Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Üst hakkı kurulması Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı üst hakkı kurulması davasına dair karar, davalı müdahil tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş ancak nitelik itibariyle duruşmaya tabi olmadığından duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına 23.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.3.2002 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 3.3.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Mahkemece geçit alternatifleri tespit edilerek en uygun olanının ... bilirkişisinin 25.8.2003 tarihli rapor ve krokisinde ... renkle gösterilen 86 ve 85 parsellerden ana yola çıkan güzergah olduğu kabul edilerek geçit hakkı kurulmuştur. Geçit bedeli olarak bu parseller için dosya içerisinde bir kaç kez ek rapor alınarak hesap yaptırılmış, hesap edilen miktarlar davacı tarafından depo ettirilmiştir. En son ......

      Kanuna göre olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde diğer kişilere özellikle hısımlarına çocukla kişisel ilişki kurulması hakkı tanınabilir (TMK m. 325/1). Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere boşanma kararı ile kendisine kişisel ilişki hakkı tanınmış olan baba İstanbul'da, davalı anne ile çocuk ... ili ... ilçesinde, kişisel ilişki kurulmasını talep eden babaannenin ise...'da bulunduğu yapılan yargılama ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Davacının torunuyla görüşmesine, babanın engel çıkardığı ileri sürülmemiştir. Davacı, babaya tanınan kişisel ilişki süresi içinde torununu görme ve aile bağlarını koruma ve geliştirme imkanına sahiptir. Ortada davacıya kişisel ilişki hakkı tanınmasını gerekli ve haklı kılan olağanüstü bir durum bulunmamaktadır. O halde, davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 12.03.2001 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davalı banka aleyhindeki davanın kabulüne, diğer davalı yönünden reddine dair verilen günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı banka vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı 545 parsel sayılı taşınmazı yararına davalılara ait parsellerden geçit hakkı kurulmasını istemiş, mahkeme davacı parseli yararına davalı bankaya ait 762 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı kurulmasına karar vermiş, hükmü davalı banka vekili temyize getirmiştir. Dava; Türk Medeni Kanununun 747. maddesine dayanılarak açılmış geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 29.03.2007 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın 1383 parsel yönünden kabulüne dair verilen 11.12.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, geçit hakkı kurulması istemi ile açılmıştır. Mahkemece, 1066 parsel yararına 1383 parsel yükümlendirilmek suretiyle geçit hakkı kurulmuştur. Hükmü 1383 parsel maliklerinden ... temyiz etmiştir. Mahkeme hükmü 11.12.2007 tarihlidir. Karar temyiz eden davalı ...'a 20.10.2008 tarihinde tebliğ edilmiştir....

            nin diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesine dayalı geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır. Ayrıca geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel hükümden önce depo ettirilmelidir. Mahkemece, davalıların yargılama giderlerinden sorumlu tutulması ayrıca bilirkişilerce belirlenen geçit bedeli depo ettirilmeden hüküm kurulması doğru olmamış, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle, davalı ...'nin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, 2. bentte yazılı nedenlerle davalı ...'nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 16.05.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: İddianame ile eylemin hırsızlık suçu olarak nitelendirilerek dava açıldığı durumlarda, iddianame içeriğine göre sanığın eyleminin “hırsızlık” suçunu oluşturmaması, ancak “Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi” suçu olarak değerlendirilebileceği hallerde ek savunma hakkı verilerek sanık hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan dolayı hüküm kurulması gerektiği gözetildiğinde, ek savunma hakkı verilerek hüküm kurulması olanaklı görüldüğünden tebliğnamedeki bu konuya ilişkin bozma düşüncesi benimsenmemiştir. 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinde öngörülen hak yoksunlukları uygulanırken, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.06.2009 gününde, birleşen davada 09.07.2010 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; birleşen davanın kabulüne dair verilen 18.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl ve birleşen davalar, Türk Medeni Kanununun 747.maddesine dayalı geçit hakkı kurulması istemiyle açılmıştır. Yanıt veren davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, atiye terk edilen asıl davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın kabulü ile 3006 sayılı parsel lehine krokide sarı ile işaretlenen taşınmazlar aleyhine geçit hakkı kurulmuştur....

                  Davacı tarafın, geçit irtifakı tesisini talep hakkı bulunmadığı yönündeki itirazlarımızı tekrarla, belirtmek isteriz ki bir an için geçit hakkı kurulacağı düşünülse, müvekkillere ait taşınmazlara geçit irtifakı kurulması hakkaniyetli olmayacaktır. Şöyle ki; Aleyhine geçit hakkı tesis edilecek taşınmazlar arasında, davacının eşine veya yakın hısımlarına ait taşınmaz varsa geçit hakkı tesisi için öncelikle bu taşınmaz değerlendirilmelidir. Yargıtay 14. HD. E. 6038, K. 7803 T. 21/05/2013 tarihli kararına göre; "Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir....

                  Ancak; Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile davacıların Türk Medeni Kanununun 744. maddesinde düzenlenen mecra hakkı kurulması istemlerinin olduğu ve bu istemlerinin koşulları oluşmadığı gerekçesiyle irtifak hakkı kurulmasına ilişkin istemin reddine karar verilmiş ise de, mahkeme kararı sonuç olarak doğru bulunduğundan, hükmün Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 438/son maddesi uyarınca gerekçesi düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün değişik gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 25.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu