Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Her ne kadar mahkemece dava TMK.nın 981 ve devamı maddelerinde düzenlenen salt zilyetliğin korunması davası olarak nitelendirilmiş ise de; dosya kapsamına göre davacının talebi salt zilyetliğe dayanmayıp, aynı zamanda taraflar arasında halen geçerli olduğunu iddia ettiği kira ilişkisinden (şahsi haktan) kaynaklanan zilyetliğinin korunmasına ilişkindir. Dava salt zilyetliğin korunması davası değildir. Usul Hukukumuza göre, vakıaları bildirmek taraflara, hukuki vasıflandırma mahkeme hakimine aittir. Dava; 6100 sayılı HMK.nın 4/1- a maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu kira ilişkisine dayalı olarak açılan kiracılık sıfatından kaynaklanan taşınmaz üzerindeki davacı zilyetliğinin korunarak, davacı zilyetliğine yapılan tecavüzün önlenmesi talebine ilişkindir. Somut olayda, davacı taraf; Dairemizin görevli olduğu TMK.nın 981 ve devamı maddelerinde düzenlenen salt zilyetliğe dayanmayıp zilyetliğin ötesinde kiracılık sıfatından kaynaklanan şahsi hakka dayanmaktadır....

Taşınmaz .... şahıs adına tapuya tescil edildikten sonra şerhe yönelik davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Ne var ki; somut olayda, yargılamanın devamı sırasında taşınmazın 6292 sayılı Yasa gereği satış işlemi nedeniyle dahili davalı ... Belediye Başkanlığı adına tapu kaydı oluşturulmuş olup, bu aşamada davaya zilyetliğin şerhine yönelik dava olarak devam edilemez ise de, davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin tespiti yönünden hüküm kurulmasına engel yasal bir düzenleme mevcut olmadığı gibi davacının zilyetliğinin tespiti isteminde bulunmasında da sonrasında ileri sürülecek hak talepleri açısından hukuki yararı mevcuttur. Hal böyle olunca, yargılama sırasında taşınmaz malikinin değişerek dahili davalı ......

    TMK'nin 982 ve 983. maddelerinde de; zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur. Bu tür davalarda, taşınmaz üzerinde hangi tarafın üstün ve korunmaya değer zilyetliğinin bulunduğunun saptanması, uyuşmazlığın ona göre çözümlenmesi gerekmektedir. Açıklanan tüm bu bilgiler ışığında somut uyuşmazlık incelendiğinde; Dosya kapsamındaki bilgi, belge, rapor, yapılan keşif, dinlenen gerek mahalli bilirkişi gerek taraf tanıkları beyanlarından davacı ve davalının akraba oldukları, yıkılan yerin taraflarca değil aile büyükleri tarafından inşa edildiği, içinde birkaç ailenin toplu olarak birlikte yaşadığı, daha sonra davacı ve ailesinin Antalya'ya taşındıkları, davalı ve ailesinin ise evi hep kullanmaya devam ettikleri, bir kısmı zaman içerisinde kendiliğinden çöken evin kalan kısmın ise tehlike oluşturmaması adına muhtarlık yardımı ile davalı tarafından yıktırıldığı anlaşılmaktadır....

      HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Asıl dava, inanç sözleşmesine dayalı kişisel haktan kaynaklanan tapu iptali-tescil; birleştirilen dava ise kişisel hakka dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir. Birleştirilen davanın davacısı ... taşınmazı, ... AŞ.'den satış vaadi sözleşmesi ile satın almış olup taşınmaz üzerinde henüz mülkiyet hakkı kurulmamış, sonrasında da anılan taşınmaz ... AŞ. tarafından davalı ...'ya kayden satılmıştır. Açıklanan nedenlerle; gerek asıl dava gerekse birleştirilen davada ayni hakka dayalı bir istek bulunmayıp uyuşmazlığın temeli kişisel haktan kaynaklanmaktadır....

        tarafından ne amaçla kullanıldığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, bu şekilde yapılan araştırma sonunda davaya konu bölümün yol olmayıp, fiilen davacının kullanımında olduğunun belirlenmesi halinde bu yer hakkında tutanak düzenlenerek ... adına sicil oluşturulmamış olduğu göz önüne alınarak "davacının zilyetliğinin tespitine" ilişkin hüküm kurulması gereğine değinilmiştir....

          ün dayandığı satış senedinin içeriğinden zilyetliğin kendisine devrine ilişkin kaydın bulunmadığı ve taşınmazın zilyetliğinin de davalıya devredilmediği gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Davacılar dava dilekçesinde, çekişmeli taşınmazın 5/7 payının kayıt maliki olan davalı ...'e husumet yönelterek, taşınmazın murisleri ...'dan kendilerine intikal ettiğini ve davalının da taşınmaz üzerinde zilyetliğinin bulunmadığını ileri sürerek, davalıya ait 5/7 payın iptali ile miras payları oranında adlarına tescili isteminde bulunmuşlar, ancak taşınmazda 1/7'şer payları olan kayıt malikleri ... ve ... 'ın paylarına yönelik bir talepte bulunmamışlardır. Yargılama sırasında ise 25.05.2010 tarihli dahili dava dilekçesini dosyaya sunmuşlardır. Hukukumuzda, zorunlu dava arkadaşlığı dışında dahili dava yoluyla davaya sonradan taraf dahil etme imkanı bulunmamaktadır....

            üzerindeki eski evin belediye emlak kayıtları ve elektrik aboneliğinin merhum Mehmet Ali Tekin'e ait olduğunu davalının diğer davlıların muvafakati ile ev yaparak el attığını belirterek el atmanın önlenmesini talep etmiş olmakla murisi babas Mehmet Ali Tekin'den gelen miras hakkına dayalı olarak açıldığı, bu durumda dava, hakka dayalı elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir....

            in zilyetliğinin asli mi, yoksa feri mi olduğunun belirlenmesi, dava ve temyize konu 649 ada 8 parsel sayılı taşınmaz üzerinde de iktisap sağlayan süreye ulaşan zilyetliğinin bulunup bulunmadığı hususlarının araştırılması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacıların davalarının reddine, 635 ada 16, 17, 18 ve 8 parsel sayılı taşınmazların tespit maliklerinin kabul beyanı nedeniyle kadastro tespitlerinin iptali ile davalılar ..., ..., ... ve ... adına, temyize konu çekişmeli diğer taşınmazların ise kadastro tespiti gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ile davalı-dahili davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece; tarafların kök murisi ...'...

              dan aldığını ve zilyetliğinde bulundurduğunu belirterek taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğunun ve zilyetliğinin bulunduğunun tespiti ile taşınmazın adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Asli müdahil çekişmeli taşınmazdaki tüm hakları davacıdan ... Noterliğinin 05/11/2012 tarih ve 24505 yevmiye numaralı muvafakatnamesi ile devraldığını belirterek davaya müdahale talebinde bulunmuştur. Mahkemece davacının ve asli müdahilin davasının kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve asli müdahil tarafından tarafından temyiz edilmiştir. Dava taşınmazın orman olmadığının tespiti ile tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir....

                Diğer taraftan bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin mera olup olmadığı açıkca sorulmamış ve yine bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın kim yada kimlerden kaldığı, davacının zilyetliğinin başlangıç tarihi, süresi ve sürdürülüş biçimi olaylara dayalı olarak ayrı ayrı sorulup saptanmamıştır. Usulün 259. maddesine göre taşınmazlarla ilgili davalarda bilirkişi ve tanıkların mahallinde dinlenmeleri gerekirken bir kısım davacı tanıkları duruşma sırasında dinlenmek suretiyle bu ilkeyede uyulmamıştır....

                  UYAP Entegrasyonu