Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava konusu olayın özellikleri, kullanılan sözlerin niteliği, özellikle olay tarihi ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde davacı yararına takdir edilen 7.000,00 TL manevi tazminat fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekirse de belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası'nın 438/7. maddesi gereğince, davacı yararına 1.000,00 TL manevi tazminat takdir olunmak suretiyle, kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....

    Mahkemece; sigortalının maddi tazminat istemi ile ilgili kararverilmesine yer olmadığına, davacı anne baba ve sigortalının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Borçlar Kanununun 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan kişiye aittir. Yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle manevi üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler. Hal böyle olunca doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan yalnızca maddi sağlık bütünlüğü ihlal edilen kişi ile sınırlı olup olmadığının tartışılması gerekir. Cismani zarar kavramına (B.K. 46 ve 47) ruhsal bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği bu maddelerde sadece maddi sağlık bütünlüğünün değil ruhsal ve sinirsel bütünlüğünde korunduğu doktrinde ve Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir....

      Mahkemece; sigortalının maddi tazminat istemi ile ilgili kararverilmesine yer olmadığına, davacı anne baba ve sigortalının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Borçlar Kanununun 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan kişiye aittir. Yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle manevi üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler. Hal böyle olunca doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan yalnızca maddi sağlık bütünlüğü ihlal edilen kişi ile sınırlı olup olmadığının tartışılması gerekir. Cismani zarar kavramına (B.K. 46 ve 47) ruhsal bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği bu maddelerde sadece maddi sağlık bütünlüğünün değil ruhsal ve sinirsel bütünlüğünde korunduğu doktrinde ve Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir....

        Yine BK 49 (TBK.58) maddesinde "Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir." Haksız fiile dayalı bir borcun doğabilmesi için, hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, fiili işleyenin kusuru olmalı, sonuçta bir zarar doğmalı, zarar ile işlenen fiil arasında da uygun nedensellik bağı bulunması gerekir. Somut olaya gelince, davalının ve dava dışı eşin davacıya yönelik ve bütün olarak aldatma mahiyetindeki davranışlarının manevi tazminatı gerektirip gerektirmeyeceğinin tartışılması gereklidir. Yukarıda incelenen yasa maddeleri uyarınca, davacının dava dışı eşinin TMK'nın evlenmeyle eşe yüklediği ödevler arasında bulunan sadakat yükümlülüğünü ihlali nedeniyle, Yasanın 185. ve 174. maddeleri uyarınca boşanma sebebi ve istek halinde manevi tazminatı gerektirir nitelikte olduğu kuşkusuzdur....

          Davacı, Türkiye İş Bankası Kilimli Şubesinden kredi çeken dava dışı şahıslara, ilk kredi çektikleri tarihte kefil olduğunu, ancak daha sonra, sahte belge ve imzalarla aynı şahıslara başkaca krediler de kullandırıldığını, ödenmeyince aleyhine icra takibi yapıldığını, kesinleşen menfi tespit davası sonucu borçlu olmadığının tespit edildiğini, bu süreç içerisinde maaşından kesintiler yapıldığını, aracının satıldığını, itibarının zedelendiğini beyan ederek maddi ve manevi zararının tazminini istemiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesini gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, yapılan işlemlerden dolayı davalının sorumlu olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. a-Somut olayda, dava konusu alacağın kaynağı haksız eyleme dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Haksız eyleme dayanan davalarda yürütülecek faiz, reeskont faizi olmayıp yasal faizdir....

            Dava dilekçesinden; davalının hakaret, haksız suç isnadı/iftira ile haksız şikayet kabul edilen eylemlerine dayalı olarak 5.000TL manevi tazminat talebinde bulunulduğu, ancak hangi eylem nedeniyle, ne miktarda tazminat talep edildiği hususunun açık olmadığı anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 31. maddesinin başlığı "Hakimin davayı aydınlatma ödevi" olup, madde metninde, "Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir." hükmü düzenlenmiştir. Şu durumda; davacının dava dilekçesinde yer alan taleplerini, davalının hangi eylemine dayandığı ve bu eylem nedeniyle ne miktarda manevi tazminat (haksız suç isnadı, hakaret, iftira ve haksız şikayet eylemlerinden dolayı ayrı ayrı ne miktarda) talep ettiği hususlarının açıklattırılması gerekir....

            Haksız fiil ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanununun 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan kişiye aittir. Yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler. Hal böyle olunca doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan yalnızca maddi sağlık bütünlüğü ihlal edilen kişi midir? Zarar kavramına (B.K. 46 ve 47) ruhsal bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği bu maddelerde sadece maddi sağlık bütünlüğünün değil, ruhsal ve sinirsel bütünlüğünde korunduğu doktrinde ve Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir. Öyleyse, bir kişinin cismani zarara uğraması sonucunda, onun (ana, baba, karı, koca ve çocuklar gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğünün ağır şekilde bozulmuşsa, onların da manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir....

              Telekomünikasyon A.Ş. ve ... aleyhine 30/11/2011 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; maddi ve manevi tazminat davalarının kabulüne dair verilen 21/01/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... Telekomünikasyan A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı ...Ş.’nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddedilmelidir. 2-Davalı ...Ş.’nin diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 27/07/2012 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem ve kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 27/11/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, kasten yaralama, hakaret ve tehdit eylemleri nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir....

                  KARŞI OY YAZISI Dava, davalının davacının dava dışı eşi ile birlikteliğinden kaynaklanan haksız saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık evlilik dışı birlikteliğin haksız fiil olarak kabul edilip edilemeyeceği dolayısıyla davalının bu eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Eşler evlilik birliğini kurmakla birbirlerine karşı sadakat borcu altına girdikleri gibi, mensubu oldukları aile birliğine karşı da sorumluluk altına girerler. Davacının eşinin evli olmasına rağmen bir başkası ile cinsel ve duygusal ilişkiye girmesi, evlilik sözleşmesi ile bağlandığı, sadakat borcu altına girdiği eşine karşı haksız eylem niteliğindedir. Davalı da evli olduğunu bilerek davacının eşiyle gayri resmi ilişkiye girmek suretiyle, gerek yasalarca, gerek örf ve adet hukuku tarafından korunmayan haksız bir davranış içine girmiştir. Davalının bu davranışı da açıkça haksız eylem niteliğindedir....

                    UYAP Entegrasyonu