Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/04/2020 NUMARASI : 2020/121 ESAS DAVA KONUSU : Alacak (Kurum Zararı Nedeniyle) KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların davacı kuruma karşı zimmet sebebiyle haksız fiil işlediklerini, bu sebeple alacak davası açtığını, davayı açarken de teminatsız olarak davalıların adlarına kayıtlı hak ve alacaklar, taşınır taşınmaz mallar, maaş ve emekli ikramiyesine tedbir konulmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın haksız fiile dayanması ve alacak olarak görülmesi, tedbir konulması talep edilen taşınır, taşınmaz, alacaklar, maaş ve ikramiyenin dava konusu olmaması sebebiyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir....

Değerlendirme HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; 3.1.Davacılar tarafından, 20/05/2022 tarihinde davacıların eşi ve babaları olan Halil Akdelün'e davalı şirket adına kayıtlı diğer davalı T9'ın sürücüsü olduğu 34 XX 599 plakalı aracın çarpması sonucu vefatı nedeniyle manevi tazminat talep edilmiştir. 3.2.Bilindiği gibi İhtiyati Haciz talep edebilme koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiş olup maddede hem vadesi gelen hem de henüz vadesi gelmemiş para alacakları için ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Bunlar muaccel alacaklarda alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacak rehinle temin edilmemiş olmalıdır....

Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/442 Esas sayılı dava dosyasında verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara karara karşı davacı vekilince yapılan istinaf başvurusu nedeniyle 6100 sayılı HMK md. 352 uyarınca ön inceleme bakımından dosya incelendi....

İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz iki ayrı koruma tedbiri olup amaçları, konuları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır. Biri diğerinin yerine geçmek üzere karar verilmez. Diğer bir anlatımla talep ya ihtiyati haciz ya da ihtiyati tedbir şeklinde nitelendirilip hüküm altına alınmalıdır. Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir....

Bu durumda, mahkemeye alacağın varlığına kanaat getirilecek yeterli delil sunulmadığından, ihtiyati haciz kararının koşulları mevcut değildir. Mahkemece, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddi yerinde olmamış, bozmayı gerektirmiştir" denilmiştir. Eldeki dosya kaçak elektrik kullanım bedeli yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesi talebine ilişkindir. İhtiyati hacze konu alacak tak taraflı olarak düzenlenen tutanağa dayalı faturadan kaynaklanmaktadır. Alacağın varlığı noktasında dosyaya sunulan fotoğraflar ve video kaydı da " yaklaşık ispat"a elverişli değildir. Uyuşmazlık konusu haksız fiil niteliğindeki kaçak elektrik kullanımına ilişkin olup yargılamaya muhtaçtır. Eldeki dosyada yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle İİK 257. madde gereği ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır....

    Maddesi gereğince ihtiyati haciz kararının verilmesi (taleple bağlılık kuralının da gözetilmesi nedeniyle) fazlaya ilişkin kısımlar yönünden istenen ihtiyati haciz talebinin reddi gerektiği sonucuna varılmıştır....

      Maddesi gereğince ihtiyati haciz kararının verilmesi (taleple bağlılık kuralının da gözetilmesi nedeniyle) fazlaya ilişkin kısımlar yönünden istenen ihtiyati haciz talebinin reddi gerektiği sonucuna varılmıştır....

      Yargılama sırasında ihtiyati haciz isteminde bulunulmuş olup; bu aşamada, kusur oranının ve zarar miktarının tam olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyet ile bağdaşmaz. Diğer yandan, ileri sürülen alacak rehin ile temin edilmemiş olduğuna göre; para alacağını temin amacına dönük olan, ihtiyati haciz isteminin kaza tespit tutanağında davalı tarafın kusurlu olduğunun belirtilmiş olması karşısında yaklaşık ispat koşulunun somut olayda gerçekleştiği konusunda duraksamamak gerekir. Ne var ki taraflar arasında görülmekte olan dava manevi tazminat isteğine ilişkindir....

      İHTİYATİ HACZİN REDDİNE İLİŞKİN ARA KARARIN ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda özetle İİK'nun 257. maddesi uyarınca ''muaccel bir alacak'' bulunmadığı ve ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı anlaşılmıştır. Yine, maddi tazminat talebi ile ilgili ihtiyati haciz talebinin de dava konusu alacağın varlığı ve miktarının bu aşamada muaccelliyet koşulunu taşımaması sebebiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir....

      İlk derece mahkemesince 27/4/2021 tarihli ara kararıyla; davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; haksız fiil tarihi itibarıyla alacağın muaccel hale geldiğini, mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355'inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Talep, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemiyle açılan davada, ihtiyati tedbir talebinin reddi ara kararının kaldırılması istemine ilişkindir. Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır....

        UYAP Entegrasyonu