Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır. Somut olayda; davacı uyuşmazlık konusu taşınmazın bir kısmının Maliye Hazinesi adına kayıtlı olduğu, bir kısmının ise 6292 sayılı yasa uyarınca üçüncü kişilere satılarak kaydedildiği ve tapu kaydında taşınmazın bir bölümünün Ahmet oğlu T4 kullanımda olduğuna dair dair şerh bulunmaktadır....

Taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nın 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesini isteyebileceği gibi salt zilyetliğe dayalı olarak TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümleri gereğince istemde bulunma hakkına da sahiptir. Davacı, dava konusu taşınmazın mülkiyeti Hazineye ait olsa da davacı ve davalı taraf harici satış senedine dayanarak talepte bulunduklarına ve tanık beyanları ve mal müdürlüğünün 17.03.2016 ve 21.03.2016 tarihli yazı ve ekleri de bu beyanları doğrular nitelikte olduğuna göre her iki tarafın ayrı ayrı şahsi hakka dayandığı anlaşıldığına göre, davacının şahsi hakka dayalı olarak elatmanın önlenmesi talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, dava salt zilyetliğe dayalı bir dava olmayıp, hakka dayalı bir davadır....

    TMK'nin 982 ve 983. maddelerinde zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır. (Yargıtay 8 Hukuk 2016/18089E-2020/3321K) Davacı dava dilekçesinde hakka dayalı zilyetliğinin tespitini ileri sürmekle öncelikle mahkemece davanın hakka dayalı zilyetliğin tespiti olarak incelenmesi gerekirken davanın yanılgılı olarak muhtesatın aidiyet tespiti davası olarak incelenerek sonuçlandırılması isabetsizdir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin korunması, kira sözleşmesinin feshi KARAR Davanın niteliği, Asliye Hukuk Mahkemesinden görevsizlikle gelen dosyada, Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından da zilyetliğin korunmasına ilişkin değil kira sözleşmesinden kaynaklanan hakka dayalı dava olduğu nitelendirilerek görevsizlik kararı verildiği ve bu kararın temyizi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 29.12.2008 tarih 2008/17830-22433 Esas ve Karar sayılı kararı ile onandığı anlaşılmakla davanın zilyetliğin korunmasına ilişkin olmadığı belirlendiğine, 8.11.2000 ve 3.5.2001 tarihli kira sözleşmelerine dayalı olarak açılan hakka dayalı elatmanın önlenmesi niteliğinde bulunduğuna göre; 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi gereğince hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki, Yargıtay (3.)...

      Davacı, dava konusu taşınmazın zilyedi olduğunu, davalının bu taşınmaza haksız olarak müdahale ettiğini, bu nedenle zilyedi olduğu taşınmazdaki davalının haksız müdahalesinin önlenmesini talep ettiği anlaşıldığına göre, davacının salt zilyetliğin korunmasına ilişkin olduğu, arkasında nesnel ya da öznel bir hakka dayalı olarak talepte bulunmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre, salt zilyetliğin korunması istemine dayalı bir dava olduğundan, TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca uyuşmazlığın çözümünde sulh hukuk mahkemesi görevlidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Dörtyol Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 09.06.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

        Hemen belirtmek gerekir ki zilyetliğin korunması davasıyla zilyet zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı taktirde dava bir hak davası niteliğini kazanır. HGK 06.10.1993 GÜN, 1993/14- 423/561 sayılı ve HGK'nın 15.06.1983 gün 3351/679 ve 2013/22227- 2014/16366 25.11.1987 gün 394/876 sayılı kararları da aynı yöndedir. Somut olayda davacı satın almaya dayalı (şahsi hak) olarak zilyetliğin korunmasını istemiş olduğuna göre dava TMK.nun 683. maddesi çerçevesinde hakka dayalı olarak açılan ve bu madde uyarınca çözümlenmesi gereken zilyetliğin korunması istemine ilişkindir....." (Yargıtay 8....

        Bu içtihadın mefhumu muhalifinden anlaşıldığı üzere, zilyetlik arkasında başka bir hakka dayanıyorsa salt zilyetlik hali söz konusu olmayacağı için TMK'nın 981 ve devamı maddeleri kapsamında korunma sağlamayacaktır. Yine başka bir kararda "TMK'nın 982 ve 983.maddelerinde zilyetlik her hangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yolu ile korunmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki zilyetliğin korunması davası ile zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine dayanmadan sadece zilyetliğini ileri sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır." (Yargıtay 8.Hukuk Dairesi 11.06.2020 tarih ve 2016/18089 Esas ve 2020/332 Karar) denilmekle, salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır....

        Eldeki davada, çözümlenmesi gereken sorun, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, TMK'nun 683. maddesine dayalı elatmanın önlenmesi davası mı yoksa TMK'nun 974 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası mı olduğu hususunda toplanmaktadır. Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nun 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler....

          Kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nin 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nin 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayri menkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nin 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur.(Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 13/12/2016 tarih ve 2014/26267 E., 2016/16899 K. , Konya BAM 1. Hukuk Dairesi 25/04/2022 tarih ve 2022/648 E., 2022/863 K.)...

          Kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nin 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nin 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayri menkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nin 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur.(Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 13/12/2016 tarih ve 2014/26267 E., 2016/16899 K. , Konya BAM 1. Hukuk Dairesi 25/04/2022 tarih ve 2022/648 E., 2022/863 K.)...

          UYAP Entegrasyonu