Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 21/04/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayet ve evlilik birliği devam ederken üçüncü kişiyle birlikte olma iddiasına dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16/06/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, evlilik birliği devam ederken eşlerden biri ile evli olduğunu bilerek birlikte olma iddiasına dayalı manevi tazminat ve ayrıca haksız şikayet nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....

    psikolojik olarak yıprandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL maddi tazminat ve davacının yaşadığı manevi çöküntü nedeniyle de 50.000 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 22/11/2010 gününde verilen dilekçe ile haksız ihtiyati haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 05/04/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....

      Davacı; davalının, kendisini 15 gün iş ve güçten kalacak şekilde yaraladığını, tedavi gördüğünü, çalışamadığı ve bakıma muhtaç olduğu dönem için maddi kaybının oluştuğunu, aynı zamanda olay nedeniyle manevi üzüntü yaşadığını beyan ederek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı; açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davacının, vücut bütünlüğüne yönelik gerçekleştirilen eylem nedeniyle maddi ve manevi zararının bulunduğu gerekçesi ile talebin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içerisinde yer alan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulunun 6967 karar sayılı 30/11/2005 tarihli raporunda; davacının, 15 gün iş ve gücüne engel olacak şekilde yaralandığı belirtildiği halde, hesap bilirkişi raporunda, davacının beyanı esas alınarak 15 günden sonra 2 ay daha çalışamayacağı gerekçesiyle tazminat miktarının fazla hesaplanması ve bu raporun hükme esas alınması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....

        Eldeki dosyada talebin trafik kazası nedeniyle uğranılan manevi zararın davalılardan tahsili istemine ilişkin olduğu, manevi tazminata ilişkin davanın kazaya sebebiyet veren aracın işleten ve sürücüsü aleyhine açıldığı, sigorta şirketinin manevi tazminata ilişkin davada taraf olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, dava salt haksız fiile dayalı manevi tazminat davası olduğuna göre, Borçlar Kanunu kapsamında çözümlenecek olan uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; ... 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13/10/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

          Sigorta aleyhine açılan dava yönünden tefrik edildiği, davanın kazaya sebebiyet veren aracın işleten ve sürücüsü aleyhine devam ettiği anlaşılmaktadır. Adı geçen davalılar yönünden davanın salt haksız fiile dayalı maddi ve manevi tazminat davası olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda Borçlar Kanunu kapsamında çözümlenecek olan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 28.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Dava konusu uyuşmazlık, evlilik birliği devam ederken, eşlerden biri ile evli olduğunu bilerek birlikte olan üçüncü kişiden diğer eşin maddi ve manevi tazminat isteminde bulunup bulunamayacağı hususundadır. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 06/07/2018 tarihli ve 2017/5 E.-2018/7 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere; TMK 185/3 maddesinde düzenlenen sadakat yükümlüğü, evlilik sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, ihlal edilmesi durumunda yalnızca sözleşmenin taraflarının yani eşlerin birbirlerine karşı ileri sürebilecekleri nisbi hak niteliğindedir. Yani mutlak bir hak mahiyetinde olmadığı için, herkese karşı ileri sürülemez. Davacı, kişilik hakkı ihlallerini düzenleyen genel hükümlere yani TMK’nin 24-25 ve TBK’nın haksız fiil sorumluluğuna ilişkin temel düzenlemesi olan 49/1 (BK. 41/1) ve kişilik değerlerinin zedelenmesine ilişkin TBK 58. (BK 49.) maddelerine de dayanamaz....

              Davacı vekili; davalının, müvekkilinin eşi ile evli olduğunu bildiği halde birliktelik yaşadığını, davalının eyleminin müvekkilinin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu belirterek uğranılan manevi zararının ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece; davacının evliliğinin, davalının davacının eşi ile yaşadığı ilişkiden dolayı sona erdiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, evlilik birliği devam ederken, eşlerden biri ile evli olduğunu bilerek birlikte olan üçüncü kişiden diğer eşin maddi ve manevi tazminat isteminde bulunup bulunamayacağı hususundadır....

                Öte yandan boşanmanın fer’i nitelikli manevi tazminat talebi yönünden aile hukuku çerçevesinde yapılan değerlendirme ile Borçlar Kanunu çerçevesinde ve haksız fiil hükümlerine göre yapılacak değerlendirme birbirinden farklı olacağı gibi varılan sonuçlarda farklı olabilecektir. Kaldı ki davacı tarafın maddi tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin bulunması durumunda ise, bu taleplerin haksız fiil hükümlerine göre değerlendirilme imkanı bulunmayacağından sırf boşanma kararı kesinleşti diye süresinde yapılacak bu tür taleplerin tümden değerlendirme dışı ve semeresiz kalması sonucu doğacaktır ki mevcut yasal mevzuat çerçevesinde bu sonucun kabulüne de yasal olanak bulunmamaktadır....

                  Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, nişanın haksız yere bozulması sebebine dayanan manevi tazminat ve evlilik birliğinde oturacakları ev için alınan eşya bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Aile Mahkemesince, davanın haksız fiile dayalı tazminat istemine dayalı olduğu ve Aile Hukukunu ilgilendirmediği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davanın nişanın sona ermesi nedeniyle hediyelerin iadesine ilişkin olduğu, bu nedenle Aile Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu