Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır....
Yapılan keşifte beyanına başvurulan davacı tanıklarından Hasan Bülbül, kadastro çalışmaları sırasında tespit bilirkişisi olarak görev yapmış olup keşifteki beyanları kadastro tutanağındaki beyanları ile çelişmesine rağmen çelişkinin giderilmesi gerekliliği üzerinde durulmamış, davacı tarafın delil listesinde dayandığı 17.06.1985 tarih ve 6 sıra numaralı tapu kaydı tesisinden itibaren revizyon bilgileri ile birlikte getirtilmemiş, davacı taraftan, bu tapunun ve dayandıkları 20.09.1963 tarihli satış senedinin çekişmeli hangi taşınmazlara ait olduğu sorulmamış, söz konusu tapu kaydı ile satış senedi mahallinde yöntemince uygulanmamış, yerel bilirkişi ve tanıkların taşınmazın öncesinde kime ait oldukları, kimden kime ne şekilde intikal ettikleri ve zilyetliğin hangi tarihten beri kime ait olduğu hususlarında yetersiz olan soyut beyanlarına dayalı olarak karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz....
, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; kadastro tespitine kadar (gerçek kişiler) yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; çekişmeli taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri hangi hakka istinaden ve ne şekilde kullanıldığı, zilyetliğin nizasız ve fasılasız şekilde sürdürülüp sürdürülmediği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; jeolog bilirkişiden taşınmazın dere yatağında olup olmadığı, derenin aktif dere olup olmadığı, yatak değiştirip değiştirmediği, aktif olma özelliğini kaybetmiş ise tam olarak hangi tarihte kaybettiğine ilişkin duraksamaya yer vermeyecek şekilde raporlar düzenlettirilmeli; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde toprak yapısı, eğimi...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ZİLYETLİĞİN TESPİTİ -KARAR- Dava, zilyetliğin tespiti isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 8.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 21.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya kapsamından, taraflar arasındaki ihtilafın mülkiyet esaslı bir ihtilaf olduğu, sırf zilyedliğin korunması amaçlı olarak bu davanın açılmadığı, davanın mülkiyetin tespiti ve korunması istemini de içerdiği anlaşılmaktadır. Buna göre, nitelenen dava bakımından 6100 HMK'nın 2. maddesine göre mal varlığına dayalı bu davaya bakma görevi asliye hukuk mahkemesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Sinop 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 09.06.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Hal böyle olunca; mahkemece, öncelikle kadastro tespit tarihinden geriye doğru ...-...-... yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin stereoskopik çift hava fotoğrafları getirtilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; taraf tanıkları, fen bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve ... kişilik ziraat mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, taşınmazda zilyetliğin tespiti halinde son yıllarda hangi nedenle taşınmazın kullanılmadığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasındaki çelişkiler yöntemince giderilmeli, jeodezi ve fotogrametri...
Keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarından taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, imar ve ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin sürdürülüş biçimi ve zilyetliğin süresi, çekişmeli taşınmaz son yıllarda kullanılmıyor ise nedeni, kullanılmamanın terk iradesine dayalı olup olmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece açıklanan hususlar gözardı edilerek eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 06.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarından taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, imar ve ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin sürdürülüş biçimi ve zilyetliğin süresi, çekişmeli taşınmaz son yıllarda kullanılmıyor ise nedeni, kullanılmamanın terk iradesine dayalı olup olmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece açıklanan hususlar gözardı edilerek eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 06.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ve taşınmaz üzerindeki evin niteliği ve yaşının tespiti amacıyla inşaat mühendisi bilirkişiden rapor alınmamıştır....
Asliye Hukuk ve 6.Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, 402 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmaza davacının zilyet olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın mahiyeti itibariyle zilyetliğin korunması davası olduğunu belirterek, zilyetliğin korunması davasının sulh hukuk mahkemesinin görevine girmesi nedeniyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın zilyetliğin korunması değil, taşınmazdaki zilyetliğin davalıda olmadığı,davacıda olduğunun tespiti davası olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm vermiştir....