İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; davacının öğrenme tarihi itibariyle 818 sayılı eski BK yürürlükte olup, öğrenme tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde açılması gereken huzurdaki davanın süresinde açılmadığı, BAM'ca verilen bozma kararının 6098 sayılı yeni kanuna göre değerlendirilmiş olup haksız fiilin olduğu iddia edilen 2008 tarihinde 818 sayılı BK yürürlükte olduğundan bu davaya eski kanun'un uygulanması gerektiği, haksız fiile dayalı tazminat davasında hak düşürücü süre öngörülmediğinden bahisle kararın bozulduğu, 818 sayılı kanun'un 60/1 maddesinde "zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ittıla tarihinden itibaren bir sene ve her halde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene mürurundan sonra istima olunmaz" hükmü ortada iken bozma kararında haksız fiillerde zamanaşımı olmadığını ileri sürdüğünü, bu nedenle de gerek ilk derece mahkemesince gerekse daha önce verilen BAM kararı hatalı olup...
San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. aleyhine 15/05/2009 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10/06/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Diğer temyiz itirazlarına gelince: Dava, haksız fiile dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, haksız fiile dayalı tazminat istemine ilişkin olduğuna göre, dosyanın maddi hata ile Dairemize gönderildiği anlaşılmakla Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 kararı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 günü yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (4.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİ için HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 11.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
No:67 Kat 4 Daire 7 Çakıcı Apartmanı İskenderun HATAY" adresinde bulunan taşınmazın maliki olduğunu, söz konusu taşınmazda kendisi ve ailesinin ikamet ettiğini, 06.02.2023 tarihinde meydana gelen depremde söz konusu apartman yıkıldığını, bu sebeple müvekkiline ait taşınmaz ve taşınmaz içerisinde bulunan ev eşyalarının kullanılamaz hale geldiğini, davalı yana ait dükkanda yer alan kolonların kesilmesinden kaynaklı Çakıcı Apartmanın yıkılması şeklinde vuku bulan dava konusu olayda Çakıcı Apartmanı'nın yıkılmasından kaynaklı oluşan maddi ve manevi zarardan davalı yanın sorumluluğu bulunduğunu ileri sürerek maddi, manevi tazminata ve ihtiyati hacze yönelik karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Haksız Fiilden Kaynaklanan Maddi, Manevi Tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı ve davalının her ikisi de dava konusu apartmanda kat malikleridir....
Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, iş kazası nedeniyle davacıya Kurumca bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri ile geçici iş göremezlik ödeneğinin rücu edilebilecek kısmının hesaplanarak, bilirkişi raporunda belirlenen zarar tutarından indirilmesi gerekirken, yazılı şekilde indirim yapılmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 2- Aynı zamanda iş kazası nedeniyle tazminat alacağı haksız fiile dayalı olup, faiz başlangıcı tazminatı doğuran zararlandırıcı olay tarihidir. Somut olayda, dava konusu iş kazasının 01.04.2009 tarihinde meydana geldiği, dava dilekçesinda maddi ve manevi tazminat istemlerinin tamamı için iş kazası tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edilmiş olmasına karşın; manevi tazminat istemi hakkında faize hükmedilmemesi hatalı olmuştur. Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
ın maddi ve manevi, karşı davacı ...'ın maddi tazminat isteklerinin reddine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir. -/- -2- 2014/17704-2015/14882 TMK'nın 185. maddesine göre, “Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur. Eşler birlikte yaşamak, birbirlerine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.” Aynı Kanun'un 174. maddesine göre de, “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.”...
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) DAVA TARİHİ : 02/08/2019 KARAR TARİHİ : 08/11/2024 KARAR YAZIM TARİHİ : 08/11/2024 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; 11/06/2012 tarihinde müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu sürücü ...'nın sevk ve idaresindeki ... plakalı motorsiklet ile sürücü ...'ın sevk ve idaresindeki ... plakalı kamyonun çarpışması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin kaza nedeniyle uzun süre tedavi gördüğünü ve çalışamadığını, müvekkilinin hem fiziksel hem de manevi olarak yıprandığını, yukarıda açıklanan nedenlerle kaza tarihi olan 11/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile 100.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan ... ve ...'...
Zira bu gibi trafik kazalarında genellikle açılacak tazminat davalarını sonuçsuz bırakmak için mal kaçırma yoluna gidilmektedir. Dosyamızda ihtiyati haciz şartları oluşmuştur. Şöyle ki: İİK'nın 257. maddesi "Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir" demektedir. Bilindiği gibi davalılar haksız fiil nedeniyle davacı müvekkile karşı maddi ve manevi tazminat yönünden borçlanmıştır. Davacı müvekkilin, davalılardan maddi ve manevi tazminat yönünden bir alacağı olduğu kesindir. Yine haksız fiillerde temerrüt tarihi haksız fiilin gerçekleşme tarihidir. Başka bir anlatımla talep edilen maddi ve manevi tazminat alacağı vadesi gelmiş bir borçtur. Bu bakımdan İİK 257.maddesi uyarınca davacı müvekkil vadesi gelmiş para borcu (maddi manevi tazminat) nedeniyle davalıların taşınır ve taşınmaz malları üzerinde ihtiyati haciz talep etmektedir....
nın davasının kısmen kabul kısmen reddine, 160.629,95 TL maddi tazminat miktarının davalı ... yönünden sigorta limiti ile dava tarihinden itibaren işlemiş faizi ile öteki davalılar hakkında haksız fiil tarihi olan 30.07.2009 tarihinden itibaren işlemiş faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı ...'nın 30.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 30.07.2009 tarihinden itibaren işlemiş yasal faizi ile davalılar ... ve ...’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline; davacı ... nın davasının kısmen kabul kısmen reddine, 13.714,78 TL maddi tazminat miktarının davalı ... yönünden sigorta limiti ile sınrlı olmak üzere dava tarihinden itibaren işlemiş faizi ile öteki davalılar hakkında haksız fiil tarihi olan 30.07.2009 tarihinden itibaren işlemiş faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı ...’nın 24.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 30.07.2009 tarihinden itibaren işlemiş yasal faizi ile davalılar ... ve ...'...
yapılması gereken bir değerlendirme ise de, davanın dayanağı olan maddi vakıanın belirlenmesi ve taleplerinin açıklığa kavuşturulması yükümlülüğünün davacı yana düşen bir husus olduğu, davacı vekilinin telif bedeli değil, haksız fiile dayalı telif tazminatı ve manevi tazminat isteminin kabulüne imkan olmadığı, FSEK'in 52'de öngörülen şekil şartına uyulmadan yapılan mali hakların devrine dair bir taahhüdün, edimlerin kısmen de olsa yerine getirilmesinden sonra geçersiz olduğu yönündeki iddianın MK'nın 2. maddesi uyarınca dinlenemeyeceği, bu nedenle davacının haksız fiil vakıasına dayalı üç kat telif tazminatı ve manevi tazminat istemlerinin tümüyle reddi gerektiği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir....