WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2009/1959 E. sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığı, borçlunun ise Korkuteli İcra Mahkemesi'ne başvurarak meskeniyet nedeniyle haczin kaldırılmasını istediği anlaşılmıştır. İİK'nun 4. maddesi gereğince takip hangi icra dairesinde başlamış ise bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Yasadaki koşulların oluşması halinde, İİK'nun 79 ve 360. maddeleri, yetki ile ilgili istisnalardır. İİK.nun 79. maddesi gereğince; haczolunacak malların başka bir yerde bulunması halinde icra dairesi, malların bulunduğu yer icra dairesine talimat yazarak haczin yapılmasını ister. Bu halde, hacizle ilgili şikayetler, kendisine talimat yazılan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesince çözümlenir....

    Bu süre haczin öğrenilmesi tarihinden itibaren başlar. Borçlunun meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu taşınmazına 28.06.2011 tarihinde tapuda haciz şerhi işlenmiştir. İİK'nun 103. maddesine ilişkin davetiyenin 09.08.2011, kıymet takdiri raporunun da 06.09.2011 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 103 haciz davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğini ve kıymet takdirinin tebliği üzerine oğlunun bildirmesi neticesinde takipten ve hacizden haberdar olduğunu belirterek icra mahkemesine 09.09.2011 tarihinde başvurarak borca itiraz ettiği görülmektedir. Borçlu tarafından en geç borca itiraz ettiği 09.09.2011 tarihinde haczin öğrenildiği, buna karşın İİK'nun 82/1-12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinin bu tarihten itibaren 7 günlük süreden sonra 13.03.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır....

      -K A R A R- Şikayetçi ... vekili, borçlunun Vergi Dairesinden olan KDV iadesi alacağının haczi için 19.02.2010 günü müzekkere gönderildiğini, alacağın 23.03.2010 günü tahakkuk ettiğini ve haczin diğer hacizlerden önce olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikayetçi ... vekili, 09.02.2010 günü haciz müzekkeresi yazıldığını ancak bunun dikkate alınmadığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan şirket vekili, şikayetçi ...’in şikayeti hakkında derdestlik itirazında bulunmuş, Vergi Dairesinin mahsuptan sonra 23.03.2010 günü 71.095,14 TL iade kararı verdiğini ve alacağın doğumundan sonra konulan tek haczin kendi hacizleri olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....

        TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 862 ] "İçtihat Metni" Mahalli mahkemece verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlunun şikayeti haczedilen mahcuzların taşınmaz rehni kapsamında kaldığından teferruat olması sebebiyle taşınmazdan ayrı haczedilemeyeceği ve haczin kaldırılmasına ilişkindir. MK.nun 684. maddesi gereğince mütemmim cüz niteliğindeki şeyler bütünden ayrı olarak haczedilemez. Kural olarak eklentinin, taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkündür. Ancak teferruat niteliği tespit edilen mahcuzların İİK.nun 83/c maddesi gereğince ipotek akit tablosunda yeralması halinde taşınmazdan ayrı haczi mümkün değildir. Somut olayda, bilirkişi raporunda şikayete konu olan İ... Marka 2005 model 4912 seri nolu R......

          İcra Müdürlüğünün 2013/1721 sayılı dosyasında davacı müvekkiline ait ...,... ada, 89 parsel sayılı taşınmazında bulunan 85/465 arsa paylı, 2. kat, 4 nolu bağımsız bölüm olan daireyi tapu kaydında haczettirdiğini ancak bu taşınmazın davacı müvekkilinin haline münasip olduğunu, davacı müvekkiline ait taşınmazına konulan haczin meskeniyet iddiası sebebiyle kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacının taşınmazının satılması halinde daha mütevazi semtlerde daha mütevazi fiyatlara taşınmaz bulabileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur....

            İcra Müdürlüğü’nün 2008/28828 esas sayıl dosyasına konu haczin tezkerenin ilk oluşma tarihi olan 11.02.2009 tarihi itibari ile tapu üzerine şerh edilmesine, satışın telafisi güç zararlara sebebiyet verilmemesi amacı ile tedbiren durdurulması talep ettiği anlaşılmıştır.O halde, anılan hacze karşı şikayeti inceleme yetkisi haciz yazısını doğrudan tapu sicil müdürlüğüne yazan icra dairesinin bağlı bulunduğu İcra Mahkemesine aittir. Bu durumda uyuşmazlığın İcra Hukuk Mahkemesi tarafından görülüp, çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Silivri 1. İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu ... hakkında genel haciz yolu ile yapılan takibin kesinleşmesinden sonra, adı geçen adına kayıtlı taşınmaz üzerine 27/11/2013 tarihinde haciz konulduğu, borçlunun 07/02/2014 tarihinde meskeniyet şikayeti nedeniyle İİK'nun 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczin kaldırılması talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece istemin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 82/1-12. maddesi gereğince; borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklının borçlu aleyhine genel haciz yoluyla başlattığı icra takibinde borçlunun, haczedilen taşınmazı mesken olarak kullandığını belirterek haczin kaldırılması talebiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece istemin süreden reddine karar verildiği görülmektedir. İİKnun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİKnun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süre içinde icra mahkemesine yapılmalıdır. Bu süre haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlar. İİK'nun 19. maddesi; "Gün olarak tayin olunan müddetlerde ilk gün hesaba katılmaz.......

                  İnceğiz Köyü korucusunun davalı Kuruma şikayeti üzerine Kurum tarafından köy tüzelkişiliği aleyhine idari para cezası ve prim tahakkuk ettirildiği, köy tüzelkişiliği aleyhine icra takibi yapıldığı, davacının şahsına ait maaş, menkul ve gayrimenkuller üzerine haciz konulduğu, haczin kaldırılması ve kesilen maaşların iadesinin talep edildiği, eldeki davada Mahkemece, infazda tereddüt oluşturacak şekilde "davanın kabulune" şeklinde karar verildiği anlaşılmaktadır 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297’nci maddesinde; “...taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmüne yer verilmiştir. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekir....

                    İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/666 E. sayılı dosyasında verilen tedbir kararının 30.07.2015 tarihinde yazılan müzekkere ile kaldırıldığı ve aynı tarihte de haczin kaldırıldığı görülmektedir. Buna göre yargılama sırasında borçlunun şikayeti konusuz kaldığından mahkemece istemin bu gerekçeyle reddi gerekirken yazılı şekilde esastan reddine karar verilmesi isabetsiz ise de bu husus yenide yargılama yapılmayı gerektirmediğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 35,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu