Borçlar Kanunu'nun 41. maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan maddi ve manevi zararın tazmini istemi ile açacağı davaların bağlı olduğu zamanaşımı süreleri özel olarak düzenlenmiştir. BK'nin 60. maddesinde üç türlü zamanaşımı süresi öngörülmüş olup bunlar, zararın ve failin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıllık sübjektif ve nispi nitelikteki kısa zamanaşımı süresi, herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık objektif ve mutlak nitelikte uzun zamanışımı süresi ile olağan üstü nitelikteki ceza zamanaşımı süresidir (..., Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 9, ... 2006, s. 794). Buna karşılık, özel bir kanun hükmünün, özel olarak zamanaşımı süresi öngördüğü tehlike sorumluluklarında BK m. 60 uygulanmaz. 2918 sayılı ...'...
yönünden maddi tazminat talebine ilişkin, talebin arttırım dilekçesi dikkate alınarak emlakçı komisyon bedeli talebinin reddi ile, bu talep dışındaki taleplerin kabulü ile, 37.149,09 TL' nin haksız fiil tarihi olan 01.06.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 1.500,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 01.06.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı ... yönünden maddi tazminat talebine ilişkin talebin arttırım dilekçesi dikkate alınarak emlakçı komisyon bedeli talebinin reddi ile, bu talep dışındaki taleplerin kabulü ile, 36.451,09 TL'nin haksız fiil tarihi olan 01.06.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 1.500,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi...
BK’nın 41. maddesi (TBK’nın 49. maddesi) uyarınca haksız fiil sorumluluğundan bahsedilebilmesi için hukuka aykırı bir fiilin bulunması, kusurun bulunması, hukuka aykırı fiille zarar verilmesi ve hukuka aykırı fiil ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekmektedir. Böylelikle haksız fiilin; hukuka aykırı fiil, kusur, zarar ve uygun illiyet bağından ibaret olmak üzere dört unsuru bulunduğu söylenebilir. Bu unsurların tümünün bir arada bulunmadığı, bir veya birkaç unsurun eksik olduğu durumlarda, haksız fiilin varlığından söz edilemeyecektir. 19. Haksız fiil sorumluluğundan bahsedilebilmesi için öncellikle sorumlu tutulacak kişinin işlediği bir fiilin bulunması gerekmektedir. Kendisinden tazminat istenen şahsın bir fiili yoksa sorumluluğu da söz konusu olmaz. 20. Bununla birlikte haksız fiil sorumluğunun doğabilmesi için sadece fiilin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda fiilin hukuka aykırı olması gerekmektedir....
İlgili hükümde rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır" denilerek temel ilkeler ortaya konulmuştur. Buna göre haksız rekabete temel teşkil edecek ilkeler tarafları rakip olma zorunluluğunun olmaması , dürüstlük kuralına aykırı davranış veya aldatıcı hareket olarak sıralanabilir. Haksız rekabet, Türk Borçlar Kanununda düzenlenen haksız fiil sorumluluğunun bir görünümüdür. Dolayısıyla haksız rekabet sebebiyle bir zararın oluştuğu ve sorumlusundan bu zararın tazmini husunda zarara sebebiyet verecek fiil, zarar, uygun illiyet bağı, kusur, dürüstlük kuralına aykırılık hususlarının davacı tarafından ispatı gereklidir....
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, bu fiil bir zararın doğması neden olmalı, zarara neden olan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi fiilden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişilerin maddi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararın haksız fiili ile gerçekleştiğinin diğer söylemle zarar ile haksız fiil arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır....
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, bu fiil bir zararın doğması neden olmalı, zarara neden olan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi fiilden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişilerin maddi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararın haksız fiili ile gerçekleştiğinin diğer söylemle zarar ile haksız fiil arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır....
Dolayısıyla idarece rücu edilecek nakdi tazminatın hesabında, haksız fiil tarihindeki en yüksek devlet memuru brüt aylığının esas alınması gerekir. Mahkemece, haksız fiil tarihindeki nakdi tazminata esas aylık ilgili birimlerden sorulup buna göre nakdi tazminatın ehil bilirkişi vasıtasıyla hesaplanıp belirlenen miktarın hüküm altına alınması gerekirken, Emniyet Genel Müdürlüğü nakdi tazminat komisyonunun karar tarihi olan 13.07.2006 tarihi itibariyle hesaplanan ve talep edilen miktarın hüküm altına alınması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Zarar gören ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. Zarar görenin zararı giderebilmek için kendi çalıştırdığı işçilerine ve araç sürücülerine ödediği ücretler ile araç yakıt giderleri genel idare giderleri olup, haksız fiil meydana gelmese dahi ödenmesi gereken giderlerdir. Bunların zarar ile ilgisi bulunmamaktadır. Özel olarak adam tutulup çalıştırıldığı kanıtlanmadıkça haksız fiil meydana gelmeseydi dahi yapılacak bu nitelikteki giderler zarar kapsamına dâhil edilemez. Somut olaya gelince, dosya içeriğinden asıl alacak olarak istenilen bedelin bir bölümünün davacının kendi çalıştırdığı işçilere ve araç sürücülerine ödediği ücretler ile araçların yakıt giderlerine, bir başka deyişle genel idare giderlerine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....
Gereği görüşüldü: Dava, haksız fiilden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. İddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, bu yolla saptanan dava niteliği ile dosya kapsamında toplanıp değerlendirilen delillere, delillerin takdir, tahlil ve tartışımına ilişkin hükümde gösterilen gerekçelere göre davalı tarafın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ne var ki, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, hükmedilen tazminatın belirlenmesi yönünden yapılan araştırma ve soruşturma hüküm vermeye yeterli değildir. Hukukumuzda gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. Zarar görenin zararı giderebilmek için kendi çalıştırdığı işçilerine ödediği ücretler genel idare giderleri olup, haksız fiil meydana gelmese dahi ödenmesi gereken giderlerdir. Bunların zarar ile ilgisi bulunmamaktadır....
Zarar gören, ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. Zarar görenin zararı giderebilmek için kendi çalıştırdığı işçilerine ve araç sürücülerine ödediği ücretler ile araç yakıt giderleri genel idare giderleri olup, haksız fiil meydana gelmese dahi ödenmesi gereken giderlerdendir. Bunların zarar ile ilgisi bulunmamaktadır. Özel olarak adam tutulup çalıştırıldığı kanıtlanmadıkça haksız fiil meydana gelmeseydi dahi yapılacak bu nitelikteki giderler zarar kapsamına dâhil edilemeyecektir. Somut olaya gelince; mahkemece bozmaya uyulduğu belirtilmiş ise de, gelir kaybı yönünden bozmaya uygun karar verilmemiştir. Davacı tarafça dava dışı ile imzalanan hasar giderim sözleşmesi ibraz edilmiş ve üst yazıda firmaya hasar ıslahı için yapılan giderlere dair ödemelerin hasar bedeli müsebbibinden tahsil edildikten sonra yapıldığı bu nedenle yüklenici firmaya herhangi bir ödeme yapılmadığı da açıkça belirtilmiştir....