddi tazminata ilişkin hüküm kurulduğunu, ancak davalı tarafça yaptırılan ilanlarda mahkemenin esas ve karar nosunun bozmadan sonraki numaralarının gösterildiğini, metnin altında ilk kararı veren hakimlerin ve katibin sicillerinin yazılı olduğunu, ikinci kararda haksız rekabete ilişkin hüküm kısmı olmamasına rağmen haksız rekabete ilişkin fıkraların ikinci kararın hükmü gibi ilan edildiğini, yine ikinci verilen kararda haksız rekabetin ilanına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığını, davalı tarafın davacıları piyasada ve müşterileri önünde küçük düşürmek ve haksız rekabet yaratmak amacıyla resmi bir belgeyi bozarak başkalarını aldatacak şekilde tanzim edip kullandığını, ayrıca bu hususu www.atempo.com.tr adlı internet sitesinde aylarca yayınladığını ve bu şekilde haksız rekabette bulunduğunu, ayrıca mahkeme kararında ilanın aynı puntolarla yapılmasına karar verilmesine rağmen kasıtlı olarak büyük harflerle...