Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir....

    aleyhine 07/06/2013 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 22/04/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalının birden fazla haksız haciz yaptığından dolayı zarara uğradığını, haciz baskısı altında borcu olmayan parayı ödemek zorunda kaldığını, kapısına haciz memuru dayandığından dolayı manevi zarar gördüğünü belirterek, uğradığı maddi ve manevi zararların tazminini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

      İcra Müdürlüğü'nün 2009/9438 sayılı takip dosyası ile yapılan 05/06/2009 tarihinde yapılan icra takibinin ve 09/06/2009 tarihinde uygulanan haczin 03/06/2009 tarihinde yapılan mal iadesi sonucunda bedelsiz kalan çeklere dayalı olarak yapılmış olması nedeniyle haksız olduğunu, davacı şirketin takip ve haciz tarihinden önce ödeme güçlüğü içine düşmüş olması nedeniyle davacı şirketin ticari faaliyetinin durmasına tek başına davalı tarafından yapılan haksız icra takibi ve haczin neden olmadığını, yapılan haksız takip ve uygulanan haksız haczin davacı şirketin ekonomik durumunun daha da ağırlaşmasına, maddi ve manevi zarar görmesine neden olduğunu, davalı şirket tarafından davacı şirket aleyhine başlatılan haksız icra takibi ve uygulanan haciz nedeniyle davacı şirketin uğradığı maddi zararın miktarının kanıtlanamamış olduğu, dava dosyasındaki mevcut bilgi ve belgelerin maddi zarar tutarının hesaplanmasında yetersiz olduğunun belirtildiği, tarafların itirazları üzerine aynı bilirkişi heyetinden...

        Manevi tazminat yönünden; Yukarıda açıklanan ihtiyati haciz koşullarının manevi tazminat istemi yönünde de gerçekleşmesi gerekmektedir bu kapsamda eldeki dosyaya baktığımızda; Bilindiği üzere manevi tazminat kişinin kişilik haklarının ihlali, bu kapsamda huzur, güvenlik, sağlık ve benzeri haklarının saldırıya uğraması halinde miktarının, kapsamının ve koşullarının hakimin takdirine bağlı olarak belirlendiği bir tazminat türü olup, tazminat yükümlüsünün tutum ve davranışları olayın özelliği, kusurun varlığı, niteliği, ekonomik, sosyal çevre ve benzeri pek çok subjektif etkene göre belirlenen bir tazminat türü olup, maddi tazminat gibi miktarı objektif koşullara göre belirlenecek bir tazminat türü değildir. Bu nedenlerle alacağın muaccel olması yanında, ihtiyati hacze esas belirli bir miktar olması koşulu sağlanamamaktadır. Bu nedenlerle manevi tazminat talebi yönünden ihtiyati haciz talebin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararı yerinde görülmüştür....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Davacılar ... ve ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ... Tüketim Malları Paz. Tur. Tic. San. ve Ltd. Şti. aleyhine 28/04/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 20/03/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. İlam, temyiz eden davacı tarafa 27/04/2015 gününde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise 15/05/2015’te verilmiştir. HUMK’nun 432/1. maddesi uyarınca temyiz süresi onbeş gündür. Kararın tebliğ tarihi ile temyiz edildiği gün gözetildiğinde onbeş günlük yasal süresinin geçtiği anlaşılmaktadır....

          İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından olup, manevi tazminat yönünden olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK’nın 49. maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa dahi alacaklının en azından kusurlu olması gerekmektedir. Haksız yere bir kimsenin mallarının ihtiyaten haczettirilmesi o kimsenin itibarına saldırı teşkil eden ve BK’nın 49. maddesi gereğince manevi tazminat ile sorumlu tutulmayı gerektiren bir davranıştır....

            TL nakdi veya muteber bir bankanın kesin ve süresiz teminat mektubu karşılığında davalı ........ menkul, gayrımenkul ve üçüncü kişilerde olan hak ve alacakları üzerine borca yetecek miktarda İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA, b.6) İhtiyati haciz talebinin takdiren davacı ...... için ...... TL manevi ve ...... TL maddi tazminat üzerinden KABULÜ ile; mahkeme veznesine sunulacak takdiren ....... TL nakdi veya muteber bir bankanın kesin ve süresiz teminat mektubu karşılığında davalı ....... menkul, gayrımenkul ve üçüncü kişilerde olan hak ve alacakları üzerine borca yetecek miktarda İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA, b.7)İhtiyati haciz talebinin takdiren davacı ....... için ....... TL manevi ve ...... TL maddi tazminat üzerinden KABULÜ ile; mahkeme veznesine sunulacak takdiren ............

              Eğer davalılar, samut olaydaki Haciz ve Muhafaza işlemini hukuka aykırı olarak gerçekleştirmiş iseler, kanaatimizce davacının 40.000 TL manevi tazminat tutarına hak kazanması uygun olacağını, davacının hangi durumda, davalı/Avukatlardan maddi ve manevi tazminat talep etmeye hak kazanacağı hususuna gelince: eğer davalı avukatlar, kanun (İİK.) hükümlerine aykırı şekilde haciz ve muhafaza işlemi uygulamış iseler, mesleki kurallara da aykırı olarak haciz ve muhafaza işlemi uygulamış olacaklardır. Dolayısıyla da davacılara karşı “haksız fiilde” bulunmuş olacağı, bu durumda kanaatimizce davacı, davalı/avukatlardan da maddi ve manevi tazminat talep etmeye hak kazanacağı, ancak şu hususu belirtelim ki, davalıların somut olayda Hukuka Aykırı olarak Haciz ve Muhafaza işlemi gerçekleştirmiş olup olmadıklarının değerlendirilmesi kurulumuzun uzmanlığını girmediği, bu hususun değerlendirilmesi, “İcra Hukukunda uzman avukat veya öğretim üyesi” bilirkişilerin uzmanlığına girdiğ, ....

                başlattıkları takibe itiraz ettiğini ve akabinde de haksız hacze uğradığı savıyla maddi ve manevi tazminat davası açtığını, maddi tazminata yönelik davanın belirsiz alacak olarak açılamayacağını, bu davada tespiti gereken hususun davacının dava konusu haciz nedeniyle maddi ve manevi zarara uğrayıp uğramadığı olacağını, davacının beyanlarının abartılı, asılsız, tamamen ispata muhtaç ve soyut ithamlardan oluştuğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir....

                  Somut uyuşmazlıkta, davacının eldeki davayı maddi ve manevi tazminatın tahsili amacına yönelik açtığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle uyuşmazlık konusunun "para" olduğu gözetildiğinde, davacı vekilinin "ihtiyati tedbir" biçimindeki talebinin, "ihtiyati haciz" olarak nitelenmesi gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi ve manevi tazminat davalarında alacağın güvence altına alınması amacıyla kural olarak ihtiyati haciz koruma tedbirine başvurulabilecek, eldeki davada davalı işleten T3'e ait otomobilin davanın konusunu oluşturmadığından ihtiyati tedbir kararı verilemeyecektir. Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Dosyada bulunan bilgi ve belgeler de nazara alındığında haksız fiil (yaralanma) tarihi itibarıyla davacıların maddi ve manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu