Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacıların maddi tazminat talepleri yönünden ise; destekten yoksun kalma nedeniyle talep edilebilecek tazminat, kanun veya sözleşme ile belirlenen, belirli bir meblağ olmayıp, ölenin desteklik durumuna, destek olma süresine, destek paylarına, gelir durumuna göre hesaplanacak bir miktardır. Öte yadan eylem haksız fiilden kaynaklandığından davalının belirlenen zarardan sorumluluğu da, kusur durumuna göre belirlenecektir. Haksız fiilden kaynaklanan sorumluluk durumunda da, ihtiyati haciz talep edilmesinde yasal bir engel yok ise de, davacılar ihtiyati haciz talebi ile birlikte, davalıların sorumlulukları yanı sıra tazminat miktarını da yaklaşık olarak ispatlamakla yükümlüdür. Davacılar tarafından, davalı araç sürücüsünün kusuruna yönelik bir kısım deliller sunulmuş ise de, destek tazminatının miktarını dava dilekçesi ekindeki deliller ile yaklaşık olarak ispat edememiş, davasını da fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak belirsiz alacak davası olarak açmıştır....

    "İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün BOZULMASINA ilişkin olarak daireden verilen 22.5.2014 gün ve 2013/869-2014/11079 E.K. sayılı ilamın karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı.... tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece manevi tazminatın reddine, maddi tazminatın kabulüne karar verilmiş; karar tarafların temyizi üzerine "davanın tümden reddi gerektiği" gerekçesiyle davalı yararına bozulmuş; bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bu defa davacının karar düzeltme isteği üzerine dosya yeniden incelenmiştir....

      471,68 TL olduğu, davacı şirketin gerçekten bir satış yapmama ve sürekli banka ile müzakere etme nedeniyle bir sıkıntıya maruz kaldığı gerekçesiyle, davanın maddi tazminat istemi yönünden; kısmen kabulü ile 471,68 TL'nin 26/05/2012 temerrüt tarihinden itibaren değişen oranda avans faizi yürütülmek sureti ile manevi tazminat istemi yönünden; davanın kısmen kabulü ile takdiren 4.000 TL manevi tazminatın 26/05/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir....

        Haciz işleminin borçlu olmadığını bildiği kişi veya borçluya ait olmadığını bildiği eşyaya yönelik yapılması durumunda haksız haciz söz konusu olur...'' . Haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız haciz kararı olan alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından geçerli olup, manevi tazminat yönünden TBK’nın 49'ncu maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa da kusurlu olması da gerekmektedir. (Bkz. Prof. B. Kuru, İcra ve İflas Hukuku, Ankara, 1993, Cilt 3, Sh.2583 v.d). Başka bir deyişle haksız haciz sebebiyle tazminat davasında manevi tazminata hükmedebilmek için davalı alacaklının icra takibinde kötü niyetli veya ağır kusurlu olması da gerekir....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; zarar haksız eylemden kaynaklandığından haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale geldiğini, dosyadaki belgeler nazara alındığında maddi ve manevi zararlarının olabileceğinin kuvvetle muhtemel olduğunu, dava açıldığı aşamada zarar ve kusur miktarının net olarak belirlenmesini beklemenin hakkaniyetle bağdaşmayacağını, yargılama neticesinde tazminata hükmedilmeyi kuvvetle muhtemel olduğundan ihtiyati haciz talebinin reddi kararının isabetsiz olduğu, zarar ve kusur oranı hususunda mahkemeye kanaat getirecek delillerin gösterilmesi, yaklaşık ispatın yeterli olduğunu, zararın doğduğu anda ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın haksız fiil failinin temerrüde düştüğünü ve alacağın muaccel hale geldiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava haksız fiil nedeniyle tazminat davasında ihtiyati haciz talebine ilişkindir....

        Davacı, dava dışı takip borçlusu aleyhine ihtiyati haciz kararı alarak icrai hacze çevirdiğini ancak icra memurunun talimat evrakında kilitli kapının çilingir marifetiyle açılması yönünde kayıt bulunmaması nedeniyle haczi yapmadığını, takip eden günde hacze gidildiğinde borçlunun malları kaçırmış olduğunu, icra memurunun hatalı işlemi nedeniyle haczin yapılamadığını, alacağını tahsil edebilme imkanından yoksun bırakıldığını beyan ederek maddi zararının giderilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, talebin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; icra memurunun hatalı işlemi nedeniyle davacının alacağını tahsil edemediğini, İİK’nun 5. maddesi uyarınca davalının bu zarardan sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Uyuşmazlık İİK'nın 5. maddesinden kaynaklandığından haksız fiile ilişkin hükümlerin uygulanacağı açıktır. Haksız fiillerde tazminat olarak gerçek zararın karşılığına hükmedilir....

          Diğer bir anlatımla, maddi ve manevi tazminat istemiyle açılan davada alacağın güvence altına alınması amacıyla kural olarak ihtiyati haciz koruma tedbirine başvurulabilecek, davalıya ait taşınır ve taşınmaz mallar ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakların davanın konusunu oluşturmaması nedeniyle ihtiyati tedbir kararı verilemeyecektir. Bu itibarla uygulamada bu türden açılan davalarda ihtiyati tedbir/ihtiyati tebir mahiyetinde ihtiyati haciz ve buna benzer taleplerin, hukuki nitelendirilmesinin mahkemece ihtiyati haciz olarak yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Dosyada bulunan bilgi ve belgeler de nazara alındığında haksız fiil (yaralanma) tarihi itibarıyla davacıların maddi ve manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir....

            Diğer bir anlatımla, maddi ve manevi tazminat istemiyle açılan davada alacağın güvence altına alınması amacıyla kural olarak ihtiyati haciz koruma tedbirine başvurulabilecek, davalıya ait taşınır ve taşınmaz mallar ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakların davanın konusunu oluşturmaması nedeniyle ihtiyati tedbir kararı verilemeyecektir. Bu itibarla uygulamada bu türden açılan davalarda ihtiyati tedbir/ihtiyati tebir mahiyetinde ihtiyati haciz ve buna benzer taleplerin, hukuki nitelendirilmesinin mahkemece ihtiyati haciz olarak yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Dosyada bulunan bilgi ve belgeler de nazara alındığında haksız fiil (yaralanma) tarihi itibarıyla davacıların maddi ve manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, haciz işlemi taraflar arasındaki tüketici kredi sözleşmesi nedeniyle başlatılan icra takibinde uygulanmıştır. Uyuşmazlığın açıklanan niteliğine göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'ne ait olup, anılan Daire tarafından da görevsizlik kararı verilmiş bulunmasına göre, görevli Daire'nin belirlenmesi amacıyla dosyanın Yargıtay Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu'na gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu'na sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 16.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Davacılar, davalı ile aralarında imzalanan sözleşme gereği ticari ilişkide bulunduklarını, daha sonra sözleşmeyi anlaşarak feshettiklerini ancak davalının teminat amaçlı verilen senetler ile icra takibi başlatarak haciz ve satış işlemleri yaptığını, senetlerin teminat olarak verilmiş olması nedeniyle takibin iptaline karar verildiğini belirterek maddi ve manevi tazminat istemlerinde bulunmuşlardır. Davalı, davacıların kendilerine borçlu olduğunu ve yapılan icra işlemlerinin bu nedenle haksız olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, yapılan haciz işlemlerinin haksız olduğu belirtilerek istem kısmen kabul edilmiştir. Dosya kapsamından; davacılardan İshakoğulları .... 'nin 16/07/2014 tarihinde ticaret sicilinden silinmesine karar verildiği ve anılan şirket tarafından bu işleme karşı şirketin ihyası amacıyla .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/52 esas sayılı dosyası ile görülen davanın açıldığı anlaşılmaktadır....

                UYAP Entegrasyonu