Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Haksız fiile dayalı bir borcun doğabilmesi için, hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, fiili işleyenin kusuru olmalı, sonuçta bir zarar doğmalı, zarar ile işlenen fiil arasında da uygun nedensellik bağı bulunması gerekir. Somut olaya gelince, davalının ve dava dışı eşin davacıya yönelik ve bütün olarak aldatma mahiyetindeki davranışlarının manevi tazminatı gerektirip gerektirmeyeceğinin tartışılması gereklidir. Yukarıda incelenen yasa maddeleri uyarınca, davacının dava dışı eşinin TMK'nın evlenmeyle eşe yüklediği ödevler arasında bulunan sadakat yükümlülüğünün ihlali nedeniyle, Kanun'un 185. ve 174. maddeleri uyarınca boşanma sebebi ve istek halinde manevi tazminatı gerektirir nitelikte olduğu kuşkusuzdur. TMK'daki düzenleme, dava dışı eşin evlenme ile kurulan aile birliğinin tarafı olması sıfatından kaynaklanmaktadır. Zira dava dışı eş kendi iradesi ile bu birliğin tarafı olmayı kabul etmiş ve yasanın kendisine tanıdığı hak ve yükümlülükler altına girmiştir....

    Haksız fiile dayalı bir borcun doğabilmesi için, hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, fiili işleyenin kusuru olmalı, sonuçta bir zarar doğmalı, zarar ile işlenen fiil arasında da uygun nedensellik bağı bulunması gerekir. Somut olaya gelince, davalının ve dava dışı eşin davacıya yönelik ve bütün olarak aldatma mahiyetindeki davranışlarının manevi tazminatı gerektirip gerektirmeyeceğinin tartışılması gereklidir. Yukarıda incelenen yasa maddeleri uyarınca, davacının dava dışı eşinin TMK.'nın evlenmeyle eşe yüklediği ödevler arasında bulunan sadakat yükümlülüğünü ihlali nedeniyle, Yasanın 185. ve 174. maddeleri uyarınca boşanma sebebi ve istek halinde manevi tazminatı gerektirir nitelikte olduğu kuşkusuzdur. TMK. daki düzenleme, dava dışı eşin evlenme ile kurulan aile birliğinin tarafı olması sıfatından kaynaklanmaktadır. Zira dava dışı eş kendi iradesi ile bu birliğin tarafı olmayı kabul etmiş ve yasanın kendisine tanıdığı hak ve yükümlülükler altına girmiştir....

      Haksız fiil sorumluluğu ile ilgili zamanaşımı ise Türk Borçlar Kanunu'nun 72.maddesinde düzenlenmiş, maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde eylemin cezayı gerektirmesi durumunda uzatılmış zamanaşımı süresinin uygulanacağı kabul edilmiştir. İşte uyuşmazlığa konu olan, 2918 sayılı yasanın 109/2 maddesi, Türk Borçlar Kanunu'nun 72/1 maddesinin ikinci cümlesinin Karayolları Trafik Kanunu'na uyarlanmış halidir. 2918 sayılı yasanın 109/2 maddesinde “davanın, cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmesi halinde bu sürenin maddi tazminat talepleri için de geçerli olduğu” düzenlenmiştir. Uzatılmış zamanaşımı süresinin uygulanabilmesi için haksız fiilin aynı zamanda ceza kanunları gereğince suç teşkil etmesi, bunun yanında haksız fiilden doğan tazminat alacağına ilişkin zamanaşımı süresinden daha uzun bir ceza davası zamanaşımı süresi öngörülmüş olması gereklidir....

        Haksız fiil sorumluluğu ile ilgili zamanaşımı ise Türk Borçlar Kanunu'nun 72.maddesinde düzenlenmiş, maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde eylemin cezayı gerektirmesi durumunda uzatılmış zamanaşımı süresinin uygulanacağı kabul edilmiştir. İşte uyuşmazlığa konu olan, 2918 sayılı yasanın 109/2 maddesi, Türk Borçlar Kanunu'nun 72/1 maddesinin ikinci cümlesinin Karayolları Trafik Kanunu'na uyarlanmış halidir. 2918 sayılı yasanın 109/2 maddesinde “davanın, cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmesi halinde bu sürenin maddi tazminat talepleri için de geçerli olduğu” düzenlenmiştir. Uzatılmış zamanaşımı süresinin uygulanabilmesi için haksız fiilin aynı zamanda ceza kanunları gereğince suç teşkil etmesi, bunun yanında haksız fiilden doğan tazminat alacağına ilişkin zamanaşımı süresinden daha uzun bir ceza davası zamanaşımı süresi öngörülmüş olması gereklidir....

          - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı şirket arasında yapılan genel kredi sözleşmelerini davalıların murisinin müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığını, kredi alacağının tahsili için yapılan icra takibinin davalıların haksız itirazı nedeniyle durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... adına asaleten çocukları ...,.... adına velayeten verdiği cevap dilekçesinde murisleri ....sözleşmeleri imzaladığı sırada fiil ehliyetinin bulunmadığını, bu nedenle borçtan dolayı sorumlu tutulamayacaklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, benimsenen ......

            Şirketi A.Ş. vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1-a bendinde yer alan "haksız fiil tarihi olan 30/10/2011 tarihinden itibaren (davalı ...Ş yönünden dava tarihinden itibaren poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere)" ibaresinin çıkarılarak yerine "davalı ...Ş. yönünden dava tarihinden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere, davalı ... yönünden dava tarihinden, davalı ... yönünden haksız fiil tarihi olan 30.10.2011 tarihinden itibaren" ibaresinin eklenmesine, hükmün 2-a bendinde yer alan "haksız fiil tarihi olan 30/10/2011 tarihinden itibaren" ibaresinin çıkarılarak yerine "davalı ... yönünden dava tarihinden, davalı ... yönünden haksız fiil tarihi olan 30/10/2011 tarihinden itibaren" ibaresinin eklenmesine, hükmün 2-a bendinde yer alan "1.519,00 TL harcın davalılar'den" ibaresinin çıkarılarak yerine "1.519,00 TL harcın davalılar ... ve ...'...

              Ayrıca muvazaalı bir hukuki muamele ile üçüncü kişinin ızrar edilmesi ona karşı bir haksız eylem niteliğindedir. Üçüncü kişiler muvazaa nedeniyle hakları halele uğratıldığı takdirde haksız fiil sorumluluğuna dayanarak muvazaalı hukuki işlemi yapan taraftan zararının tazminini isteyebilir. Haksız fiil işleyen kimse uygun illiyet bağı çevresine giren bütün zararlardan sorumludur. Ayrıca muvazaa sebebiyle akdin hükümsüzlüğünün ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması sayılan hallerde muvazaa ileri sürülemez. 13/07/2005 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 5393 sayılı Belediye Kanunu 67. maddesi ile belediyelerin asıl işlerini (temizlik işleri, park-bahçe işleri gibi) alt işverenlere verebileceği düzenlemiştir. Davacı bu hüküm yürürlüğe girmeden önce, 19/07/2004 tarihinde davalı Belediyede temizlik işinde çalışmaya başlamıştır....

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; haksız fiil iddiasına dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir....

                  DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE: Dava, trafik kazasından kazasından kaynaklı olarak hasar tazminatı talebine yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde düzenlenmiştir. İcra dosyası celp edilmiş, davalıların ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu ve huzurdaki davanın süresi içerisinde ikame edildiği tespit edilmiştir. Kural olarak haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir.Zarar bir eksilmeyi ifade eder. Haksız fiilin borç doğurmasının sebebi doğan zararı giderme yükümlülüğünden kaynaklanır. Haksız fiil faili bu fiili ile yaratmış olduğu eksilmeyi gidermek, zarar gören kişiyi fiilden önceki durumuna getirme borcu altına girmiştir. Haksız fiil failinin borcu doğan bu zararı tazmin etmeye dayanır....

                    Davacının talebinin haksız fiil nedeni ile zarar tazmini istemine ilişkin olduğu alacağın likit olmadığı anlaşıldığından davacı yanın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. İcra İflas Kanunun 67/2.maddesi uyarınca itirazın iptali davasının kısmen veya tamamen reddi halinde, borçlu lehine hükmedilecek tazminat kötü niyet tazminatı olup, borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanında takip alacaklısının kötü niyetli olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötü niyetli değilse aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilemez. Somut olayda, davacının icra takibinde kötü niyetli olduğu dosya kapsamından anlaşılmamaktadır. Bu sebeple davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilerek uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurma yoluna gidilmiştir. KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere; 1-Davanın kısmen kabulü ile davalı tarafından .... İcra Müdürlüğünün ......

                      UYAP Entegrasyonu