Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda davacı, tapuda kayıtlı olmayan taşınmazda davalının elatmasının önlenmesi ve zilyetliğin korunması talebi ile birlikte bu nedenle uğradığı zararın tazminini talep etmiştir. Kadastro Mahkemesince davacının muhtesatın Kal'i ve ecrimisil talebi yönünden dava tefrik edilerek yeni bir esasa kaydedilmiş olup, eldeki davanın haksız fiile dayalı ve yenilik doğurucu nitelikte olduğundan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 25.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : YIKIM VE ECRİMİSİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; miras yolu ile intikal eden tapusuz taşınmazda zilyetliğe dayalı elatmanın önlenmesi ve zilyetliğin korunması istemine istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 29.01.2014 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 8.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,17.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Somut olayda; davacı, dava konusu arsa üzerindeki binanın kendisi tarafından yaptırıldığı ancak binada halen boşandığı eşi ve çocuklarının oturduğu, binanın zilyetliğinin kendisine ait olduğu iddiasıyla zilyetliğin tespitini ve davalıların müdahalesinin önlenmesini talep etmiştir. TMK'nun 982 ve 983. maddelerinde düzenlenen zilyetliğe dayalı davalar ile zilyet, zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, zilyetliğine müdahalenin önlenmesini isteyebilir. Ancak, zilyetliğinin arkasında bulunan nesnel veya kişisel bir hakka dayanıldığında ise dava, bir hak davası niteliğini kazanır. (HGK'nun 25.11.2009 tarih ve 2009/8-518 Esas, 573 Karar). Somut olayda; uyuşmazlık konusu taşınmaz ve üzerinde hafif yapı niteliğinde olmayan yapının zilyedi olduğu iddiasıyla açılan davada, davacının arkasında barındırdığı hak nedeniyle, dava 6100 s. HMK. 4/c maddesinde yazılı zilyetliğin korunması davası olmayıp; temelinde bir hak davasıdır....

        Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... 25 ada 2, 3 ve 4 numaralı parsellerin tevhit ve ifrazı sonucu kendisine ait olacağına inandığı kısımda inşa ettiği yapının bir kısmının 3 numaralı (ifrazdan sonra 25 ada 27 ) parselde kaldığını, yapı değerinin arazi değerinden fazla olduğunu belirterek TMK.nun 725. maddesi gereğince bu kısmın adına tescili isteğinde bulunmuştur. ... tarafından açılan ve eldeki dava ile birleştirilen davada ise davacı; davalı tarafından inşa edilen yapının ortağı olduğu 25 ada 3 parsele (yeni 25 ada 27 parsel) tecavüzlü olduğunu belirterek elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece davanın reddine, birleştirilen davada elatmanın önlenmesi ve kal isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı-davalı ... temyiz etmiştir....

          TMK'nın 982 ve 983. maddelerinde zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır. HGK 06.10.1993 gün, 1993/14-423/561 sayılı kararı da aynı yöndedir. Davacılar Emel ve Cengiz muris Rıza'nın mirasçısı çocuklarıdır. Davalı Hatice muris Rıza'nın ölü oğlu Başaran'ın eşidir....

            Buna göre sırf zilyetliğin korunması talebi ile TMK.nun 981 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan davalarda, dava konusu taşınmazın değerine bakılmaksızın HUMK.nun 8/II-3. bendine göre Sulh Mahkemeleri görevli bulunduğu halde, TMK.nun 683. maddesine dayalı olarak açılan elatmanın önlenilmesi davalarında görevli mahkeme dava konusu taşınmazın değerine göre belirlenir. Somut olayda davacı vekili, dava dilekçesinin ekinde bulunan yukarıda belirtilen zilyetlik devir sözleşmesi ve adi yazılı sözleşmelere dayanarak taşınmazın mülkiyetinin vekil edeni tarafından iktisap edildiği halde, davalıların nizalı taşınmaza müdahale ettikleri iddiasıyla elatmanın önlenmesine ve ecrimisil bedeline hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Dava dilekçesindeki bu açıklamalar karşısında dava, TMK.nun 683. maddesine dayalı aynı haktan kaynaklanan elatmanın önlenilmesi ve ecrimisil isteğine ilişkin bulunmaktadır....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.6.2003 gününde verilen dilekçe ile kişisel hakka dayalı elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.12.2006 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 19.6.2007 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av.... ile karşı taraftan davacı vekili Av.H.... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kişisel hakka dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir....

                A.Ş’in, elatmanın önlenmesi ve kal isteminin kabul edildiği, tazminat istemli karşı davanın reddedildiği kararın kesinleşmesi üzerine icra kanalıyla kararın infaz edildiği, taşınmaz üzerindeki evin dahi davacı tarafından yıkıldığı, meydana gelen zararın yasal çerçevede yapılan işlemler sonucu oluştuğu, davalı şirketin kusurunun bulunmadığı, her davanın açıldığı tarihe göre değerlendirilmesi gerektiği, bu sebeple Fethiye 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/446 esas sayılı 2/B’ye dayalı tapu iptali ve tescil davasının sonucunun beklenmesine gerek olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı kişi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tazminat, zilyetliğin tesbiti ve korunması istemine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 13/04/2011 gününde oybirliği ile karar verildi....

                  Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davaya konu taşınmazı 2006-2010 yılları arasında ecrimisil ödeyerek kullandığı, 2010-2013 yılları arasında ise kiralayarak kullandığı ve 6292 sayılı Yasa hükümleri gereğince taşınmazın satın alımı için Hazine'ye başvuruda bulunduğu ve sürecin devam ettiği; dolayısıyla davacı zilyetliğinin arkasında barındırdığı üstün hakkın Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün 21/11/2018 tarihli yazıları ile sabit olduğu anlaşılmakla davalılar vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri İstinaf dilekçesindeki nedenlerle hükmü temyiz etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, zilyetliğe dayalı elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. 2....

                    Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nun 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayri menkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nun 974 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur. Somut olayda davacı kayden maliki olmadığı taşınmaz hakkında zilyetliğe dayalı olarak ve davalının şahsi kusuruna giderek el atmanın önlenmesi ve tazminat isteminde bulunmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu