Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mülga 2510 sayılı İskan Kanunu kapsamında iskan edilmek üzere, aile temsilcisi olarak başvuran davalı ... ve ailesinin Mahalli İskan Komisyonu’nun 29.06.1998 tarih ve 98 sayılı kararı ile hak sahipliğini elde etmesi nedeni ile dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tescil edildiğini, ne var ki davalı ...’nin ... kaydı bulunması nedeni ile Mahalli İskan Komisyonunun 15/06/2011 tarih ve 2011/2 sayılı kararı ile hak sahipliğinin iptal ediliğini, bu haliyle dava konusu taşınmazın davalılar adına tesciline ilişkin hukuki dayanağın ortadan kalktığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, Mahalli İskan Komisyonu kararının iptaline dair açılan idari davanın sonuçlanmasının beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mülga 2510 sayılı İskan Kanunu kapsamında iskan edilmek üzere, aile temsilcisi olarak başvuran davalı ... ve ailesinin Mahalli İskan Komisyonu’nun 29.06.1998 tarih ve 98 sayılı kararı ile hak sahipliğini elde etmesi nedeni ile dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tescil edildiğini, ne var ki davalı ...’nin ... kaydı bulunması nedeni ile Mahalli İskan Komisyonunun 15/06/2011 tarih ve 2011/2 sayılı kararı ile hak sahipliğinin iptal ediliğini, bu haliyle dava konusu taşınmazın davalılar adına tesciline ilişkin hukuki dayanağın ortadan kalktığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, Mahalli İskan Komisyonu kararının iptaline dair açılan idari davanın sonuçlanmasının beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır....

      rekabetin tespiti ve önlenmesi talebinin reddine, davalının 2011/18684 no'lu markasının 35. sınıf yönünden tescil edilmediğinin tespiti talebinin reddine, “...”, “...” ve “..ll” ibarelerinin önceden davacı adına tescil edilmiş olduğunun tespiti talebinin reddine karar verilmiştir....

        Alınan bilirkişi raporu, davacı ve davalının tüm iddiaları, savunmaları esere ait tüm proje ve belgelerin incelendiği… Davacıların murisinin ... imzalı 1981 yılındaki projenin revizyonu için eskiz yapması onun 1981 yılındaki projenin daha önce çizdiği eskizler üzerinden yapıldığını bildiğini 1981 yılındaki projede müellif olarak ... tarafından Belediye’ye müracaattan haberdar olduğunu bildiğini ve eskizlerin işlenmesine muvafakat ettiğini gösterdiğinin anlaşıldığı" gerekçesiyle; davacıların FSEK kapsamında mali ve manevi hak taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir....

          T1 bir icracı sanatçı olup, 07.06.1995 tarihinde kabul edilen ve 12.06.1995 tarihli resmi gazetede yayımlanan 5846 sayılı yasanın 80. maddesinde değişiklik yapan 4110 sayılı Kanunla birlikte artık bağlantılı hak sahibidir. Değişiklikten önceki 5846 sayılı yasa hükümlerine göre bağlantılı hak kavramı henüz hayata geçirilmemişti ve sinema eserinin sahibi onu imal ettirendi. Ancak 4110 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile sinema eseri sahipliğini düzenleyen 8. madde hükmü değişikliğe uğrayarak, ''Sinematografik eserlerde yönetmen, özgün müzik bestecisi ve senaryo yazan eserin birlikte sahibidirler.'' denilmek suretiyle, sinema eseri üzerindeki eser sahipliği üç kişiye yani, yönetmen, özgün müzik bestecisi ve senaryo yazarına tanımış ve bağlantılı hak kavramı getirilmiştir....

          Zira eser sahipliğinin verdiği hak, bağlantılı hak sahipliğine üstün tutulmamalıdır. Her ikisi de kendi bağımsızlığı içerisinde korunması gereken haklardır. Gerek Yargıtay'ın ve gerekse İlk Derece Mahkemesinin kararına konu olan gerekçeye göre, her ne kadar somut olayda, icracı sanatçı ile yapımcı arasında sözlü bir sözleşme yapıldığı ve bu sözleşmeyle mali hakların yapımcıya devredildiği belirtilmiş ise de, icracı sanatçının henüz bağlantılı hak sahibi olmadığı bir dönemde, sonradan yasa değişikliyle tanınan hakkın geçmişe dönük bir şekilde eserin yapıldığı tarihte devredildiğini kabul etmek hukuken olanaklı görünmemektedir. Somut olayda davalı, yapımcı şirket ile lisans sözleşmesi yapan televizyon kanalıdır. Yukarıda açıklanan nedenlerle yapımcı yeni yasa gereği hak sahibi olmayıp, davalı da FSEK'in 54/1 maddesi gereğince hak sahibi değildir....

            , dosyaya sunulan CD’den davacının kataloğu üzerinde yapılan son değiştirilmenin tarihinin 11 Mart 2014 olduğu ve bu tarihte nihai olarak kaydedildiğinin anlaşıldığı, buna göre dosyaya sunulmuş olan delillerin incelenmesinde, Davaya konu çizim ve fotoğrafların davacı ürünü olup olmadığının tam olarak belirlenebilmesi mümkün olmadığı, davacı ve davalının kataloglarının grafik tasarımı açısından farklı olduğu, ancak 3D ile oluşturulmuş ürün görsellerinde birebir aynı görsellerin kullanıldığı, davacının davaya konu çizim ve fotoğraflar üzerinde hak sahibi veya hak takip yetkisini haiz olduğunu gösteren, bunu ispatlayan herhangi bir devir veya lisans belgesinin sunulmadığı, bu sebeple davacının bu çizim ve fotoğraflar üzerinde hak sahipliğinin belgelenemediği, gerek BAM kararı ve gerekse de Mahkemenin 20.01.2022 tarihli ara kararı ile heyetimize verilen görev kapsamında; Davacının davaya konu çizim ve fotoğraflar üzerindeki hak sahipliğinin veya hak takip yetkisinin belgelenememesi...

              CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ..., henüz “...” markasını tescil ettirmeden; 19 Mayıs 2014 tarihinde www...com ve www...net alan adlarını kötü niyetle tescil ettirdiğini, ayrıca taraflar arasında Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde(2016/11D.İş), www...com adresinde yer alan görsellerin müvekkili adına tescilli ürünler ve ambalajlarıyla iltibas yaratacak derecede benzer olduğunun www...com internet sitesi üzerinden tespiti,Ankara 3. FSHHM'de (2016/166E.), ... ve ...’in www...com internet sitesi üzerinden satışını yaptıkları ürünlerin müvekkilinin marka hakkına tecavüz niteliğinde olduğundan söz konusu tecavüz eylemlerinin durdurulması, ref-i, men-i, ve haksız rekabet kaynaklı maddi ve manevi tazminat davasının, İstanbul 3....

                Ancak; 5846 sayılı Kanun’un 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun ile değişik soruşturma ve kovuşturma usulünü düzenleyen 75. maddesindeki "71 ve 72. maddelerde sayılan suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması şikayete bağlıdır. Yapılan şikayetin geçerli kabul edilebilmesi için hak sahiplerinin veya üyesi oldukları meslek birliklerinin haklarını kanıtlayan belge ve sair delilleri Cumhuriyet Başsavcılığına vermeleri gerekir. Bu belge ve sair delillerin şikayet süresi içinde Cumhuriyet Başsavcılığına verilmemesi halinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir” şeklindeki düzenleme ile 5846 sayılı Kanun’un 20 ve devamı maddeleri uyarınca mali hakların, işleme hakkı, çoğaltma hakkı, yayma hakkı, temsil hakkı ve işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkını kapsadığı göz önünde bulundurularak; şikayetçi şirketin şikayet ve katılma dilekçelerine eklediği belge ve delillerin incelenmesi sonucunda; şikayetçi ......

                  DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mülga 2510 sayılı İskan Kanunu kapsamında davalı ... ve ailesinin, Mahalli İskan Komisyonu’nun 29.06.1998 tarih ve 67 nolu kararı ile dava konusu 683 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tescil edildiğini, ne var ki aile temsilcisi davalı ...’ün Bağkur kaydının bulunması nedeni ile Mahalli İskan Komisyonu’nun 15.06.2011 tarih ve 40 no’lu kararı ile hak sahipliğinin iptal edildiğini, kaydın temelsiz kaldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Davalılar, Mahalli İskan Komisyonu kararının hukuka aykırı olduğunu, hak sahipliklerinin kayıtsız şartsız devam edeceğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır....

                    UYAP Entegrasyonu