DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :Dava, haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Ödemiş İcra Müdürlüğünün 2022/1344 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı davalı tarafından borçlu davacı hakkında başlatılan ilamlı takip olduğu, takip kapsamında 13/04/2022 tarihinde yapılan menkul haczi ile davacıya ait bir kısım taşınırların haczedildiği anlaşılmıştır. 4081 Sayılı Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanun’un 22. maddesinde “Korunma sandığının mevcudu Devlet malı hükmündedir. Korunma gelirleri ve korunma sandığındaki paraya haciz konamaz” düzenlemesi yer almaktadır. Kural olarak, borçlunun her türlü mal ve hakkı haczedilebilir. Haczedilmezlik için İcra ve İflas Kanununda veya özel kanununda açık hüküm bulunması zorunludur. 4081 Sayılı Yasanın 22.maddesinde haczedilemeyeceği belirtilen, korunma sandığındaki mevcut para olup para dışındaki malların anılan madde kapsamında kabulü mümkün değildir....
Yukarıda açıklanan aşamalardan da anlaşılacağı ve alacaklının da kabulünde olduğu üzere ihale konusu maden işletme ruhsatına yönelik haczedilmezlik şikayeti hakkında verilen karara ilişkin temyiz incelemesi henüz sonuçlanmamış ve karar kesinleşmemiştir. Haczedilmezlik şikayeti hakkında verilen kararın temyiz tarihi, satış kararı ve ihale tarihinden öncedir. Ayrıca, borçlunun, haczedilmezlik şikayeti sonuçlanmadığından satışın durdurulması talebi de, ... İcra Mahkemesi'nin 28/09/2015 tarih ve 2015/1059 E.-909 K. sayılı kararı ile reddedilmiştir. Diğer bir ifade ile, haczedilmezlik şikayeti keşinleşmeden ve borçlunun satışın durdurulması talebi olduğu halde satışa gidilmiştir....
Haciz konulan borçlu belediyenin banka hesaplarında vergi, resim ve harç gelirleri olduğu gibi haczi kabil paraların da bulunduğu durumda, haczedilen hesap havuz hesabı niteliğindedir. Hesabın sürekli işlem görüyor olması ve sürekli yatan ve çekilen paraların bulunması karşısında kalan bakiyenin vergi, resim ve harç gelirinden mi, yoksa haczi kabil paralardan mı oluştuğunun belirlenmesine imkan yoktur. Bu şekilde haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraları karıştırmak suretiyle havuz hesabı oluşturan borçlu belediyenin, iddiasını ispat imkanını kendisi kaldıracaktır. Borçlu belediyenin haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paralarını ayrı hesaplarda tutması yerine havuz hesabı oluşturmasının da iyi niyetle bağdaşmayacağı tartışmasızdır. Böyle bir davranış AİHM'nin AİHS'nin 6 § 1. ve Ek 1 no'lu Protokol'ün 1. maddelerinin ihlali sonucunu doğuracağı gibi, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde de bulunmakla, hukukça korunamayacağı muhakkaktır....
Bu şekilde haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraları karıştırmak suretiyle havuz hesabı oluşturan borçlu belediyenin, iddiasını ispat imkanını kendisi kaldırmıştır. Borçlu belediyenin haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paralarını ayrı hesaplarda tutması yerine havuz hesabı oluşturmasının da iyi niyetle bağdaşmayacağı tartışmasızdır. Böyle bir davranış AİHM'nin AİHS'nin 6 § 1. ve Ek 1 no'lu Protokol'ün 1. maddelerinin ihlali sonucunu doğuracağı gibi, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde de bulunmakla, hukukça korunamayacağı muhakkaktır. Buna göre borçlu belediyenin, hesaplardaki paraların haczedilmezliğini ispatlayamadığının kabulü gerekir. Öte yandan borçlu belediyece haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraların aynı hesapta toplanması ve birbirine karıştırılması, haczedilmezlik hakkından feragat olarak kabul edilmelidir....
Dava İİK'nun 5393 Kanunun 15.maddesi uyarınca haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. 5393 sayılı Kanunun 15/son maddesine göre belediyenin haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılması zorunludur. Asıl olan, alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan kural olarak borçluların tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal bir düzenlemenin bulunması zorunludur. Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan bu yöndeki düzenlemelerinde dar yorumlanması gerekir. Buna göre 5393 sayılı kanunun 15/son maddesinin de dar yorumlanması gerekip maddede açıkça haczedilmezlik için "fiilen kamu hizmetinde kullanılma" koşulunun kabul edilmesi karşısında, belediyeye ait bir malın haczedilmezliği ancak fiili durumun tespiti ile belirlenmelidir....
İİK'nun 82/1-12. maddesi gereğince, haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanun'un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabidir. Şikayet süresi haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlar. Somut olayda; şikayetçi ....icra takibine konu ...ili .... ilçesi ...Mahallesi ... adresindeki 8 nolu bağımsız bölümün tahliye işleminden sonra, tahliye işleminin iptali talebiyle İzmir 12. İcra Hukuk Mahkemesi’nde 2013/352 Esas 2013/310 Karar sayılı dosyası ile 08.04.2013 tarihinde açtığı davada şikayete konu İzmir ili Konak ilçesi Kültür Mahallesi 1170 ada 3 parsel 6 nolu bağımsız bölümün haczedildiğinden bahsetmiştir. Bu durumda, haczi en geç 08.04.2011 tarihinde öğrenmiş olduğunun kabulü gerektiğinden, 06.11.2013 tarihinde açılan davanın süresi geçirilerek açılması sebebiyle davanın süreden reddi gerekirken kabul kararı verilmesi doğru değildir....
görülmektedir. 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 15/9. maddesinde; "Belediyenin proje karşılığı borçlanma yoluyla elde ettiği gelirleri, şartlı bağışlar ve kamu hizmetlerinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirleri haczedilemez" hükmü yer almaktadır. 5393 sayılı Kanun'un 15.maddesi uyarınca ileri sürülecek haczedilmezlik şikayeti, bir hakkın yerine getirilmemesi ile ilgili olup İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca borçlu belediye tarafından süresiz olarak yapılabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu ...hakkında, ilamsız takip başlatıldığı borçlunun mernis adresi olduğu belirtilen adreste bir kısım menkullerin haczedildiği, bu haciz işlemine karşı 3. kişinin,icra mahkemesine yaptığı başvuruda haczedilen menkullerin kendisi ve aile bireylerine ait olduğunu, borçlunun haciz yapılan adreste ikamet etmediğini ve haczedilen malların İİK'nun 82. maddesine göre haczi kabil bulunmadığını belirterek haczin iptaline karar verilmesini talep ettiği mahkemece haczedilmezlik şikayeti olarak nitelendirilerek şikayetin kısmen kabulüne karar verildiği görülmektedir.Şikayetçi...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1424 KARAR NO : 2022/99 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/02/2021 NUMARASI : 2020/339 ESAS, 2021/38 KARAR DAVA KONUSU : HACZEDİLMEZLİK ŞİKAYETİ KARAR : Aydın 2....
Öte yandan borçlu belediyece haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraların aynı hesapta toplanması ve birbirine karıştırılması, haczedilmezlik hakkından feragat olarak kabul edilmelidir. Somut olayda, 31.07.2014 tarihli bilirkişi raporunda; 5001 nolu hesabın incelenmesinde bu hesapta toplanan haczi kabil nitelikteki bazı kira gelirlerinin bulunduğu görülmektedir. Bu durumda 5001 nolu hesabın havuz hesabı olduğunun kabulü gerekir. O halde anılan hesap yönünden de haczin devamına karar verilmesi gerekirken haczin kaldırılması doğru değildir....