Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2008/3119 sayılı takip dosyası ile sahte kira sözleşmesine dayanarak icra takibi başlattığını, takip neticesinde kiralananın icra yoluyla tahliye edildiğini, icra takibi sırasında işyerine ait yazar kasasının dahi haczedilerek ticari hayatına son verildiğini, yine haksız tahliye nedeniyle manevi zarara uğradığını ayrıca tarafından kiralanana faydalı masraflar yapıldığını belirterek şimdilik 5.000,00 TL maddi ve 70.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı; taşınmazın tahliyesinin hukuka uygun olduğunu, takibe yasal süresi içerisinde itiraz edilmediğini, sahte olduğu iddia edilen ve ... 1....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, haksız şikayet nedeni ile açılan maddi tazminat davasıdır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup karar davacı vekili tarafından tefrik kararının hatalı olduğu, maddi ve manevi tazminatın birlikte değerlendirilmesi gerektiği, davanın sübut bulduğundan kabul edilmesi gerektiği ileri sürülerek istinaf edilmiştir....

    İcra Dairesinin 2018/3260 Esas sayılı dosyası aracılığıyla Yahyalı İcra Dairesinde bulunan iş bu dava konusu takip alacağına haciz konulması talebinde bulunduğunu, Yahyalı İcra Müdürlüğü'nün söz konusu haciz talebini kabul ettiğini, usul ve yasaya aykırı olarak müvekkilinin maddi tazminat alacakları üzerine şikayet eden lehine 29/08/2019 tarihinde haciz koyduğunu, haciz kararının taraflarına tebliğ edilmediğini, Yahyalı İcra Müdürlüğü'nce verilen bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ve kaldırılması gerektiğini, tüm bu nedenlerle Yahyalı İcra Müdürlüğü'nün 2018/121 Esas sayılı dosyasındaki 29/08/2019 tarihli Yahyalı İcra Müdürlüğü kararının kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    -K A R A R- Şikayetçi vekili, şikayet dışı borçlu hakkında yaptıkları icra takibi kapsamında 30.01.2009 tarihinde borçlunun taşınmazına kesin haciz konulmasına rağmen, şikayet olunanın aynı borçlu hakkında, ihtiyati haciz kararına istinaden, çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi yaptığını, icra takibi kapsamında aynı taşınmaza 19.01.2009 tarihinde ihtiyati haciz koyulduğunu ve taşınmazın satıldığını, ihtiyati haczin kesinleşme tarihinin 15.02.2009 olduğunu, buna rağmen şikayet olunanın yapmış olduğu icra takibi kapsamında yapılmış olan 27.01.2011 tarihli sıra cetvelinde şikayet olunanın alacağına birinci sırada yer verilerek, ikinci sırada yer alan vergi dairesinin alacağı ile garameten paraların bu alacaklılar arasında paylaştırıldığını, geriye para kalmadığından kendi alacaklarını alamadıklarını, şikayet olunanın ihtiyati haczinin kendi hacizlerinden sonra kesinleşmesi nedeni ile kendi alacaklarının birinci sırada yer alması ve vergi dairesi alacağı ile kendi...

      İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2009/359 esas sayılı dosyasında 100.000,00 TL olarak belirlendiğini, ipotekli taşınmazın satışı halinde dahi borcun tahsil edilememesi nedeniyle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ilamsız icra takibi yapıldığını, takip sırasında yapılan işlemlerin hukuka uygun olması yanında davacılar tarafından bu işlemlere ve ihtiyati haciz kararına karşı itiraz, dava şikayet gibi hukuki yollara da başvurulmadığını, daha sonrasında borcun davacılarca ödendiğini, davacının tüm bunların üzerinde beş yıl geçtikten sonra maddi menfaat temin etmek amacıyla bu davayı açtığını savunarak davanın reddini istemiştir....

        Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2005/221 E.sayılı dosyasından karşı tarafça maddi ve manevi tazminat talepli dava açıldığını, yargılama sırasında müvekkilinin şikayet edilenlerle anlaştığını, ilk derece mahkemesince de maddi tazminat talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm oluşturulduğunu, karşı tarafın ilamın konu edildiği icra takibi üzerinden kendilerine gönderilen icra emrinde ödenmemiş 14.558,00 TL maddi tazminat alacağı ve 11.673,00 TL maddi tazminata işlemiş faiz alacağının ilama aykırı olarak müvekkili şirketten talep edildiğini söyleyerek icra takibinin ve icra emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir....

        Maddenin yollamasıyla icra dairesi) davalının (borçlunun) yerleşim yeri mahkeme veya icra dairesi olacağı konusunda bir duraksama olmadığını, ancak özel yetki kaideleri veya seçimlik yetki kaideleri de davacı(alacaklıya) “yerleşim yeri dışında” dava veya takip açma imkânı verdiğini, davalının eyleminin haksız fiil olarak ve sebepsiz zenginleşmeye bağlı para alacağı (tazminat da denilebilir) talebi/takibi olsa da yetkili icra daireleri Büyükçekmece yargı sınırları içinde olduğunu, davalı ve arkadaşlarının, hile ve desise ile para almaları eylemi Esenyurt İlçesi’nde gerçekleştiğini, TBK 89. Maddesinde, alacağın nerede tahsil edileceği, takip edilmesi gereken alacaklardan olduğundan ve müvekkil de Beylikdüzü İlçesi sınırlarında ikamet ettiğinden yerel mahkeme kararının bu açıdan da hukuka aykırı olduğunu, ön protokolün davalının yetkisiz temsilcisi Emine Yüksel ile Esenyurtta yapıldığını, davalıya Büyükçekmece 3....

        Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.02.2010 tarihli 2004/440 Esas 2010/118 Karar sayılı ilamı bölünmek suretiyle iki ayrı icra takibine konu edilmiş olup, bu davanın davacısı olan ... vekilinin ilama dayalı tek icra takibi yapmayarak davacı ...Ş. aleyhine iki ayrı icra takibine girişmesinin hakkın kötüye kullanımı niteliğinde bulunması nedeniyle davacı tarafça aleyhine girişilen ikinci icra takibi yönünden şikayet hakkını kullanarak ikinci takip iptal ettirilebilecekken, bu hakkını kullanmaması sebebiyle her iki ilamlı icra dosyasıyla oluşan ve fazladan ödediği vekalet ücreti ve masraflardan davalıyı sorumlu tutmak doğru olmayacaktır....

          İcra Müdürlüğü'nün dosyası kapatıldığını, fakat Kurumun sonuçta işçiye ödediği tazminatı kapatma gibi bir yetkisi olmadığını, kalan bakiye için yeniden kurum icra takibi açtığını, bu yapılan işlem yasal ve tamamen hukuka uygun olduğunu, sonuçta mahkeme ilamı incelendiğinde de kurumun alacağı ne kadar davacı taraf ne kadar para yatırmış aradaki fark hepsi görüleceğini, davacı tarafın haksız ve yasal dayanaktan yoksun davasının reddine karar verilmesini gerekirken şikayetin kabulüne karar verilmesi haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, Kurumun alacağı ve mahkeme ilamındaki alacak ve kendisinin ödediği meblağın belli olduğunu , bu nedenlerle talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir....

          Mahkemece kesinleşen borcun icra takibi ile tahsili sırasındaki icra müdürlüğünün uygulamaları için mahkemenin görevli olmayıp, icra hukuk mahkemesinde şikayet yolu ile dile getirilmesi gerektiği, davacının anılan yola başvurduğu ve icra Hukuk Mahkemesince karar verildiği, davacının anılan karara karşı yasa yollarını kullanması gerektiği, davacının mal beyanı dilekçesindeki borç kabul beyanı ile bağlı olduğu, bu nedenle de kesinleşen takip talebi ve ödeme emrindeki alacak için artık menfi tespit davası açamayacağı gözetilerek ödeme gününün geriye doğru atıldığı, haksız komisyon talep edildiği gibi istemlerinin bu gerekçe ile reddedildiği, davacının takip talebi ve ödeme emrindeki tutarlar kadar borçlu olduğu kabul edildiğinden kötüniyet tazminatı, maddi ve manevi tazminat istemlerinin de reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu