Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı vekili, mülga 2510 sayılı İskan Kanunu kapsamında göçebe hayatı yaşadıkları iddiası ile aile temsilcisi olarak başvuran davalı ... ve ailesinin, Mahalli İskan Komisyonu’nun 30.05.1995 tarih ve 54 no’lu kararı ile tarımsal iskan hak sahipliğini elde etmesi nedeniyle dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tescil edildiğini, ne var ki davalı ...’in SSK kaydının bulunması nedeni ile Mahalli İskan Komisyonu’nun 30.01.2012 tarih ve 29 no’lu kararı ile 30.05.1995 tarihli komisyon kararı ve hak sahipliğinin iptal edildiğini, kaydın temelsiz kaldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile ... adına tescilini istemiştir. Davalılar, 2510 sayılı yasanın 7/3 hükmü gereğince hak sahipliklerinin kayıtsız şartsız devam edeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı vekili, mülga 2510 sayılı İskan Kanunu kapsamında göçebe hayatı yaşadıkları iddiası ile aile temsilcisi olarak başvuran davalı ... ve ailesinin,... Komisyonu’nun 12.08.1992 tarih ve 38 no’lu kararı ile tarımsal iskan hak sahipliğini elde etmesi nedeniyle dava konusu 1612 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tescil edildiğini, ne var ki davalı ...'ın Bağ-kur kaydının bulunması nedeni ile Mahalli İskan Komisyonu’nun 12.08.1992 tarih ve 38 no’lu kararı ile 18.02.2004 tarihli komisyon kararı ve hak sahipliğinin iptal edildiğini, kaydın temelsiz kaldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mülga 2510 sayılı İskan Kanunu kapsamında iskan edilmek üzere, aile temsilcisi olarak başvuran davalı ... ve ailesinin Mahalli İskan Komisyonu’nun 29.06.1998 tarih ve 98 sayılı kararı ile hak sahipliğini elde etmesi nedeni ile dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tescil edildiğini, ne var ki davalı ...’nin ... kaydı bulunması nedeni ile Mahalli İskan Komisyonunun 15/06/2011 tarih ve 2011/2 sayılı kararı ile hak sahipliğinin iptal ediliğini, bu haliyle dava konusu taşınmazın davalılar adına tesciline ilişkin hukuki dayanağın ortadan kalktığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, Mahalli İskan Komisyonu kararının iptaline dair açılan idari davanın sonuçlanmasının beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mülga 2510 sayılı İskan Kanunu kapsamında iskan edilmek üzere, aile temsilcisi olarak başvuran davalı ... ve ailesinin Mahalli İskan Komisyonu’nun 29.06.1998 tarih ve 98 sayılı kararı ile hak sahipliğini elde etmesi nedeni ile dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tescil edildiğini, ne var ki davalı ...’nin ... kaydı bulunması nedeni ile Mahalli İskan Komisyonunun 15/06/2011 tarih ve 2011/2 sayılı kararı ile hak sahipliğinin iptal ediliğini, bu haliyle dava konusu taşınmazın davalılar adına tesciline ilişkin hukuki dayanağın ortadan kalktığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, Mahalli İskan Komisyonu kararının iptaline dair açılan idari davanın sonuçlanmasının beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır....

          rekabetin tespiti ve önlenmesi talebinin reddine, davalının 2011/18684 no'lu markasının 35. sınıf yönünden tescil edilmediğinin tespiti talebinin reddine, “...”, “...” ve “..ll” ibarelerinin önceden davacı adına tescil edilmiş olduğunun tespiti talebinin reddine karar verilmiştir....

            Alınan bilirkişi raporu, davacı ve davalının tüm iddiaları, savunmaları esere ait tüm proje ve belgelerin incelendiği… Davacıların murisinin ... imzalı 1981 yılındaki projenin revizyonu için eskiz yapması onun 1981 yılındaki projenin daha önce çizdiği eskizler üzerinden yapıldığını bildiğini 1981 yılındaki projede müellif olarak ... tarafından Belediye’ye müracaattan haberdar olduğunu bildiğini ve eskizlerin işlenmesine muvafakat ettiğini gösterdiğinin anlaşıldığı" gerekçesiyle; davacıların FSEK kapsamında mali ve manevi hak taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir....

              T1 bir icracı sanatçı olup, 07.06.1995 tarihinde kabul edilen ve 12.06.1995 tarihli resmi gazetede yayımlanan 5846 sayılı yasanın 80. maddesinde değişiklik yapan 4110 sayılı Kanunla birlikte artık bağlantılı hak sahibidir. Değişiklikten önceki 5846 sayılı yasa hükümlerine göre bağlantılı hak kavramı henüz hayata geçirilmemişti ve sinema eserinin sahibi onu imal ettirendi. Ancak 4110 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile sinema eseri sahipliğini düzenleyen 8. madde hükmü değişikliğe uğrayarak, ''Sinematografik eserlerde yönetmen, özgün müzik bestecisi ve senaryo yazan eserin birlikte sahibidirler.'' denilmek suretiyle, sinema eseri üzerindeki eser sahipliği üç kişiye yani, yönetmen, özgün müzik bestecisi ve senaryo yazarına tanımış ve bağlantılı hak kavramı getirilmiştir....

              Zira eser sahipliğinin verdiği hak, bağlantılı hak sahipliğine üstün tutulmamalıdır. Her ikisi de kendi bağımsızlığı içerisinde korunması gereken haklardır. Gerek Yargıtay'ın ve gerekse İlk Derece Mahkemesinin kararına konu olan gerekçeye göre, her ne kadar somut olayda, icracı sanatçı ile yapımcı arasında sözlü bir sözleşme yapıldığı ve bu sözleşmeyle mali hakların yapımcıya devredildiği belirtilmiş ise de, icracı sanatçının henüz bağlantılı hak sahibi olmadığı bir dönemde, sonradan yasa değişikliyle tanınan hakkın geçmişe dönük bir şekilde eserin yapıldığı tarihte devredildiğini kabul etmek hukuken olanaklı görünmemektedir. Somut olayda davalı, yapımcı şirket ile lisans sözleşmesi yapan televizyon kanalıdır. Yukarıda açıklanan nedenlerle yapımcı yeni yasa gereği hak sahibi olmayıp, davalı da FSEK'in 54/1 maddesi gereğince hak sahibi değildir....

                , dosyaya sunulan CD’den davacının kataloğu üzerinde yapılan son değiştirilmenin tarihinin 11 Mart 2014 olduğu ve bu tarihte nihai olarak kaydedildiğinin anlaşıldığı, buna göre dosyaya sunulmuş olan delillerin incelenmesinde, Davaya konu çizim ve fotoğrafların davacı ürünü olup olmadığının tam olarak belirlenebilmesi mümkün olmadığı, davacı ve davalının kataloglarının grafik tasarımı açısından farklı olduğu, ancak 3D ile oluşturulmuş ürün görsellerinde birebir aynı görsellerin kullanıldığı, davacının davaya konu çizim ve fotoğraflar üzerinde hak sahibi veya hak takip yetkisini haiz olduğunu gösteren, bunu ispatlayan herhangi bir devir veya lisans belgesinin sunulmadığı, bu sebeple davacının bu çizim ve fotoğraflar üzerinde hak sahipliğinin belgelenemediği, gerek BAM kararı ve gerekse de Mahkemenin 20.01.2022 tarihli ara kararı ile heyetimize verilen görev kapsamında; Davacının davaya konu çizim ve fotoğraflar üzerindeki hak sahipliğinin veya hak takip yetkisinin belgelenememesi...

                  CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ..., henüz “...” markasını tescil ettirmeden; 19 Mayıs 2014 tarihinde www...com ve www...net alan adlarını kötü niyetle tescil ettirdiğini, ayrıca taraflar arasında Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde(2016/11D.İş), www...com adresinde yer alan görsellerin müvekkili adına tescilli ürünler ve ambalajlarıyla iltibas yaratacak derecede benzer olduğunun www...com internet sitesi üzerinden tespiti,Ankara 3. FSHHM'de (2016/166E.), ... ve ...’in www...com internet sitesi üzerinden satışını yaptıkları ürünlerin müvekkilinin marka hakkına tecavüz niteliğinde olduğundan söz konusu tecavüz eylemlerinin durdurulması, ref-i, men-i, ve haksız rekabet kaynaklı maddi ve manevi tazminat davasının, İstanbul 3....

                    UYAP Entegrasyonu