Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yukarıda esas karar numarası belirtilen dava dosyasında; davacı Şirket tarafından ... aleyhine çekişmeli 604 ada 3 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak taşkın bina yapımı nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açılmış, bu dava redle sonuçlanıp temyiz aşamasında iken bu kez eldeki davada; aynı davacı tarafından aynı davalı aleyhine aynı parsele yönelik olarak tespit sırasında hatalı sınırlandırma yapıldığı iddiası ile dava açılmıştır. 6100 sayılı HMK'nın 114/ı maddesinde; “aynı davanın daha önceden açılmış olması ve halen görülmekte olması”, teknik ifade ile “derdestlik” dava şartı olarak düzenlenmiştir. Bu şartın oluşması için görülmekte olan dava ile tarafları ve konusu aynı olan bir davanın daha görülüyor olması gerekmektedir....

    Somut olayda; dosya içinde toplanan tüm deliller incelendiğinde yukarıda genel ilkeleri belirtilen taşkın inşaat nedeniyle tescil şartlarının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır.Tescile karar verilebilmesi için öncelikle tecavüzlü binanın davacı tarafından kendi malzemeleri ile iyiniyetli olarak yapılması gerekir. Davacı taşınmazı bina ile birlikte 2002 tarihinde satın aldığına göre bayiine ait kişisel hakka dayanarak tescil isteyemez. Diğer taraftan davalılara ait tapu kaydı incelendiğinde dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgede imar uygulaması yapıldığı anlaşılmaktadır. Dava konusu tecavüzlü bina imar uygulaması sonucu tecavüzlü hale gelmiş ise bina sahibinin kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan, kusurlu sayılmamış ve imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğu duyulmuştur (3194 s.k nun 18/9m). Ancak bu koruma bina sahibine tescil hakkı vermemektedir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakanı ...'un maliki olduğu 260 parsel sayılı taşınmazını ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile davalıya temlik ettiğini, sözleşmenin muvazaalı olduğunu ileri sürerek muvazaa nedeniyle tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına kayıt ve tescilini, olmadığı takdirde başkasının arsasına iyiniyetle bina yapan malik olması nedeniyle bedeli karşılığı taşınmazın adına tescilini istemiştir. Davalı, sözleşmenin muvazaalı yapılmadığını, ayrıca taşkın inşaat nedeniyle tescil şartlarının da oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin geçerli olduğu, taşkın inşaat nedeniyle tescil şartlarının da oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu, düşüncesi alındı....

        Bilindiği üzere, TMK’nın 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar. TMK’nın 725. maddesinde ise bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş, böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir....

        CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; Meni müdahale davasına konu edilen taşınmazı 2012 yılında bulunduğu hal üzerine satın aldığını, taşınmazın üzerinde bina ve eklentilerinin bulunduğunu, bu taşınmazın bulunduğu yerin daha sonra 2016 tarihinde imar düzenlemesine tabi tutulduğunu, kendisinin satın aldığı taşınmaz üzerinde bulunan binanın yaklaşık 30 yıllık bir bina olduğunu, haksız ve taşkın inşaat yapmadığını, işgalci konumunda olmadığını, ilk imar uygulamasının 17/05/1986 olan bu taşınmazlardaki mevcut yapılaşmanın korunması ve buna göre İmar Yasasının 18.maddesinin uygulanması sırasında taşınmazların üzerindeki mevcut yapıların korunmadığının anlaşıldığını, bunun tamamen idarenin tasarrufunda olan bir durum olduğunu, kendisinin tasarrufunda olan bir durum olmadığını ve İmar Kanununa uygun imar parselleri tesis edildiğinden kendisinden ecrimisil vs. taleplerde bulunulamayacağını, kanun gereği parsel sınırlarının belirlendiğini ve tescil edildiğini, binanın taşkın kısmının ana binaya...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.07.2013 gününde verilen dilekçe ile TMK'nin 725. maddesine dayalı tapu iptal ve tescil (temliken tescil) talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, TMK'nin 725. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin 140 ada 10 parsel sayılı taşınmazı 10.10.2000 tarihinde dava dışı ...'ten satın aldığını, 2004 yılında taşınmazı üzerine bina yapmak istediğini ve davalılardan ... ile dava dışı ...'...

          bir taşınmaz olduğunu, Araklı ilçesinin merkezinde, arsa vasfında, imarlı alanda, deniz manzaralı, kaymakamlık binasına 200 metre mesafede ve yol üstünde olduğunu, davalıların kadastro görmüş çaplı taşınmaza haklı ve geçerli bir neden olmaksızın taşkın inşaat yapmak suretiyle el attığı açık olduğunu belirterek, taşkın inşaat nedeniyle el atmanın önlenmesi, taşkın yapı kısmının yıkılması ve davalıların haksız kullanımı nedeniyle geriye dönük 2017, 2016, 2015, 2014 ve 2013 yıllarına ilişkin şimdilik 5.000,00....

          Arsa malikinin arsasının uğrayacağı değer kaybı uzman bilirkişilerden rapor alınmak suretiyle TMK’nin 4., TBK’nin 50. maddesi uyarınca ve aynı zamanda sebepsiz zenginleşmeyi önleyecek biçimde dava tarihine ve objektif esaslara göre tespit ve takdir edilmelidir. (Objektif koşul) c) Üçüncü koşul ise taşkın inşaat yapanın, taşınmaz malikine bu bedeli ödemesidir. Taşkın inşaatın yıkılması gerekmiyorsa, mahkemece yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda belirlenecek bedel arsa sahibine ödenmek üzere depo ettirilmelidir. d)Yukarıda değinilen üç koşulun yanısıra, mahkemece iptal ve tescile karar verilebilmesi için taşkın yapının zeminindeki arazi parçasının ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; davalı-karşı davacı ......

            Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/170 Esas 2014/502 Karar sayılı ilamı ile dava açıldığını, davalının mala zarar ermek nedeni ile mahkumiyet kararı verildiğini, davalının haksız işgal ve tecavüzünün devam etmesi nedeniyle hakkında 05/07/2007 tarihinde Jandarmaya yeniden şikayette bulunulduğunu, davacının mağdur olduğunu belirterek davacıya ait Manisa İli, Turgutlu İlçesi, Avşar Mahallesi 330 parseldeki haksız ve kötüniyetle yapılan müdahalenin menine, müvekkilinin arazisine, ağaçlarına verilen zarar, mahrum kalınan gelir nedeniyle 1.000,00 TL zararın 01/02/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile tahsiline, arazide yapılan haksız işgal nedeni ile 1.000,00 TL ecrimisil 01/02/2014 tarihinden itibaren tahsiline, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı tutulmasına, masraf ve ücreti vekaletin davalı tarafa aidiyetine karar verilmesini talep etmiştir....

            Hukuk Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Taşkın Bina Yapımı Nedeniyle Tapu İptali ve Tescil istemine ilişkindir. ** Bilindiği gibi; Türk Medeni Kanun'un 684 ve 718. maddeleri gereğince yapı üzerinde veya altında bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası (mütemmim cüz'ü) haline geleceğinden o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Yasa koyucu bu konumdaki taşınmaz maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi genel hükümlere bırakmamış, Türk Medeni Kanun'un 722, 723, 724. maddelerinin özel bölümleri ile düzenlemiştir....

            UYAP Entegrasyonu