Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dosyada bulunan Mersin Orman Bölge Müdürlüğü'nce kurulan komisyan tarafından hazırlanan … tarih ve … sayılı inceleme raporu ile diğer bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden, davacıya 08.07.2015 tarihli kura çekiliş ve hak sahipliği tutanağı ile 49 yıl süreli özel ağaçlandırma izni verilmişse de davacı ve diğer sahalarda hak sahipleri olan … ve … adına hak sahipliği tespiti yapılan sahaların yer yer 1 ve 2 kapalı sahalar olduğu, davacı adına izin verilen sahaların üzerinde yer yer ardıç, sedir ve göknar gençliklerinin bulunduğu, sahada 1, yer yer 2 kapalılık oluşturacak şekilde ardıç, kızılçam ve sedir ağaçları ile alt tabakada yoğun şekilde pırnal meşesi bulunduğu, özel ağaçlandırmaya konu edilemeyeceği anlaşıldığından 6912 sayılı Tamim'in 3. ve 19. maddesi uyarınca tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

    Bozma ilamında; mahkemece, davacının annesinden olan hak sahipliği nedeniyle tek başına aylık alması gerekirken, Kurumun evli olmasına rağmen babasına da hatalı olarak aylık bağlanması nedeniyle; davacının eksik aylık aldığına ilişkin kabulünün yerinde olduğu, Ancak, davacı tarafından ölüm aylığının talep edildiği tarihte yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasanın “Zamanaşımı ve Hakkın Düşmesi” başlıklı 99. maddesi, "Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, iş kazalarıyla meslek hastalıkları ve ölüm sigortalarından hak kazanılan gelir ve aylıklar, hakkı doğuran olay tarihinden itibaren beş yıl içinde istenmezse zamanaşımına uğrar....

      HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL (YOLSUZ TESCİL) Taraflar arasında görülen davada; Davacı vekili, mülga 2510 sayılı İskan Kanunu kapsamında göçebe hayatı yaşadıkları iddiası ile başvuran davalıların, Mahalli İskan Komisyonu'nun 09.08.2002 tarih ve 135 no'lu kararı ile tarımsal iskan hak sahipliğini elde etmesi nedeniyle dava konusu 2617 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tescil edildiğini, ne var ki davalıların hak sahibi olarak belirlendikleri tarihten önce Devlet eliyle verilip topraklandırıldıklarının tespiti üzerine Mahalli İskan Komisyonu'nun 14.12.2011 tarih ve 153 no'lu kararı ile hak sahipliğinin iptal edildiğini, kaydın temelsiz kaldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı vekili, mülga 2510 sayılı İskan Kanunu kapsamında göçebe hayatı yaşadıkları iddiası ile başvuran davalıların, Mahalli İskan Komisyonu'nun 07.10.1992 tarih ve 13 nolu kararı ile tarımsal iskan hak sahipliğini elde etmesi nedeniyle dava konusu 2598 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına 12.04.2006 tarihinde tescil edildiğini, ancak hak sahipliği kararından önce aile temsilcisi ... kızı ...'nın (daha önce aile temsilcisi olan ... oğlu ... 'nın vefatından dolayı) ebeveynlerinin devlet eliyle iskan edildiğinin tespiti üzerine 18.01.2013 tarih ve 2013/1 sayılı Mahalli İskan Komisyonu kararı ile hak sahipliğinin ve daha önce alınmış komisyon kararlarının iptal edilmesine karar verildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....

          TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, taşınmaz üzerinde zilyetlik ve tapu tahsis yoluyla hak sahipliklerinin bulunduğu, donatı alanlarının satışa konu olduğu ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, taşınmazların mülkiyetinin Beykoz Belediyesi'ne ait olduğu, parsel üzerinde yol, park ve kavşakların metrekarelerinin tespit edilerek parsel içerisinde kalan kısımlarının hisseli olarak satışa konu olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir....

            İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun'un 3. maddesi dikkate alındığında Beykoz ilçesinin tamamının doğal sit özelliği gereği tapu tahsis belgesine dayalı olarak davacıların taşınmaz hak sahipliği noktasında hukuken korunabilir bir hakkının bulunmadığı, taşınmazın davalının mülkiyetinde olduğu, bu sebeple davalı idarece kendi mülkiyetinde olan bir taşınmazı mevzuata uygun olarak satışa konu etmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, dava konusu taşınmazlar üzerinde zilyetlik ve tapu tahsis yoluyla hak sahibi olduklarını, sosyal donatı alanlarının satışa konu olduğu ve bu durumun hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir....

              Asliye Hukuk ve Sakarya 1. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, 6831 S.Y.'nın 2/B maddesi kapsamında yapılan zilyetlik tespitinin iptali istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın taşınmaz üzerinde taraf oluşturacak veya hak ihlaline sebebiyet verecek nitelikte olmadığı ve çekişmesiz yargı niteliğinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın zilyetlik tespitine itiraza ilişkin olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, 6831 S.Y.'...

                Yaşamını yitiren sigortalının eş, çocuk, anne, babasına ölüm sigortasından aylık tahsisi yapılabilmesi için öncelikle hak sahipliği sıfatının kazanılması gerekmekte, bunun için hak sahiplerine ilişkin aylık bağlama koşullarının sağlanıp sağlanmadığına bakılmakta, başka anlatımla bu koşulları tümüyle yerine getiren kişi hak sahipliği sıfatını kazanmakta, anılan sıfata sahip kişilere, sigortalıya ait tahsis şartları da gerçekleşmişse aylık bağlanabilmektedir. Şu durumda yukarıda sıralanan maddeler ve sosyal güvenlik hukuku ilkeleri dikkate alındığında yasal mevzuat ve aylık bağlama koşulları kendi içerisinde ayrıştırılmalı, sigortalıya ait şartlar sigortalının ölüm günü itibarıyla yürürlükte olan yasal mevzuat kapsamında değerlendirilmeli, hak sahiplerine ilişkin koşullar ise hak sahipliği sıfatının kazanıldığı tarihte yürürlükte olan yasal düzenlemeler çerçevesinde irdelemeye tabi tutulmalıdır. 3....

                  Hukuk Dairesince "Yaşamını yitiren sigortalının eş, çocuk, anne, babasına ölüm sigortasından aylık tahsisi yapılabilmesi için öncelikle hak sahipliği sıfatının kazanılması gerekmekte, bunun için hak sahiplerine ilişkin aylık bağlama koşullarının sağlanıp sağlanmadığına bakılmakta, başka anlatımla bu koşulları tümüyle yerine getiren kişi hak sahipliği sıfatını kazanmakta, anılan sıfata sahip kişilere, sigortalıya ait tahsis şartları da gerçekleşmişse aylık bağlanabilmektedir. Şu durumda yukarıda sıralanan maddeler ve T3 ilkeleri dikkate alındığında yasal mevzuat ve aylık bağlama koşulları kendi içerisinde ayrıştırılmalı, sigortalıya ait şartlar sigortalının ölüm günü itibarıyla yürürlükte olan yasal mevzuat kapsamında değerlendirilmeli, hak sahiplerine ilişkin koşullar ise hak sahipliği sıfatının kazanıldığı tarihte yürürlükte olan yasal düzenlemeler çerçevesinde irdelemeye tabi tutulmalıdır....

                  Kütüğün beyanlar hanesinde ... zilyetlik veya muhdesat şerhi, aynı hak olmayıp, kişisel hak niteliğinde olduğundan tapu sicilinden ayrı olarak alınıp, satılması, değiştirilmesi mümkün değildir. Şerhe ilişkin talepler, tarafların isteğiyle dahi Tapu Sicil Müdürlüğünce yerine getirilemez ve dava yoluyla genel mahkemeden istenemez. Ancak, yukarıda açıklandığı gibi yörede 4127 sayılı Yasa ile değişik 2924 Sayılı Yasanın 11. maddesi gereğince yapılacak kullanım kadastrosu ile hak sahipliği tespit komisyonunun yapacağı tespit sırasında ve 3402 Sayılı Yasanın Ek 4- maddesi gereğince yapılacak kadastro sırasında değerlendirilebilir. Muhdesat ve kullanımla ilgili itiraz ve dava hakları da o aşamada kullanılabilir....

                    UYAP Entegrasyonu