İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, "Davacının İstanbul 11 İcra Dairesinin 2014/521 numaralı dosyasındaki haczedilmezlik şikayetinin Usulden Reddine" karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre de hacizden haricen haberdar olunsa da borçlunun hacizle ilgili şikayetlerinde sürenin tebligatla başlayacağını, mahkemenin şikayet süresinin başlangıcını 28/01/2019 tarihli talep dilekçesi olarak belirlediğini, oysa 103 davetiyesi tebliğinin 31/01/2019 tarihli olduğunu, yerel mahkemenin bu hususu dikkate almadığını, tebliğ tarihine göre şikayetin süresinde olduğunu bildirerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulüne karar verilmesini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, İİK'nın 82/1 maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İstanbul 11....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 4,12 maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İİK'nın 82/1- 4,12. maddesi gereğince haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanunun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabidir. Şikayet konusu haciz işlemi, şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden, eğer haciz işlemi tebliğ edilmemişse haciz işleminin öğrenilmesinden itibaren başlar. Bu tarihin aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Somut olayda, davacı borçluya 103 örnek haciz davetiyesi 19/01/2021 tarihinde bizzat tebliğ edilmiş olup, davacı vekili 22/01/2021 tarihinde takip dosyasına hacze karşı itirazlarını bildirir dilekçe sunmuştur. Buna göre, davacının 14/09/2021 tarihinde yaptığı haczedilmezlik şikayetinin yasal süresinde olmadığı açıktır. Davacıya kıymet takdir raporunun tebliğ edilmesi davacıya şikayette bulunma konusunda yeni bir hak bahşetmeyecektir....
Bu maddeye göre belediyenin haczedilmezlik şikâyetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılması zorunludur. Ayrıca, 5779 Sayılı İl Özel İdarelerine Ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun'un 7. maddesinde; bu Kanunda, belediyelere, genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtından ayrılacak paylar ile diğer kanunlarda verilmesi öngörülen payların vergi hükmünde olduğu düzenlenmiştir. İcra ve İflas Kanunu ve takip hukuku ilkelerine göre asıl olan alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçluların tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal düzenlemenin bulunması zorunludur. Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerekir....
Bu maddeye göre belediyenin haczedilmezlik şikâyetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılması zorunludur. Ayrıca, 5779 Sayılı İl Özel İdarelerine Ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun'un 7. maddesinde; bu Kanunda, belediyelere, genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtından ayrılacak paylar ile diğer kanunlarda verilmesi öngörülen payların vergi hükmünde olduğu düzenlenmiştir. İcra ve İflas Kanunu ve takip hukuku ilkelerine göre asıl olan alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçluların tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal düzenlemenin bulunması zorunludur. Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerekir....
Bu maddeye göre belediyenin haczedilmezlik şikâyetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılması zorunludur. Ayrıca, 5779 Sayılı İl Özel İdarelerine Ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun'un 7. maddesinde; bu Kanunda, belediyelere, genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtından ayrılacak paylar ile diğer kanunlarda verilmesi öngörülen payların vergi hükmünde olduğu düzenlenmiştir. İcra ve İflas Kanunu ve takip hukuku ilkelerine göre asıl olan alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçluların tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal düzenlemenin bulunması zorunludur. Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerekir....
Mahkemece; haczedilmezlik şikayeti ileri süren kişinin takipte taraf ehliyeti olmadığı, taraf olmayan üçüncü kişinin İİK 82 maddesi kapsamında haczedilmezlik şikayetini ileri süremeyeceği, bu yönde şikayet ileri sürmesi için özel bir kanun hükmü de bulunmadığı anlaşıldığından haczedilmezlik şikayetinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla birlikte haczin kaldırılmasında hukuki yararlarının bulunduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Somut olayda şikayetçinin, haczin konulduğu icra takibinin tarafı olmayan üçüncü kişi olduğu anlaşılmaktadır. İcra takibinin tarafı olmayan üçüncü kişiler, tarafı olmadıkları icra takibindeki hacizlerin kaldırılmasını şikayet yoluyla icra mahkemesinden isteyemezler....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/42 D.İş Esas 2021/42D.İş Karar sayılı dosyada verilen ihtiyati haciz kararının kesin hacze dönüşmesiyle 10/11/2021 tarihinde Kütahya Domaniç 10 Yataklı İlçe Entegre Hastanesi inşaat mahallinde haciz işlemi gerçekleştirildiğini, bu husus haricen öğrendiklerini, yapılan haczedilmezlik şikayetlerinin kabulü ile konulan haczin kaldırılmasına ve yargılama giderlerinin, vekalet ücretinin de karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlgili T3 vekili cevap dilekçesinde özetle; Dosya bakımından üçüncü kişi konumunda olan T1nın haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı olmadığını, bu sebepten haczedilmezlik şikayetinin davacının taraf sıfatına sahip olmaması nedeniyle dikkate alınmaması gerektiğini, T1 iddialarında özetle 'Biz hakediş ödedik o yüzden kalıplar bize aittir....
İcra Hukuk Mahkemesince Yapılan Yargılama sonucunda meskeniyet iddiası ile haczedilmezlik şikayet dosyasında verilmiş olan kısmen kabul kısmet reddine dair kararda hukuken isabet bulunmayıp verilmiş olan yerel mahkeme kararının kaldırılarak meskeniyet iddiası ile yapılmış olan haczedilmezlik şikayetinin kabulüne karar verilmesi, vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir. İstinafa konu kararın şikayete ilişkin olduğu, davacı borçlunun haline münasip evinin haczinin mümkün olmadığı, bu nedenlerle haczedilmezlik şikâyetinin kabulü ile şikâyet konusu taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması talep edilmiş, ilk derece mahkemesince yargılama konusu taşınmazın kısmen şikâyetçinin haline münasip evi olduğu anlaşılmakla İ.İ.K.'...
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, İİK'nun 82.maddesi kapsamında haczedilmezlik iddiasına konu edilebilecek nitelikte kamu malı olabilmesi için bir malın kamu hizmetine özgülenmiş olması gerektiğini, özel bütçe sahibi kuruluşlar arasında sayılan davacının özel hukukla ilişkisi çerçevesinde de geliri olduğunu bu nedenle tüm mal varlığının haczedilmezlik kapsamında değerlendirilemeyeceğini, dava konusu banka hesabının İİK 82/1 maddesi hükmüne göre haczedilmezlik kriterlerine uymadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İzmir 28. İcra Dairesinin 2019/10761 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından davalı borçlu Ege Ünv. Rektörlüğü aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 7 ödeme emrinin borçluya 05/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu Ege Ünv....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Uşak 2. İcra Müdürlüğünün 2019/4840 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı davalı tarafından borçlu davacı aleyhine başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takip olduğu, takip kapsamında davacıya ait taşınmaza 20/11/2019 tarihinde haciz konulduğu, 103 davetiyesinin davacıya 18/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, 15/01/2021 tarihinde taşınmazın kıymet takdir işleminin yapıldığı anlaşılmıştır. İİK'nın 82/1. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK'nın 16/1 maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. Somut olayda davacı vekilinin dava dilekçesinde 103 davetiyesinin tebliğinin usulsüz olduğunu iddia ettiği ancak 27/04/2021 tarihli celsede yine davacı vekilinin davacının, haczi, kıymet takdirine gelindiğinde öğrendiğini beyan ettiği görülmüştür....