No.lu ve 05.01.2022 tarihli ihtiyati haciz isteminin reddine ilişkin kararın kaldırılarak, ihtiyati haciz talebimizin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAFA CEVAP : Davalı taraf istinafa cevap vermemiştir. G E R E K Ç E: Uyuşmazlık, taksirle ölüme neden olmaktan kaynaklanan haksız eylem nedeniyle açılan maddi manevi tazminat davasında istenilen geçici hukuki koruma tedbirinin reddine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda özetlenen gerekçelerle, İİK un 257 inci maddesi uyarınca ihtiyati haciz koşulları gerçekleşmediğinden davacının ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Bilindiği üzere; uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır....
Diğer bir anlatımla, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasında alacağın güvence altına alınması amacıyla kural olarak ihtiyati haciz koruma tedbirine başvurulabilecek, ihtiyati tedbir konulması talep edilen davalıların malvarlığının davanın konusunu oluşturmaması nedeniyle ihtiyati tedbir kararı verilemeyecektir. Ne var ki uygulamada bu türden açılan davalarda ileri sürülen ihtiyati tedbir/ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz ve buna benzer taleplerin, mahkemece hukuki nitelendirilmesinin ihtiyati haciz olarak yapılması gerektiği kabul edilmektedir. Bu itibarla davacılar vekilinin ihtiyati tedbir olarak adlandırdığı talebinin, ihtiyati haciz niteliğinde olduğu kabul edilmiştir. Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır....
İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz kararı olan alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından geçerli olup, manevi tazminat yönünden BK’nın 49'uncu maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa da kusurlu olması da gerekmektedir. (Bkz. Prof. B. Kuru, İcra ve İflas Hukuku, Ankara, 1993, Cilt 3, Sh.2583 v.d). Haksız yere bir kimsenin mallarının haczettirilmesi, o kimsenin ticari itibarına saldırı teşkil eden ve BK'nın 49'uncu maddesi gereğince manevi tazminat ile sorumlu tutulmayı gerektiren bir davranıştır. Somut olayda, 28/02/2014 tarihli çekin keşidecisinin dava dışı .... şirketi olduğu, lehdarının ise davacı ... olduğu, çekin ciro yoluyla davalıya devredildiği anlaşılmaktadır....
Az yukarıda (3) nolu kısımda açıklandığı üzere ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir birbirinden farklı kurumlar olup birbirinin yerine ikame edilemeyeceğinden bazen verildiği üzere ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir şeklinde bir geçici hukuki koruma usulü de bulunmamaktadır. Hal böyle olunca haksız eylemden kaynaklanan tazminat ve alacak isteklerinde para alacağına kavuşulması amaçlandığından, zararın haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale geldiğinden mahkemece davacı .... yönünden de onun BTM ile giderilebilir yaralanması bulunması ve eşinin de olayda ağır yaralanması nedeniyle manevi tazminat talep edebileceği nazara alınması suretiyle her iki davacı yönünden ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davacı .... yönünden şartların bu aşamada kabule göre mevcut olmadığından bahisle ihtiyati haciz talebinin reddedilmesi doğru olmamıştır....
Mahkemece, davacının maddi zararı ile ihtiyati haciz arasında uygun illiyet bağı bulunduğundan kusur dahi aranmaksızın davalının maddi zarardan sorumlu olacağı; davalının basiretli bir tacir gibi hareket etmeyerek ödenmiş bonolar hakkında ihtiyati haciz kararı alarak fiilen uygulatması şeklindeki eyleminde hukuka aykırılık ve kusur unsurunun da gerçekleştiği; davacı şirketin kişilik haklarına haksız saldırı niteliğinde bulunduğu; davacının müterafik kusurunun bulunmadığı şeklindeki gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kural olarak haksız haciz uygulaması nedeniyle aleyhine haciz uygulanan kişi manevi tazminat isteminde bulunabilir. Dosya kapsamından fiili haciz tarihinde borcun tamamının ödenmediği, davacının bakiye borcunun bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durum, haciz tutanağında tespit edildiği üzere davacının da kabulündedir....
T.A.Ş. aleyhine 16/12/2010 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; maddi tazminat isteminin feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat isteminin esastan reddine dair verilen 11/10/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız ihtiyati haciz ve icra takibi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, maddi tazminat istemi feragat nedeniyle, manevi tazminat istemi esastan reddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur. Davacı, dava dışı .... Ltd....
Bununla birlikte hemen belirtmek gerekirki, manevi tazminat miktarının takdirinin hâkime ait olduğu, hâkimin yargılama sonunda hak ve nesafete uygun karar vereceği, böylece bu aşamada talep edilen miktarın tamamı yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesinin doğru olmayacağı değerlendirilerek, mahkemece uygun görülecek miktar yönünden, yine aynı Kanunun 259'uncu maddesi uyarınca takdir edilecek teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği düşünülmüş, bu itibarla davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin maddi tazminat davası yönünden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamakla birlikte, manevi tazminat davası yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken yazılı biçimde reddine karar verilmesi doğru olmamıştır....
hale geldiği, rehinle temin edilmediği, kusur durumunun ve tazminat miktarının tam olarak tespitinin yargılamayı gerektirdiği anlaşılmış ise de, ihtiyati haciz kararının talep edilen tazminatla sınırlı olarak verilmesi, davacı tarafça talep edilen maddi tazminat miktarının hayatın olağan akışı içerisinde herkeste bulunabilecek ve ödenebilecek bir tutar olması, şartlar değişip, koşulları oluştuğu takdirde yargılamanın devam ettiği aşamalarda yeniden ihtiyati haciz talebinde bulunulabilmesine göre maddi tazminat istemi açısından ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, yine davacılar tarafından dava konusu yapılan manevi zarara karşılık toplam 450.000,00 TL manevi tazminat alacağının temini için de ihtiyati haciz talep edilmiş ise de, bilindiği üzere manevi tazminat, kişinin kişilik haklarının ihlali halinde, bu kapsamda huzur, güvenlik, sağlık ve benzeri haklarının saldırıya uğraması nedeniyle; miktarı, kapsamı ve koşulları hakimin takdirine...
Maddesine açıkça aykırı davasının esasa ilişkin beyanlarımız doğrultusunda esastan reddi gerektiğini, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle, mahkemenizin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine, davacı taleplerinin belirsiz alacak olarak ileri sürülmesi mümkün omadığından hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, aksi halde davacının haksız, hukuki mesnetten yoksun ve kötüniyetli davasının esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline, karar verilmesini arz ve talep etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, haksız ihtiyati haciz nedeniyle maddi manevi tazminat istemine ilişkindir. 2004 sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür....
Dava haksız fiil iddiasına dayalı maddi - manevi tazminat istemine ilişkin olup, 24/03/2023 tarihinde harçlandırılarak açılmıştır. Davacı davalılardan HMK'nın 107 maddesi kapsamında 20.000,00 TL manevi tazminat ve şimdilik 1.200,00 TL maddi tazminat olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; ihtiyati haciz koşullarının oluşup oluşmadığı hususuna ilişkindir. İhtiyati haciz, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir. (HMK 406/2) Geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacı, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için, elde edilmesi umulan hakların ya da onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerekir....