Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... ve ... D.İş sayılı dosyaları, Kayseri 4. İcra Hukuk Mahkemesinin ... esas sayılı dosyası, Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün ... esas ve ... esas sayılı dosyaları, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, haksız ihtiyati haciz nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasının incelenmesinde alacaklısının ..., borçlusunun ... ve ... olduğu, alacak bedelinin 34.746,17 USD+1.365,20 TL olmak üzere toplam 605.045,16 TL olduğu anlaşılmıştır. Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasının incelenmesinde alacaklısının ..., borçlusunun ... ve ... olduğu, alacaklı ... tarafından borçlular ..., ... aleyhine ilamlı icra takibi başlatıldığı, takibe konu ilamın Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... (Hukuk Değişik İş Dosyası) Esas ......

    Davacı, sağlık güvencesi kapsamındaki kızına davalı Üniversite hastanesinde tedavi uygulandığını, gerekli sevk belgeleri daha sonra tamamlandığı halde kendisinden tedavi gideri istendiğini, durumu bildirmesine rağmen hakkında icra takibi başlatıldığını ileri sürerek, yapılan haksız işlemler ve icra takibi nedeniyle zarar gördüğünü iddia ettiğine göre bir kamu kurumu olan davalının verdiği hizmetteki kusura dayanılmaktadır. Bir olayda hizmet kusuru bulunup bulunmadığının saptanması idari yargının görev alanında olduğundan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince, idarenin hizmet kusuruna dayanan tazminat isteklerinin tam yargı davası olarak idari yargı yerinde ileri sürülmesi gerekir. Yerel mahkemece açıklanan yön gözetilerek, yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....

      tazminat ve 10.000TL manevi tazminatın haksız icra takibi tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Mahkemece; 2012 yılından sonra davacının gelirindeki düşüş ile dava konusu olay arasında doğrudan bir illiyet bağı bulunmadığından maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat istemi yönünden ise; davalı bankanın kendisinden beklenen özeni göstermediği, özensizliği nedeni ile davacı hakkında haksız icra takibi yapıldığı gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden; davalı tarafça davacı hakkında icra takibine başlandığı, ancak davacının takibe itirazından sonra icra dosyası kapsamında herhangi bir işlem yapılmadığı, davacının mallarına haciz konulmasına yönelik bir mahkeme kararı olmadığı gibi, davalı vekilinin icra dosyası kapsamında bu yönde bir talebinin bulunmadığı anlaşılmakla, manevi tazminat koşullarının oluşmadığı, bu nedenle davanın tümden reddedilmesi gerekirken mahkemece yazılı gerekçeyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş olması yerinde görülmemiş, bu yönüyle kararın bozulması gerekmiştir....

        Taraflar arasında kredi kartı sözleşmesi bulunduğu, davalı tarafından davacı hakkında kredi kartı borcu nedeniyle icra takibi yapıldığı, davacı adresine gönderilen ödeme emrinin aynı adreste oturan damadına tebliğ edildiği, davacı adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydına haciz konulduğu, davacının icra borcunu ödediği ve daha sonra davalıdan istirdat ettiği anlaşılmaktadır. Davacının sözleşme nedeniyle kredi kartı borçlusu olması, davalının bu alacağı nedeniyle takip yapması, haciz işleminin fiili olmayıp kaydi haciz niteliği taşıması, bu takip ve haciz işleminde hukuka uygunluk bulunması olguları ile dosya içeriği incelenip değerlendirildiğinde icra takibi ve kaydi haciz yapılmasının hukuka aykırı olmadığı ve kişilik hakkına saldırı oluşturmadığı belirgindir. Kredi kartının davacının damadına teslim edilmesi, tebligatın da aynı kişiye yapılması olguları sözleşme nedeniyle borçlu olan davacı hakkındaki icra takibini ve hacizi haksız hale getirmez....

          , açıklanan tüm bu nedenlerle ve ıslah ve fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile, müvekkilinin borçlu olmadığı halde haksız yere açılan ....İcra Müdürlüğü'nün ......

            Davacının yaptığı icra takibinin takip talepnamesinde takip yollarının bulunduğu sütunda haciz isteminin yanında tahliye isteminin bulunmaması takibi geçersiz hale getirmez. Takip talebinin 4. sütununda kira alacağının yanında tahliye istemi de bulunmaktadır. Mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Ayrıca dosya kapsamından davalının ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürüp, usulsüz tebligat nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesini istediği anlaşılmaktadır. ... 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/151 esas ve 2016/202 karar sayılı şikayet dosyası bu davanın sonucunu etkileyeceğinden şikayet dosyasının kesinleşmesi beklenilmeden karar verilmesi de doğru değildir....

              için davacı taraf aleyhine Kuşadası İcra Müdürlüğü'nün 2017/37195 Esas sayılı takip dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığını, icra takibinin tahliyeden sonra başlatıldığını ve bu şekilde de davacı tarafın zor duruma düşürülmesine sebep olunduğunu beyan etmiş de, bu husus da gerçeği yansıtmadığından davanın reddini savunmuştur....

              Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.” hükmünü içermektedir. Madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere menfi tespit davası açmak zorunda bırakılan borçlunun tazminat talep edebilmesi için gerekli koşullar; bu yönde bir talep olması, borçluya karşı icra takibi yapılmış bulunması ile takibin haksız ve kötüniyetli olmasıdır. Başka bir ifadeyle; İcra İflas Kanunu'nun 72/5. maddesi hükmüne göre, menfi tespit davasının davacı (borçlu) lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötüniyetli olması halinde, istem varsa, davacı (borçlu) lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gereklidir....

                İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalının 28.05.2013 tarihli belgedeki imzanın kendisine ait olduğunu kabul ettiği, bu belge içeriğinin "Antalya 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2012/120 esas sayılı dosyasına davalı beyanı mahkemeye verince Antalya 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2012/120 esas ile Antalya 9. İcra Müdürlüğü’nün 2010/22627 esas sayılı dosyası nedeniyle ...'dan tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücreti ile herhangi bir hak, harç v.s. talep edilmeyecektir." şeklinde düzenlendiği, yani 28/05/2013 tarihinden öncesine ilişkin dava ve takipler nedeniyle davacıdan talepte bulunmayacağını davalı kabul etmiş olduğundan, dava konusu borcun kaynağının da 28.05.2013 tarihinden önce olması nedeniyle davacının davasının kabulü ile, Antalya 9....

                  UYAP Entegrasyonu