Sulh Hukuk ve Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince, davanın miktarı ve niteliği gereği görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davanın zilyetlikten kaynaklanan elatmanın önlenmesi davası olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 1086 Saylı HUMK.'nin 8/II-3 maddesinde, taşınır ve taşınmaz mallarda yalnız zilyetliğin korunması ile ilgili davaların, dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceği hükmüne yer verilmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan davanın zilyetliğe dayandığı, eldeki davanın da zilyetliğin korunması hükümlerine yönelik çözümlenmesi gerektiğinden bahisle, davanın görev yönünden reddine karar verilmiş olup; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; ecrimisil ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu; zilyetliğin korunmasına yönelik hükümlerin uygulanacağı sonucuna varılıp görevsizlik kararı verilmiş ise de; ecrimisil ve manevi tazminat istemli açılan bu davada 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ikinci maddesine göre 'Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.' Açıklanan bu sebeple Mahkemece verilen görevsizlik kararı doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
"…Bilirkişinin kroki ve raporundan davaya konu yerin 338 ada 14 numaralı parsel olarak Hazine adına "fundalık" niteliğiyle tapuda kayıtlı olduğu ve davacının zilyetliğini satın aldığı muhdesatın bu taşınmaz içeriğinde kaldığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlık mülkiyeti Hazine'ye ait olan taşınmaz üzerine inşa edilen binanın noterde düzenlenen zilyetlik devir sözleşmesiyle mülkiyetinin alıcısına temliki sebebiyle eldeki davanın TMK'nun 974 vd. niteliğindeki bir dava türü mü, yoksa, aynı Kanun'un 683. maddesinden kaynaklanan hakka dayalı bir dava mı olduğunda toplanmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmazın zemini Hazine'ye ait olduğundan bir tartışma söz konusu değildir. İhtilaf, taşınmaz üzerindeki keşifte belirlenen binanın mülkiyetinin zilyetliğin devir sözleşmesiyle ve taahhütname sebebiyle tahliye edilmemesinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda davanın TMK.nun 683.maddesine dayalı elatmanın önlenilmesine yönelik bir dava olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılmaktadır....
Davacıya ait tapulu taşınmazın davalı tarafından bir hakka dayalı olmaksızın kullanıldığı anlaşıldığından davalının ecrimisil ile sorumlu tutulması gerekir. Dava kunusu taşınmaz arsa niteliğinde olduğundan ...... geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirilemeyeceği ...... parası emsal ...... sözleşmeleri ile karşılaştırarak belirlenmiş ve sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ...... artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan alınmak üzere ecrimisil hesaplanması için yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak sonucuna göre ecrimisil bedeline hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle ecrimisil bedelinin tahsili davasının reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....
Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek sulh hukuk mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 01.08.2013 gününde verilen dilekçe ile yasadan kaynaklanan tasarruf hakkına dayalı elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 22.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 01/08/2013 tarihli dava dilekçesiyle, 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun, büyükşehir ve ilçe belediyelerinin görev ve sorumluluklarını düzenleyen 7. maddesinin birinci fıkrasının “d” bendi ile 12/11/2012 tarihli ve 6360 sayılı Kanunun 7. maddesiyle değişik “ğ” bendi ve ayrıca İl İdare Kurulunun 7/7/1998 tarihli kararı uyarınca, tasarruf, yetki ve sorumluluğu müvekkili ........
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ALACAK -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye ve temyizin kapsamına göre, taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, dava zilyetliğin korunması suretiyle ecrimisil isteğine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarihli ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 29.01.2014 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ne var ki, anılan dairece görevsizlik kararı verilmiş olmakla daireler arasında temyiz incelemesi yönünden ortaya çıkan uyuşmazlığın Hukuk Başkanlar Kurulunca giderilmesi için dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığa sunulmasına, 25.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin korunması ... ile ...ve müşterekleri aralarındaki zilyetliğin korunması davasının reddine dair Dereli Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 04.10.2010 gün ve 127/316 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... dava dilekçesinde; annesine ait olup hakkında annesine ait vergi kaydı bulunan bir parça taşınmazın davalı ... tarafından kullanılmakta olup, ...'ın annesinden gelen hakkını kullanmasına engel olduğunu açıklayarak davalının müdahalesinin önlenmesini istemiştir. Davalı ... 24.01.2009 tarihinde vefat etmiş olup mirasçılarından ... 20.07.2009 tarihli oturumda davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine ; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
TMK'nun 982 ve 983. maddelerinde düzenlenen zilyetliğe dayalı davalar ile zilyet, zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, zilyetliğine müdahalenin önlenmesini isteyebilir. Ancak, zilyetliğinin arkasında bulunan nesnel veya kişisel bir hakka dayanıldığında ise dava, bir hak davası niteliğini kazanır. (HGK'nun 25.11.2009 tarih ve 2009/8- 518 Esas, 573 Karar). Somut olayda mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi ve alınan bilirkişi raporuna göre; davaya konu taşınmazın 3125 m2 yüzölçümünde olduğu ve tescil harici bırakılmış alan içerisinde kaldığı, davacıların dava dilekçelerinde taşınmaz üzerinde murislerinden intikal eden ve 1948 yılından bu yana devam eden nizasız ve fasılasız zilyetliklerinin bulunduğunu beyan ettikleri, nitekim dava dilekçesinde bahsedilen Alanya 2....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/11/2021 NUMARASI : 2018/145 ESAS, 2021/869 KARAR DAVA KONUSU : Hakka Dayalı Zilyetliğin Korunması KARAR : Fatsa 2....