Gerçekten haksız fiil nedeniyle manevi tazminata hak kazanabilmek için haksız fiil tarihinde taraf ehliyetinin bulunması, diğer bir deyişle sağ olması gerektiği açıktır. Taraf ehliyeti, medeni hukuktaki medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir. Medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip her gerçek kişinin yaşadığı sürece taraf ehliyeti vardır . Kişilik sağ olarak doğumla başlar ve ölümle son bulur. Bunun tek istisnası cenin için söz konusu olup Hukukumuzda, ceninin medeni haklardan yararlanma (hak ehliyeti) ehliyetinin, gerektirici koşula bağlı bir ehliyet olduğu kabul edilmektedir. Kural olarak medeni haklardan yararlanma ehliyeti, ceninin kişilik kazandığı anda (tam olarak sağ doğum) gerçekleşir. Ancak geriye etkili olarak ana rahmine düştüğü günden itibaren hüküm doğurur. Haksız fiil tarihindeki cenin sağ olarak doğmak koşuluyla haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteyebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : HAKSIZ FİİL TAZMİNATI -KARAR- Dava, haksız fiil tazminatı isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 4. Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 17.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, davalının taşınmazındaki anızları yakması nedeniyle davacının uğradığı zararın haksız fiil hükümlerine göre tahsili isteğine ilişkindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 08.03.1995 tarih, 1995/4-41 E. 1995/150 sayılı Kararında vurgulandığı gibi olayda komşuluk hukuku değil, haksız fiil hükümlerinin uygulanması gerektiğinden 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.2013 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 21.01.2013 tarihli ve 2013/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 03.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Haksız fiil sorumluluğu ile ilgili zamanaşımı ise Türk Borçlar Kanunu'nun 72.maddesinde düzenlenmiş, maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde eylemin cezayı gerektirmesi durumunda uzatılmış zamanaşımı süresinin uygulanacağı kabul edilmiştir. İşte uyuşmazlığa konu olan, 2918 sayılı yasanın 109/2 maddesi, Türk Borçlar Kanunu'nun 72/1 maddesinin ikinci cümlesinin Karayolları Trafik Kanunu'na uyarlanmış halidir. 2918 sayılı yasanın 109/2 maddesinde “davanın, cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmesi halinde bu sürenin maddi tazminat talepleri için de geçerli olduğu” düzenlenmiştir. Uzatılmış zamanaşımı süresinin uygulanabilmesi için haksız fiilin aynı zamanda ceza kanunları gereğince suç teşkil etmesi, bunun yanında haksız fiilden doğan tazminat alacağına ilişkin zamanaşımı süresinden daha uzun bir ceza davası zamanaşımı süresi öngörülmüş olması gereklidir....
Haksız fiil sorumluluğu ile ilgili zamanaşımı ise Türk Borçlar Kanunu'nun 72.maddesinde düzenlenmiş, maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde eylemin cezayı gerektirmesi durumunda uzatılmış zamanaşımı süresinin uygulanacağı kabul edilmiştir. İşte uyuşmazlığa konu olan, 2918 sayılı yasanın 109/2 maddesi, Türk Borçlar Kanunu'nun 72/1 maddesinin ikinci cümlesinin Karayolları Trafik Kanunu'na uyarlanmış halidir. 2918 sayılı yasanın 109/2 maddesinde “davanın, cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmesi halinde bu sürenin maddi tazminat talepleri için de geçerli olduğu” düzenlenmiştir. Uzatılmış zamanaşımı süresinin uygulanabilmesi için haksız fiilin aynı zamanda ceza kanunları gereğince suç teşkil etmesi, bunun yanında haksız fiilden doğan tazminat alacağına ilişkin zamanaşımı süresinden daha uzun bir ceza davası zamanaşımı süresi öngörülmüş olması gereklidir....
Araç sürücüsünün eylemi haksız fiil niteliğinde bulunduğu için sürücünün sorumluluğunun ve buna bağlı olarak Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısının sorumluluğunun tayinin de Türk Borçlar Kanunu'nun 49.maddesindeki koşulların gerçekleşmesi gerekir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49/1 maddesinde “kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğu” hükmü getirilmiştir. Madde metninden de açıkça görüldüğü üzere haksız fiil sorumluluğunun doğması için bir zarar veren, bir de zarara uğrayan olmalıdır. Zarar veren ve zarara uğrayanın aynı kişi olması, bu iki sıfatın aynı kişide içtima etmesi durumunda elbetteki Türk Borçlar Kanunu'nun 49.maddesinde düzenlenen sorumluluktan söz edilmesi mümkün değildir....
-TL ödendiğini belirterek, haksız fiil faili olarak kendisinden tahsilini istemiş, dava tarihi itibari ile davalının ergin olmaması nedeni ile davada kendisini temsil etmek üzere velilerini de dava dilekçesinde göstermiştir. Şu durumda, uyuşmazlığın Davada BK'nın 49 vd. maddelerinde düzenlenen haksız fiil hükümlerine dayanılmıştır. Bu durumda 4787 sayılı "Aile Mahkemesinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi kapsamı dışında kalan uyuşmazlığın ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekir SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 07/11/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Trafik kazası temelde bir haksız fiil olup, hukuka aykırı fiil zarar ve illiyet bağı unsurlarının gerçekleşmesi ile tazminat şartları doğacaktır. Kaza ile doğrudan bağlantı kurulabilen her türlü zarar bu kapsama girebilecektir. Somut olay bu verile ışığında incelendiğinde davalı sürücünün hukuka aykırı bir fiil gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır. Ancak alınan bilirkişi raporu araçta meydana gelen hasarın hafifliği, aracın daha önceden kazaya karışmış olduğu göz önüne alındığında zarar unsurunun kanıtlanamadığı kanaatine varılmış ve davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
-TL ödendiğini belirterek, haksız fiil faili olarak kendisinden tahsilini istemiş, dava tarihi itibari ile davalının ergin olmaması nedeni ile davada kendisini temsil etmek üzere velilerini dava dilekçesinde göstermiştir. Şu durumda, uyuşmazlığın davada BK'nın 49 vd. maddelerinde düzenlenen haksız fiil hükümlerine dayanılmıştır. Bu durumda 4787 sayılı "Aile Mahkemesinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi kapsamı dışında kalan uyuşmazlığın Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 19/02/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Borçlar Kanunu'nun 41. maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan maddi ve manevi zararın tazmini istemi ile açacağı davaların bağlı olduğu zamanaşımı süreleri özel olarak düzenlenmiştir. BK'nin 60. maddesinde üç türlü zamanaşımı süresi öngörülmüş olup bunlar, zararın ve failin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıllık sübjektif ve nispi nitelikteki kısa zamanaşımı süresi, herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık objektif ve mutlak nitelikte uzun zamanışımı süresi ile olağan üstü nitelikteki ceza zamanaşımı süresidir (EREN Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 9, İstanbul 2006, s. 794)....