a, Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünden emekli olduğunu söyleyip, devlet memuru olmasına yardımcı olacağına dair yalan söyleyerek sözde yapacağı işlemler karşılığında ve masraf adı altında katılandan 2.400.00 TL para almak suretiyle haksız menfaat temin ettiği, Katılan ...'a, sigortasını yatıracağına dair yalan söyleyerek yapacağı sözde işlemler karşılığında 1.200,00 TL parasını almak suretiyle haksız menfaat temin ettiği, Katılan ...'a, emeklilik işlerini halldeceğine ve emekliye ayrılmasının mümkün olacağına dair yalan söyleyerek katılandan 3000.00 TL para almak suretiyle haksız menfaat temin ettiği, Katılan ...'a, kendisini ... ismi ile tanıtıp Bağkur işlemlerini halledeceği vaadiyle 1.650,00 TL parasını almak suretiyle haksız menfaat temin ettiği, Katılan ...'e, ... ülkesinde çalışırken oluşmuş bulunan sigorta kesintilerinin alınabilmesi için gerekli olan tüm işlemleri takip edeceği vaadinde bulunarak katılandan 150,00 TL para almak suretiyle haksız menfaat temin ettiği, Katılan ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma HÜKÜM : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: Haksız tahrik hükümlerinin uygulanabilmesi için suçun mutlaka haksız fiili gerçekleştiren kişiye karşı işlenmesi gerektiği ancak dosya içeriğine göre mağdurlardan kaynaklanan haksız tahrik oluşturan bir eylem bulunmadığı anlaşıldığından tebliğnamedeki haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğine yönelik bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre suça sürüklenen çocuk müdafinin bir nedene dayanmayan temyiz itirazının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 25.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Madde 56 "Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b) Haksız rekabetin men’ini, c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. "hükümleri yer almaktadır. Haksız rekabet hükümlerinin amacı yasada "bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması" şeklinde tanımlanmıştır....
Yapılan eylemin -- amacı, tekrar sayısı, uygulanan yöntem ya da araç gibi hususlar değerlendirilerek haksız rekabet teşkil edip etmediğinin değerlendirilmesi gerekir. Nitekim Yargıtay'ın ----edip etmeyeceği her somut olayın özellikleri dikkate alınarak belirlenmesi gerektiği kuşkusuzdur. " denilmek suretiyle bu husus vurgulanmıştır. TTK m.54/2'de bir davranış veya ticari uygulamanın haksız rekabete neden olup olmadığının tespitinde istifade edilebilecek genel ilke ortaya konmuştur. Bu hükme göre, rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. Bir davranış veya ticari uygulamanın haksız rekabet olarak nitelendirilebilmesi için failin kusurunun bulunması ise gerekmez---- yalnızca haksız rekabet sebebiyle açılacak maddi ve manevi tazminat davaları yönünden aranacak bir unsurudur....
AŞ'nin eylemlerinin davacıya karşı haksız rekabet teşkil eder nitelikte olduğu, 6102 sayılı TTK'nın 56. maddesi uyarınca, haksız rekabete maruz kalan kimsenin, haksız rekabetin tespiti yanında, bu eylemlerin menini de talep edebileceği ancak men talep edilebilmesi için haksız rekabete yol açan fiilin devam etmesi veya tekrar edilme tehlikesinin bulunması gerektiği, somut olayda, davalı ...'in haksız rekabette bulunduğu ve haksız rekabete yol açan fiilinin de devam ettiği anlaşıldığından, davacının haksız rekabetin menine ilişkin talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu yönden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediği, her ne kadar davacı tarafça, 6102 sayılı Kanun'un 56/1-c maddesi uyarınca davalıların haksız rekabeti sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılması için söz konusu yapıda uygulanan hastane projesinin ortadan kaldırılması talep edilmiş ise de, davalı ... İnş. Müh....
Katılanın önceki bu haksız davranışının sanık yönünden haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasını gerektirip gerektirmediği hususunu inceleyecek olursak; Cezayı etkileyen bir hal olarak TCY'nın 51. maddesinde düzenlenen haksız tahrik; failin, haksız bir fiilin doğurduğu öfke veya elemin etkisi altında hareket ederek bir suç işlemesidir. Haksız tahrik hükümlerinin uygulanabilmesi için; a) Tahriki oluşturan bir fiilin olması, b) Bu fiilin haksız bulunması, c) Failin öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalması, d) Failin işlediği suçun, bu ruhi durumun tepkisi olması, e) Haksız tahrik oluşturan eylemin mağdurdan sadır olması ya da mağdurun o fiili önleme sorumluluğunun bulunması, f) Suçun, tahriki oluşturan fiili gerçekleştiren kişiye yönelik olması gerekir. Görüldüğü gibi, tepki suçunun işlenmesi bakımından yasamızda bir zaman sınırlamasına yer verilmemiştir....
Ayrıca aynı kanunun 16. maddesinde de haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemelerinin de yetkili olduğu belirtilmiştir. Uyuşmazlığa konu eldeki davanın haksız eylemden kaynaklanması nedeniyle HMK 16. maddesinin de açıklanması ve HMK 7. maddesi ile birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. 6100 s. HMK’nın “Haksız fiilden doğan davalarda yetki” başlıklı 16. maddesi; “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir” düzenlemesini içermektedir. Bu aşamada hemen belirtilmedir ki, HMK 7. madde metninde, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkemenin kanunda belirtilmesi halinde bu yerin davada “kesin” yetkili olduğu hususunda açık bir düzenleme yazılı değildir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi talebine ilişkindir. 6102 Sayılı TTK'nın 54. maddesinde belirtildiği üzere, haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır....
Ayrıca aynı kanunun 16. maddesinde de haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemelerinin de yetkili olduğu belirtilmiştir. Uyuşmazlığa konu eldeki davanın haksız eylemden kaynaklanması nedeniyle HMK 16. maddesinin de açıklanması ve HMK 7. maddesi ile birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. 6100 s. HMK’nın “Haksız fiilden doğan davalarda yetki” başlıklı 16. maddesi; “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir” düzenlemesini içermektedir. Bu aşamada hemen belirtilmedir ki, HMK 7. madde metninde, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkemenin kanunda belirtilmesi halinde bu yerin davada “kesin” yetkili olduğu hususunda açık bir düzenleme yazılı değildir....
Haksız tahrik hükmünün uygulanması yönünden yapılan inceleme sonucunda ise; olayın taraflar arasında çıkan tartışmanın büyümemesi için araya giren, sanık ...'in kardeşi, ...'ın halası, mağdurun ise eşi olan tanık ...'yi iten mağdurun sanık ...'e tokat atması ile olayın başladığı anlaşılmaktadır. Haksız tahrikten bahsedilebilmesi için, haksız tahriki oluşturan bir fiilin bulunması, bu fiilin haksız olması, haksız fiilin mağdurdan kaynaklanması, bu haksız hareketin failde hiddet ve şiddetli eleme yol açması, suç teşkil eden eylemle haksız fiil arasında bir illiyet bağı bulunması gerekmektedir. Somut olayda Mağdurun tanık ...'yi itmesi ve akabinde de sanık ...'e tokat atması karşısında, bir birini takip eden bu hareketlerin her iki sanıkta hiddet ve şiddetli eleme neden olacak nitelikte olduğu ve haksız fiil niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır....