Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2009/4187 esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibi nedeniyle menfi tespit talebinin kısmen kabulü ile takip dayanağı 80.000,00 TL bedelli bono nedeniyle 40.000,00 TL borçlu olunmadığının tespitine, birleşen davaların kabulüne ve birleşen davalara konu takipler nedeniyle davacıların borçlu olmadığının tespitine, asıl ve birleşen davalarda kötüniyet tazminat taleplerinin reddine karar verildiği ve kararın 12/06/2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Şu durumda, haksız haciz nedeniyle manevi tazminat talep edilebilmesi için davalıların davacılar aleyhine başlattığı icra takiplerinde kötüniyetli ve ağır kusurlarının varlığının davacılar tarafından ispat edilmesi gerekir. Dosyada mevcut delillere göre, davacılar tarafından açılan menfi tespit davasında ......

    Dava, davacının kızı 2001 doğumlu ...'in trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle çocuk için tutulan bakıcıya ödenen 1.500,00 TL maddi zarar ile çocuğun yaşamış olduğu çeşitli zorluklar nedeniyle 3.500,00 TL manevi tazminat istemine ilişkin olarak açılmış, manevi tazminat istemiyle ilgili olan bu dava asıl davadan tefrik edilmiştir. Görevsizlik kararının dayalı olduğu Türk Medeni Kanununun 342. maddesi çocuğun temsiliyle ilgili yasal düzenleme olup, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Türk Medeni Kanununun 2. Kitabından kaynaklanmayan haksız fiil sonucu 3. kişilerin çocuğa vermiş oldukları zarara ilişkin tazminat davaları genel hükümlere tabi olup, uyuşmazlığın İzmir 3.Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince İzmir 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 14.07.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu davacıların tazminat taleplerinin kaynağı olan ...'...

        Davalının nakdi tazminat ödemesini gerektiren haksız eylem 09/05/2005 gününde gerçekleşmiş, davacı idare ise 29/01/2009 günlü Nakdi Tazminat Komisyonu kararı ile 2330 sayılı Yasa gereğince yaralanan dava dışı görevliye nakdi tazminat ödemiştir. Haksız eylem nedeniyle oluşan zarar, olay gününde gerçekleşmiş olduğundan, davalının sorumlu tutulacağı tazminat tutarı da olay günündeki verilere göre belirlenmelidir. 2330 sayılı Yasa'nın 3.maddesinde yaralanan görevliye ödenecek tazminatın karar günündeki en yüksek Devlet memuru aylığı esas alınarak hesaplanacağı belirtilmekte ise de, buna göre hesaplanıp ödenen nakdi tazminatın tamamı davalıya rücu edilemez. Davacı idarenin, davalıdan kaynaklanmayan nedenlerle daha geç nakdi tazminat ödemesi, bu yüzden artan tazminat tutarından davalının sorumlu tutulmasını gerektirmez....

          Bir haksız fiil birden fazla kişi tarafından işlenmiş ise bu kişilere karşı (birlikte) açılacak tazminat davası, ortak yetkili mahkeme olan haksız fiilin işlendiği yer mahkemesinde görülür. Bu halde, davalıların hepsine karşı davalılardan birinin yerleşim yerindeki mahkemede dava açılamaz. Haksız fiilin işlendiği yer mahkemesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin (kesin) yetki değildir. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle karşı araç maliki ve sürücüsünden maddi tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda,davacının yerleşim yeri adresi, dava dilekçesi, davacı tarafından düzenlenen 12.11.2012 tarihli fatura ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesine göre Merkez/Denizli'dir. 6100 sayılı HMK'nın 7. maddesi hükmü, haksız fiilin birden fazla kişi tarafından işlenmesi haline münhasır olup somut olaydaki davaya uygulanma imkanı yoktur....

            İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesinin, eldeki davanın mutlak ticari dava olduğu kanaatinde olduğunu, fakat eldeki davanın mutlak ve nispi ticari dava olmadığını, davanın konusunun kambiyo senedi olmadığını, haksız protesto nedenine dayalı tazminat istemine ilişkin olduğunu, haksız fiilden kaynaklanan bir dava olduğunu, ayrıca, müvekkilinin, davalı bankanın müşterisi olmadığını, yapılan işlemin bankacılık işlemi olmadığını, söz konusu senetin, davanın konusu olmadığını, uyuşmazlığın, haksız protesto nedeniyle tazminat istenip istenemeyeceği noktasında toplandığını, davanın, haksız fiil nedeniyle maddi - manevi tazminat davası olduğunu, haksız eylemden kaynaklanan davaların Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, haksız protestonun, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlenmediğini, haksız protestonun, bir haksız fiil sorumluluğu...

            Dava dilekçesinden; davalının hakaret, haksız suç isnadı/iftira ile haksız şikayet kabul edilen eylemlerine dayalı olarak 5.000TL manevi tazminat talebinde bulunulduğu, ancak hangi eylem nedeniyle, ne miktarda tazminat talep edildiği hususunun açık olmadığı anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 31. maddesinin başlığı "Hakimin davayı aydınlatma ödevi" olup, madde metninde, "Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir." hükmü düzenlenmiştir. Şu durumda; davacının dava dilekçesinde yer alan taleplerini, davalının hangi eylemine dayandığı ve bu eylem nedeniyle ne miktarda manevi tazminat (haksız suç isnadı, hakaret, iftira ve haksız şikayet eylemlerinden dolayı ayrı ayrı ne miktarda) talep ettiği hususlarının açıklattırılması gerekir....

            Maddesi uyarınca vergi ziyaına sebebiyet verilmesi nedeniyle davacı müvekkiline 11.807,55 TL vergi cezasının kesildiğini, ayrıca vergi cezası da kesildiğinden toplamda 50.955,00 TL zarara uğradığını, arabuluculuğun anlaşamama ile sonuçlandığını, tüm bu sebeplerle müvekkilin uğradığı 50.955,00 TL maddi zararın ticari faizi ile tazminini talep ve dava etmiştir. CEVAP VE SAVUNMA: Davalının süresinde davaya cevap vermediği görüldü. DAVA: Tüm dosya kapsamı nazara alındığında haksız fiil nedeniyle uğranılan zarar nedeniyle tazminat davasıdır....

              Davacı lehine maddi tazminat olarak hakim, haksız rekabet sonucunda davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığına da karar verebilir. 4. Maddi tazminat talebinin kabul edilebilmesi için öncelikle davacının istediği zararı kanıtlaması gerekir. Asıl olan, davalının haksız rekabeti ile davacının aktifinde azalma olduğunun iddia ve ispat edilmesidir. Haksız rekabette davacının maddi tazminat istemine konu ettiği zararı, davalının elde ettiği kar miktarı olmayıp, davalının haksız rekabeti nedeniyle davacının elde etmekten mahrum kaldığı kar miktarıdır. Bu zarar, kural olarak tarafların ticari defterleri ve diğer kanıtlarıyla beraber bilirkişi incelemesiyle tespit edilir. Bu şekilde bir tespit yapılamaz veya davacının kazanç kaybına uğramadığı anlaşılsa bile haksız rekabetin varlığında hakim TTK'nın 56-e maddesine göre uygun miktarda bir tazminatı belirler. 5....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı .... aleyhine 07/03/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; zamanaşımı nedeniyle davanın reddine dair verilen 25/12/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz olunmuştur. Manevi tazminat istemi, davacı hakkında haksız yapılan icra takiplerinden kaynaklanmakta olup; dosya kapsamından, icra takiplerinin zararlı sonuçlarının devam edip etmediği anlaşılamamaktardır....

                  UYAP Entegrasyonu