Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Haksız fiile dayalı bir borcun doğabilmesi için, hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, fiili işleyenin kusuru olmalı, sonuçta bir zarar doğmalı, zarar ile işlenen fiil arasında da uygun nedensellik bağı bulunması gerekir. Somut olaya gelince, davalı ...’nun davacının eşi ile ilişkisinin davacıya yönelik ve bütün olarak aldatma mahiyetindeki davranışlarının manevi tazminatı gerektirip gerektirmeyeceğinin tartışılması gereklidir. Davalı ...’nun doğrudan davacının bedensel veya ruhsal bütünlüğüne yönelik hukuka aykırı bir fiilde bulunduğundan söz edilemez. Yukarıda anılan yasada yükümlülüğünü ihlal eden eşin eylemini birlikte gerçekleştirdiği kişiler yönünden herhangi bir düzenleme getirilmemiştir. Dava konusu eylemin gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan TBK'nın müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümlerinin de uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Zira, söz konusu Yasa'nın 61. maddesinde haksız fiil nedeniyle müteselsilen sorumluluğuna gidilebilecekler gösterilmiştir....

    Zira haksız fiil nedeniyle geçici veya sürekli iş gücü kaybına uğrayan kişi sonradan gelişen durumlar dışında haksız fiil tarihinden itibaren bedensel zarara uğramıştır. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan zarar haksız fiil tarihi itibariyle doğmuş olup bu andan itibaren mağdur zarar görmeye başlamıştır. Yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgulara göre eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK öngörülen dava zamanaşımı süresi dikkate alındığında dava tarihinde zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmaktadır. Davanın zamanaşımı nedeni ile esastan reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....

      Haksız fiile dayalı bir borcun doğabilmesi için, hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, fiili işleyenin kusuru olmalı, sonuçta bir zarar doğmalı, zarar ile işlenen fiil arasında da uygun nedensellik bağı bulunması gerekir. -/- -2- 2014/18122 - 2015/15060 Somut olaya gelince, davalı ...'in ve diğer davalı eşin davacıya yönelik ve bütün olarak aldatma mahiyetindeki davranışlarının manevi tazminatı gerektirip gerektirmeyeceğinin tartışılması gereklidir. Yukarıda incelenen yasa maddeleri uyarınca, davacının eşinin TMK'nın evlenmeyle kendisine yüklediği ödevler arasında bulunan sadakat yükümlülüğünün ihlali nedeniyle Kanun'un 185. ve 174. maddeleri uyarınca boşanma sebebi ve istek halinde manevi tazminatı gerektirir nitelikte olduğu kuşkusuzdur. TMK'daki düzenleme, davalı eşin evlenme ile kurulan aile birliğinin tarafı olması sıfatından kaynaklanmaktadır....

        Haksız fiile dayalı bir borcun doğabilmesi için, hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, fiili işleyenin kusuru olmalı, sonuçta bir zarar doğmalı, zarar ile işlenen fiil arasında da uygun nedensellik bağı bulunması gerekir. Somut olaya gelince, davalının ve dava dışı eşin davacıya yönelik ve bütün olarak aldatma mahiyetindeki davranışlarının manevi tazminatı gerektirip gerektirmeyeceğinin tartışılması gereklidir. Yukarıda incelenen yasa maddeleri uyarınca, davacının dava dışı eşinin TMK'nın evlenmeyle eşe yüklediği ödevler arasında bulunan sadakat yükümlülüğünü ihlali nedeniyle, Kanunu'nun 185. ve 174. maddeleri uyarınca boşanma sebebi ve istek halinde manevi tazminatı gerektirir nitelikte olduğu kuşkusuzdur. TMK'daki düzenleme, dava dışı eşin evlenme ile kurulan aile birliğinin tarafı olması sıfatından kaynaklanmaktadır. Zira dava dışı eş kendi iradesi ile bu birliğin tarafı olmayı kabul etmiş ve yasanın kendisine tanıdığı hak ve yükümlülükler altına girmiştir....

          Haksız fiil nedeniyle manevi tazminata karar verilebilmesi için, haksız fiilin kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunması gerekmektedir. Diğer bir deyişle, davacının manevi tazminata hak kazanabilmesi için, olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan koşullar oluşmalıdır. Somut olayda, davacının fiilen ikamet etmediği evi temiz su basmıştır. Bu durum maddi zarara ve kişide belli düzeyde üzüntüye sebep olsa da, kişilik haklarına saldırı niteliğinde değerlendirilemez ve manevi tazminatı gerektirmez. Açıklanan nedenlerle davacının manevi tazminat isteminin, reddine karar verilmesi gerekirken, aksi yönde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....

            Haksız fiile dayalı bir borcun doğabilmesi için, hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, fiili işleyenin kusuru olmalı, sonuçta bir zarar doğmalı, zarar ile işlenen fiil arasında da uygun nedensellik bağı bulunması gerekir. Somut olaya gelince, davalı-karşı davacının ve dava dışı eşin davacı-karşı davalıya yönelik ve bütün olarak aldatma mahiyetindeki davranışlarının manevi tazminatı gerektirip gerektirmeyeceğinin tartışılması gereklidir. Yukarıda incelenen yasa maddeleri uyarınca, davacı-karşı davalının dava dışı eşinin TMK'nın evlenmeyle eşe yüklediği ödevler arasında bulunan sadakat yükümlülüğünü ihlali nedeniyle, Kanun'un 185. ve 174. maddeleri uyarınca boşanma sebebi ve istek halinde manevi tazminatı gerektirir nitelikte olduğu kuşkusuzdur. TMK'daki düzenleme, dava dışı eşin evlenme ile kurulan aile birliğinin tarafı olması sıfatından kaynaklanmaktadır....

              Haksız alıkoyma nedeniyle hak sahibinin zararı sürekli ve belirlenebiliyor ise her günün zararına ait dava hakkı o günden itibaren işlemeye başlar. Buna karşılık TMK’nin 995/1 maddesi gereğince iyi niyetli olmayan zilyedin “geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız alıkoymuş olması yüzünden elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünler” için açılan tazminat davalarında zamanaşımı süresinin belirlenmesine ilişkin Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları esas alınacaktır. Buna göre haksız zilyet malı kullanmış ise 818 sayılı BK’nin 126. (6098 sayılı TBK’nin 147.) maddesinde kira alacakları için kabul edilen beş yıllık zamanaşımı süresi; haksız zilyedin malı başkasına kiralaması veya diğer suretle maldan kazanç sağlaması durumunda ise davacının davayı tavsifine göre ya 818 sayılı BK’nin 414. maddesi kanalıyla 818 sayılı BK’nin 125. maddesi gereğince on yıllık zamanaşımı süresi ya da haksız fiil hükümleri gereğince haksız fiil zamanaşımı uygulanacaktır. 22....

                Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesinin geçerli olduğu ve zarar görenin ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebileceği, Yargıtay 7....

                  Tüm dosya kapsamından, dava davalı tarafından yapılan kazı çalışmaları esnasında davacının tesislerine zarar verilmiş olması nedeniyle verilen zarar bedelinin haksız fiil sorumluluğu kapsamında davalıdan tazmini istemine ilişkindir. Haksız fiil sorumluluğunun doğması için haksız fiil neticesinde bir zararın meydana gelmesi ve haksız fiili gerçekleştirenin kusurunun bulunması gerekmektedir. Dosyada alınan bilirkişi raporu ile davacıya ait tesislerde meydana gelen zararın davacının kendi araç ve personeli ile giderilmiş olması nedeniyle davacının araç ve personel gideri zararının bulunmadığı, meydana gelen toplam gerçek zararının 330,35 TL olduğu tespit edilmiştir. Davalı meydana gelen zarardan kazı çalışmasına başlamadan önce gerekli tedbirleri almaması nedeniyle %30 kusuru oranında 99,11 TL ile sorumlu olup, tazminat miktarına haksız fiil tarihinden takip tarihine kadar yasal faiz hesabı yapılarak davanın kısmen kabulü ile davalının ... 23. İcra Müdürlüğünün ... E....

                    Haksız fiile dayalı bir borcun doğabilmesi için, hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, fiili işleyenin kusuru olmalı, sonuçta bir zarar doğmalı, zarar ile işlenen fiil arasında da uygun nedensellik bağı bulunması gerekir. Somut olaya gelince, davalının ve dava dışı eşin davacıya yönelik ve bütün olarak aldatma mahiyetindeki davranışlarının manevi tazminatı gerektirip gerektirmeyeceğinin tartışılması gereklidir. Yukarıda incelenen yasa maddeleri uyarınca, davacının dava dışı eşinin TMK'nın evlenmeyle eşe yüklediği ödevler arasında bulunan sadakat yükümlülüğünü ihlali nedeniyle, Kanun'un 185. ve 174. maddeleri uyarınca boşanma sebebi ve istek halinde manevi tazminatı gerektirir nitelikte olduğu kuşkusuzdur. TMK'daki düzenleme, dava dışı eşin evlenme ile kurulan aile birliğinin tarafı olması sıfatından kaynaklanmaktadır. Zira dava dışı eş kendi iradesi ile bu birliğin tarafı olmayı kabul etmiş ve yasanın kendisine tanıdığı hak ve yükümlülükler altına girmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu