Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA : Davacı vekili, davalının son ciranta, müvekkilinin keşideci olduğu 28.02.2017 keşide tarihli 17.100,00 TL bedelli çekin iptali için dava dışı .... tarafından dava açıldığını, ihtiyati tedbir kararıyla tüm bankalara ödeme yasağı konulduğunu, müvekkilinin çekin iptaline dair herhangi bir bilgisi olmadığını, müvekkilinin banka hesabından keşide tarihinde alacaklı hesabına çek bedelini geçtiğini, ancak aynı tarihte çek provizyonunun iptali gerçekleştirilerek çek bedelinin müvekkilinin hesabına iade edildiğini, daha sonra davalı tarafından iptale konu olan ve ödeme yasağı bulunan çek hakkında haksız ihtiyati haciz kararı alınarak uyguladığını, müvekkilinin ihtiyati haciz kararının verildiği ay içerisinde başkaca çek ödemeleri olması nedeniyle takip dosyasındaki son hesabı ödeyerek fazladan ödeme yaptığını, davalının ödeme yasağı bulunan çek hakkında haksız ihtiyati haciz kararı alarak müvekkilini maddi ve manevi zarara uğrattığını ileri sürerek, 5.620,00 TL maddi tazminat...

    Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Eldeki davada istem, hırsızlık, mala zarar vermek ve konut dokunulmazlığını ihlal eylemlerine dayalı maddi manevi tazminat (alacak) isteklerine ilişkindir. Davacılar vekilinin ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir isteminde bulunması hukuka aykırı ise de; ilk derece mahkemesince istemin ihtiyati haciz olarak kabul edilerek karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir....

      İİK.nın 258/1 maddesine göre İhtiyati Haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Diğer yandan İİK 264 maddesi hükmüne göre yargılama sırasında da ihtiyati haciz kararı verilebilir. Somut olayda, dava dilekçesine ekli belgelerden davalıya ait araçta yolcu olan davacıların murisinin gerçekleşen tek taraflı kazada öldüğü, olay nedeniyle davalı sürücü hakkında ceza soruşturması yapıldığı anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde davalı tarafa ait araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile sebebiyet verdiği kaza sonucu davacıların maddi ve manevi zararlarının davalıdan tahsili istenmiştir. Yukarıda belirtilen belgeler de nazara alındığında, davacı tarafın tazminat istemi haksız fiile dayanmakta olup olay tarihi itibariyle muaccel hale gelmiştir....

        Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Eldeki davada, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan haksız eylem nedeniyle manevi tazminat (para alacağı) istenildiğine göre; istemin ihtiyati haciz olduğu açıktır. Buna rağmen, ilk derece mahkemesince davacının talebi gibi istemin ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir olarak nitelendirilmesi hukuka aykırı olmuştur. Keza, 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için bir alacağın varlığı ve bu alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır....

        Şahıslardaki hak ve alacaklarına alacağa yetecek kadar sınırla ihtiyati haciz konulmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine,..." karar verilmiştir. Verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; Davalı murisi müvekkiller murisinin yaşamını yitirmesine sebebiyet verdiğini, 1000.000,00 TL için İhtiyati haciz kararı verildiğini, ancak sonrasında davalı yanın itirazı üzerine duruşmada 450.000,00 TL ara kararda ise duruşmadaki kısa karar ile çelişilerek 250.000,00 TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verildiğini, destekten yoksun kalma tazminatı, manevi tazminat talepleri bir bütün halinde değerlendirildiğinde en azından 1.000.000,00 TL manevi tazminat talebi üzerinden kabulüne kararı verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Dava dilekçesinde davacı T2'nin manevi tazminat talebi ve ihtiyati haciz şartlarının bulunmadığı gerekçesiyle kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

        Her ne kadar davacı haksız işlemden dolayı tazminat talep etmişse de davalı tarafça yabancı mahkeme kararının tenfizi için dava açıldığı ve tenfizine karar verilen söz konusu mahkeme kararına dayanılarak ihtiyati haciz talebinde bulunulduğu, ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verildiği, ancak ihtiyati haczi tamamlayan merasimlerin süresinde ikmal edilmemesi sebebiyle icra mahkemesince ihtiyati haczin kaldırıldığı, ihtiyati hacze dayalı olarak davacının menkul ve gayrimenkul mallarına kayden haciz işlemi uygulandığı ve muhafaza yapılmadığı, buna göre haczin haksız ve kötü niyetli olduğu iddiasının ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Buna göre haksız ihtiyati haciz iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

          Davacıların manevi tazminat talebi açısından davaya konu olan olayda; manevi tazminat miktarı tümü ile ilk derece mahkemesi tarafından toplanılacak deliller ve yapılacak yargılama sonucunda takdir hakkı da kullanılmak suretiyle tespit edileceğinden bu aşamada, manevi tazminat olarak talep edilen miktar yönünden somut bir miktar belirlenmesinin mümkün olmadığı ve dolayısı ile ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Bu haliyle, manevi tazminat bakımından ihtiyati haciz uygulanması mümkün görülmemiştir. Dolayısıyla davacılar vekilinin bu kapsamdaki istinaf itirazları yerinde bulunmamıştır. Davacıların maddi tazminat talebi açısından davaya konu olan olayda; Fazlaya dair haklar saklı tutulmuş olsa dahi ihtiyati haciz şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği bakımından davacıların dava dilekçesinde şimdilik istediği maddi tazminat miktarının esas alınması gerekir....

          dahilinde bulunduğu, kaldı ki maddi tazminat bakımından ihtiyati haciz talebinin kabulüne ilişkin karar verilmesi halinde dahi, talep edilen maddi tazminat miktarı ile sınırlı şekilde ihtiyati hacze karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla, somut olayda maddi tazminat talebi bakımından da ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmış, Tüm bu nedenlerle Davacı vekilinin maddi ve manevi tazminat bakımından ihtiyati haciz talebinin yerinde görülmeyerek reddine," şeklinde karar verildiği görülmüştür....

          2020 tarihli celse ara kararı ile manevi tazminata ilişkin olarak verilen ihtiyati hacze yönelik davalıların itirazların kısmen kabulüne, "Davacı T1 talebine konu olan manevi tazminat talebi yönünden 160.000,00 TL, T2 talebine konu olan manevi tazminat talebi yönünden 80.000,00 TL, T3'in manevi tazminat talebi yönünden 80.000,00 TL, T4 manevi tazminat talebi yönünden 40.000,00 TL miktar tutarında davalıların T7 T6 San. ve Tic.Ltd.Şti'nin menkul ve gayri menkul malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarına ve borca yetecek miktarda İİK'nın koyduğu sınırlar içinde ihtiyaten haciz uygulanmasına," karar verilmiştir. 09/10/2020 günlü ara kararına yönelik olarak davacılar vekili ve davalılar T7 T6 San. ve Tic.Ltd.Şti vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur....

          Somut uyuşmazlıkta; zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Dosyada bulunan bilgi ve belgeler de nazara alındığında haksız fiil (yaralanma) tarihi itibarıyla davacının manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir. İhtiyati haciz talep edilen davanın ilk açıldığı aşamada zararın miktarının kesin olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyetle bağdaşmayacaktır. İİK 257. maddesi; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmünü içermektedir....

          UYAP Entegrasyonu