"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Hakem) Taraflar arasındaki hakem kararının iptali istemine ilişkin davada ... 17. Asliye (Hakem) ile 22. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taraflar arasındaki 4680 Sayılı Yasadan kaynaklanan hakem kararının iptali istemine ilişkindir. Dosya, her ne kadar yargı yeri belirlenmesi için gönderilmişse de dosya kapsamından, görevsizlik kararının tebliğe çıkartılıp kesinleşme şerhi verilmeden gönderildiği anlaşılmaktadır. H.Y.U.Y.'nın 25/II. maddesinde "iki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar temyiz edilmeksizin kesinleştiği taktirde görevli veya yetkili mahkeme Yargıtayca belirlenir." hükmü yer almaktadır....
Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılama ve alacağın %15'inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir." düzenlemesi getirilmiştir. İlk Derece Mahkemesi'nce, davacıya teminat yatırması için süre verilmeli, davacı tarafından icra dosyasındaki tutarın tamamı ve ayrıca %15 teminat yatırıldığında, icradaki paranın davalıya ödenmemesi için tedbir kararı verilmesi gerekirken tedbir talebinin kabulüne karar verilmiş olması yerinde görülmemiş, aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....
İcra Müdürlüğü’nün 2015/34600 Esas sayılı takip dosyasında dayanak hakem kararı ile ilamlı takip başlatıldığı, örnek 4-5 icra emriyle, toplam 7.177,00 TL'nin tahsilinin talep edildiği, borçlu dayanak kararın 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Yasası uygulanarak oluşturulan hakem kararı olduğunu, kararın iptali için ... 17. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/75 Esas sayılı dosyası ile iptal davası açtıklarını belirtmiştir. Takip konusu hakem mahkemesi kararı incelendiğinde,’’Uygulanacak Usul Kuralları Bölümü’’nde; bu uyuşmazlıkta Milletlerarası Tahkim Kanunu’nun uygulanmasına karar verildiği belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece, hakem heyetince uyuşmazlıkta Milletlerarası Tahkim Kanununun uygulanmasının seçildiği ve bu yasanın 15. maddesi gereğince borçlu tarafından icra takibinden sonra kararın iptali için ... 17....
HD'nin 2019/2 E. - 2021/2 K. sayılı kararı ile iptal edildiğini ve bu kararın Yargıtay tarafından onandığını, somut olayda İİK'nın 40. maddesinin uygulanma alanı bulunmadığını, hakem kararının iptal kararı ile ortadan kalktığını, bu durumda dosyanın yeniden hakeme gönderilmediğini ve hakemden yeni bir karar vermesinin istenmediğini, artık ortada olmayan bir hakem kararının kesinleşmesinden söz edilemeyeceğini, ihtiyati haciz kararına dayanılarak başlatılan takipteki hacizlerin hakem kararına istinaden kesinleştirildiğini, hem ihtiyati haciz kararının ve hem de hakem kararının iptal edildiğini, hacizlerin devamının mümkün kılacak bir dayanak kalmadığını, bu nedenle hacizlerin kaldırılması gerektiğini belirterek icra müdürlüğünün 14/01/2022 tarihli kararının iptaline karar verilmesini istemiştir....
Ayrıca yine HUAK'ta yapılan değişiklikle taraflar ve avukatları ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesinin, icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge olduğu düzenlenmiş, böylelikle mahkemeye başvurmadan da anlaşma belgesinin ilam niteliğinde belge haline getirilmesi sağlanmıştır. İlam niteliği taşıyan arabuluculuk belgesinde anlaşılan hususlar hakkında ayrıca dava açılamaz. Yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumuna karşın anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerhin Sulh Hukuk Mahkemesinden talep edilebileceği, böylelikle arabuluculuk sonunda imzalanan anlaşmaya uyulmaması halinde alacaklının anlaşma belgesiyle icra takibi başlatması ve alacağını gereğinde haciz yoluyla alması mümkün olduğundan ve davacının son celse alınan beyanında kendi iradesi ile anlaştığını beyan ettiği anlaşılmakla davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına kanaat getirilmiştir....
Arabuluculuk Kanunu’nun ihtiyari arabuluculuğa ilişkin 18/4. maddesinde; “Taraflar ve avukatları ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesi, icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılır.” düzenlemesine yer verilmiştir....
Arabuluculuk süreci sonunda düzenlenen belgenin ilam niteliğinde olabilmesi ise arabuluculuk sonunda varılan uzlaşılan sözleşmenin Mahkeme tarafından icra edilebilirlik şerhi almasıyla söz konusu olacaktır. Belgeye icra edilebilirlik şerhi verilmesi Mahkeme tarafından yerine getirilse de Mahkeme sözleşmenin içeriğine herhangi bir etkide bulunmadan ve incelemeden bu belgenin ilamlı icra takibine konu edilmesi amacıyla sınırlı olarak belgeye icra edilebilirlik şerhi vermektedir. Mahkeme’nin bu şerhi vermesinde, belgenin içeriğine etki eden herhangi bir incelemesi bulunmamaktadır. Bu açıdan arabuluculuk belgesinin ilam niteliğinde belge olması, yalnızca ilamlı icra takibine konu edilebilmesi için bir anlam ifade ettiğinden, bu belgenin asıl niteliği bir sözleşme olduğundan sözleşmelerin bağlı olduğu kanun hükümlerine ve denetimlerine tabi olmaları kaçınılmazdır....
Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; alacak miktarı ve alacağın muaccel olduğunun arabuluculuk anlaşma belgesi ve kesinleşmiş icra edilebilirlik şerhi ile ispat edildiğini, alacağın yaklaşık olarak ispatı değil, kesin olarak ispatı söz konusu olduğunu, Arabuluculuk anlaşma tutanağının göre ilam niteliğinde belge olduğunu, kesinleşen arabuluculuk tutanağı sebebiyle alacağın muaccel olduğu açıkça ve mahkeme kararına dayanarak ispat edildiğini, HMK m.389 uyarınca iflası talep edilen şirketin malvarlığına ihtiyati tedbir konulmaması halinde davacı müvekkilinin ve diğer alacaklıların alacağını tahsilin çok zor hatta imkansız hale geleceğini, alacaklıların menfaati için muhafaza tedbirlerine hükmedilmesinde hukuki yarar ve zaruret bulunduğunu, davalı tarafından iflas takibine itiraz edilmişse de bu itiraz arabuluculuk anlaşma belgesi ile kaldırılmış ve icra edilebilirlik şerhi kararının kesinleşmesi suretiyle iflas davasının açılması öncesinde iflası istenen şirketin takibe itirazının ortadan...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/10/2020 NUMARASI : 2020/333 ESAS 2020/123 KARAR DAVA KONUSU : Tüketicinin Hakem Kurulu Kararına İtirazı KARAR : Tüketicinin Hakem Kurulu Kararına İtirazına ilişkin olarak açılan davada Samsun 2.Tüketici Mahkemesi ve Samsun 5....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/470 KARAR NO : 2021/589 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : YATAĞAN İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/10/2020 NUMARASI : 2020/18 ESAS, 2020/45 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Yatağan İcra Dairesinin 2019/522 Esas sayılı dosyası derdest iken itiraz nedeniyle takibin durduğunu, sonrasında bu alacakla ilgili arabulucu huzuru ile anlaşma tutanağı neticesinde imzalanan tutanağın Yatağan Sulh Hukuk Mahkemesinden icra edilebilirlik şerhi alınarak yeni bir alacakmış gibi tekrar takibe konu edilerek 2020/517 Esas sayılı dosyadan takip başlatılması nedeniyle icra takibinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....