Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda davacı, tapuda kayıtlı olmayan taşınmazda davalının elatmasının önlenmesi ve zilyetliğin korunması talebi ile birlikte bu nedenle uğradığı zararın tazminini talep etmiştir. Kadastro Mahkemesince davacının muhtesatın Kal'i ve ecrimisil talebi yönünden dava tefrik edilerek yeni bir esasa kaydedilmiş olup, eldeki davanın haksız fiile dayalı ve yenilik doğurucu nitelikte olduğundan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 25.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    TMK'nin 981, 982 ve 983.maddelerinde düzenlenen zilyetliğe dayalı davalar ile zilyet, zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, zilyetliğin korunmasını ve müdahalenin önlenmesini isteyebilir. Oysa somut olayda davacı Belediye; meraların mülkiyetinin Hazineye, kulanım hakkının ilgili belediyeye ait olması kuralına göre; hakka dayanarak dava açmıştır. Bu sebeple davanın TMK.nin 981 ve devamı maddelerine dayanan zilyetliğin korunması olarak kabulü yerinde değildir, iddianın ileri sürülüş şekline göre dava hakka dayalı el atmanın önlenmesi davası niteliğindedir ve hakka dayalı el atmanın önlenmesi davalarında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Uygulanacak kanun maddesini belirlemek 6100 sayılı HMK'nin 33 üncü maddesine göre, hakimin görevi kapsamındadır ve mahkeme hakimi tarafından yargılamanın her aşamasında resen gözönünde bulundurulması gerekir....

      Toplanan deliller ve dosya kapsamından: davanın ilk kira sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakka dayalı zilyetliğin korunması ve tazminat isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Esasen Saruhanlı Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/304 Esas 2009/36 Karar sayılı kesinleşen görevsizlik kararında da uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklanan şahsi hakka dayalı zilyetliğin korunması ve tazminat isteğine ilişkin olduğu açıklanmıştır. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanakları ve münderacatına ve Yargıtay ilamında açıklanan gerektirici sebeplere göre yerinde olmayan ve HUMK.nun 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan davacı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, Davalılar vekilinin avukatlık ücretine ilişkin itirazlarına gelince; dava dilekçesinde dava değeri 8.600 TL olarak gösterilmiş, keşif sırasında dava değerinin 87.499 TL olduğu belirlenmiş, davacı vekili tarafından harcı yatırılmak suretiyle dava ıslah edilmiştir....

        O halde zilyetliğin korunması davası süresinde de açılmamıştır. Davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ve gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine 03.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi, zilyetliğin korunması ve ecrimisil ... ile ... aralarındaki elatmanın önlenmesi, zilyetliğin korunması ve ecrimisil davasının reddine dair ... .... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 29.01.2010 gün ve 802/126 sayılı hükmün ...'ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş ise de; duruşma isteminin gider olmadığından ve değer yönünden reddine karar verilerek, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı ...,... TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan ...,......

            İlk derece mahkemesi tarafından, davanın TMK 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olarak değerlendirilip, hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi üzerine iş bu karar davacı tarafından istinaf edilerek, davanın TMK 981 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılmadığı, davanın salt zilyetliğin tespiti isteminden ibaret olduğu belirtilmiştir. Bilindiği üzere maddi vakaları anlatmak taraflara hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir. Bu nedenle mahkemeler her ne kadar davacının iş bu beyanı ile bağlı olmasalar da, dosya incelendiğinde davacının TMK 981 ve devamı maddelerinde bahsedilen zilyetliğin korunması talebinin bulunmadığı, aşamalardaki beyanlarında davalı Senayi ile aralarında zilyetliğin kime ait olduğu hususunda ihtilaf yaşandığını ifade ederek bu nedenle mahkemeden zilyetliğin tespitini talep ettiği anlaşılmıştır. Dolayısıyla dava salt zilyetliğin tespiti isteminden ibarettir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin korunması ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki zilyetliğin korunması davasının reddine dair ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 27.03.2012 gün ve 440/238 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, dava dilekçesinde mevki ve sınırlarını bildirdiği yaklaşık 20 dönümlük tapusuz taşınmazı 50 yıl önce emek ve masraf ile imar-ihya ettiğini, taşınmazın halen tasarrufu altında bulunduğunu, taşınmazın bu şekilde zilyetliği altında bulunurken davalılar ..., ..., ... ve ...'nın kendisinin hastalığından yararlanarak taşınmaza müdahalede bulunduklarını açıklayarak, davalıların müdahalesinin menine ve taşınmazın kendisine teslim edilmesini istemiştir....

              Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nin 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nin 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nin 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : YIKIM VE ECRİMİSİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; miras yolu ile intikal eden tapusuz taşınmazda zilyetliğe dayalı elatmanın önlenmesi ve zilyetliğin korunması istemine istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 29.01.2014 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 8.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,17.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık; asıl davada zilyetliğin korunması ve tazminat, birleşen davada ise mülkiyet hakkına dayalı ecrimisil istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu niteliğine göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Yüksek 8. Hukuk Dairesinindir. Ne var ki dosya, Yüksek Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilmiş olduğundan, 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 Sayılı Yasanın 21. maddesi ile değiştirilen 2797 Sayılı Yargıtay Kanununun 60/3 maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesine, 11.07.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu