DAVA KONUSU : ŞİKAYET KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-3.şahıs vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-alacaklının borçlu hakkında yürüttüğü takipte müvekkili adresinde haciz yapıldığını, haczedilen malların yediemin olarak borçluya bırakıldığını, eşyaların tamamının müvekkiline ait olduğunu, borçlu evli olmasına rağmen iki yıldır ayrı evlerde yaşadıklarını, faturaları bulunduğunu beyanla; istihkak iddialarının kabulüne karar verilmesini talep etmişler, ayrıca dosya borçlusu olmayan müvekkili adresinde yapılan haciz işlemine itirazla haciz işleminin tümden iptaline karar verilmesini şikayet yoluyla talep etmişlerdir. Davalı-alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; haczin borçlu huzurunda yapıldığını, mülkiyet karinesinin lehlerine olduğunu, haczedilmezlik şikayeti yönünden davacının şikayet hakkı bulunmadığını beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İstanbul 7....
Davalı-alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının takip borçlusu olmadığını, sadece haciz uygulanan adreste istihkak iddiasında bulunan 3.kişi konumunda olup istihkak iddiasının da henüz karara bağlanmadığını, Trabzon adresinde 20/06/2022 tarihinde yapılan haciz yönünden 7 günlük yasal sürenin geçtiğini beyanla, öncelikle davanın dava ehliyeti ve süre yönünden reddine, icra hukuk mahkemesi alacağın esası yönünden yargılama yapmakla görevli olmadığından görev yönünden de şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İstanbul Anadolu 18. İcra Hukuk Mahkemesi 'nin 07/12/2022 gün, 2022/673 Esas- 2022/699 Karar ilamı ile, "İcra dosyasından yapılan işlemlere karşı işlemden etkilenenler şikayet yoluna başvurabilecek olup, haczedilmezlik şikayetini ancak dosya Borçlusu şikayet konusu edebilecek olup Şikayetçi-3. Kişinin eldeki şikayete aktif şikayet ehliyetinin bulunmadığı" gerekçesi ile, "1- ) Şikayetin REDDİNE," karar verilmiştir....
(Yargıtay 12.H.D 2011/31796 esas, 2012/16598 karar; 2012/32065 esas, 2013/6906 karar) Şikayete konu taşınmazın tapu kayıtları incelendiğinde, taşınmazın tamamının üzerinde ipotek olduğu görüldüğünden yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda haciz tarihi öncesinde ipoteklerin borcunun tamamının ödenip ödenmediği, ipotek borcu devam ediyorsa ipoteklerin zorunlu ipotek olup olmadığı konusunda ipotek hakkı sahibinden araştırma yapılmalıdır. Bu araştırma sonucunda ipoteklerin borcunun ödenmiş olduğu yada ipoteklerin zorunlu ipotek kapsamında olduğu belirlendiği takdirde maişet şikayeti yönünden şikayetçinin çiftçi sıfatının olup olmadığı belirlenmelidir. Şikayet konusu olmayan şikayetçiye ait taşınmazlarda da keşif yapılarak bu taşınmazlardan elde ettiği gelirlerde belirlenmelidir. Şikayetin konusu meskeniyet ve maişet şikayeti olduğu halde hüküm fıkrasında şikayetin sadece meskeniyet şikayeti olarak belirtilmesi de hukuka aykırıdır....
Kural olarak, dosya borcunun ihtirazi kayıt konulmaksızın ödenmesi halinde haczin kaldırılması gerekeceğinden haczedilmezlik şikayeti konusuz kalır. Ancak ödeme şikayete konu hacizler nedeniyle dosyaya gelen para ile yapılmış ise borçlunun haczedilmezlik şikayeti incelenip sonuçlandırılmalıdır. Somut olayda, borçlunun 08/06/2022 tarihinde rızaen ödeme yaptığı, aynı gün harcın yatırıldığı, gider avansının iade edilerek dosyanın kapatıldığı, ödemenin her hangi bir ihtirazi kayıt düşülmeksizin iradi olarak yapıldığı, dolayısıyla haczedilmezlik şikayeti konusuz kalmıştır. (Benzer karar Yargıtay 8. Hukuk Dairesini 2016/7154 esas 2017/279 karar) 68670518- 5001 nolu hesaptaki haczin 24/01/2020 tarihinde kaldırıldığı, şikayetin ise 28/01/2020 tarihinde yapıldığı, davacının bu hesap yönünden dava tarihi itibariyle haklı olmadığı anlaşılmıştır....
Şikayete konu haciz 15.03.2019 tarihli yeni bir haciz olup, davanın konusunun aynı olduğundan söz edilemez. Haczin yenilenmesinden sonra bu yeni haciz işlemine karşı şikayetçi borçlu yeniden haczedilmezlik şikayetinde bulunabilir, zira konulan her haciz, muhatabına yeni şikayet hakkı verir. Bu durumda mahkemece şikayete konu haczin yeni bir haciz olduğu ve borçlunun yeniden meskeniyet şikayetinde bulunduğu nazara alınarak şikayetin esasının incelenmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının HMK'nun 353/1- a.6. maddesi gereğince kaldırılmasına, yargılamaya devamla tamamlanması ve bir karara bağlanması amacıyla davanın yeniden görülmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
İcra Müdürlüğü 2019/1518 Talimat dosyasından müvekkili kurumda yapılan 10.12.2019 tarihli haciz ve muhafaza işlemleri sırasında; haciz işlemlerini yürüten memura, 7141 Sayılı Kanun ve 5582 Sayılı Kanunun ilgili maddeleri ibraz edildiği ayrıca açıkça kendisine haciz ve muhafaza işlemlerinin eğitim-öğretim dönemi içerisinde yapılamayacağı belirtildiği halde, itirazlarının dikkate alınmadan haciz ve muhafaza işlemlerine devam edilmiş, salt kuruma ve öğrencilere zarar vermek amacıyla kötüniyetle hareket edilerek kişisel veriler içeren 1 adet Acer marka laptop dahi muhafaza edildiğini, hatta verilerin yedeklenmesine dahi müsaade edilmemesi, tamamen öğrencilerin mağdur edilmesine odaklanılması ve müvekkili kurum yöneticilerine öğrenciler üzeriden şantaj ve baskı yapılarak alakası olmayan bir borca kabule zorlaması davalının açıkça kötüniyetinin göstergesi olduğunu, yapılan haciz ve muhafaza işlemlerinin, 7141 sayılı kanun ile İKK 362/a maddesinde yapılan değişiklik gereğince açıkça kanun hükmüne...
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, 103 davetiyesi tebliğ edilmesi nedeniyle şikayet süresinin tebliğden itibaren başlayacağını, tebligat yapılmaması halinde öğrenme tarihinin esas alınacağını, mahkemenin de gerekçeli kararda bu durumu kabul ettikten sonra aksi gerekçeyle karar vermesi nedeniyle çelişkiye düştüğünü bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İİK'nın 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar....
İcra Müdürlüğün 2012/536 Talimat sayılı dosyasında kayıtlı bulunan takip dosyası üzerinden müvekkili şirket hakkında başlatılan icra takibine ilişkin 12/03/2019 tarihinde müvekkil şirket aleyhine haciz işlemi yapıldığını, T3 adına kayıtlı Aksoy Dişli Makine tarafından üretilmiş olan tesise tek toplam cüz kabul edilerek haciz işlemi uygulandığını, 3213 sayılı Maden Kanununun 40. maddesi gereğince tesis üzerine uygulanan haciz işleminin açıkça kanuna aykırı olduğunu, borcun çok üzerinde bir haciz işlemi uygulandığını, hacizden 12/03/2019 tarihi itibariyle haberdar olduklarını bu nedenle haczedilmezlik ve taşkın haciz şikayetinde bulunduklarını, hacze konu edilen taşınmazın kamu yararı niteliğinde çalışan maden işletmesi olması nedeniyle hacze konu taşınırın yerinden sökülüp götürülmemesi için ihtiyati tedbir karar verilmesini, Maden Kanunun madde 40 uyarınca tesis üzerindeki haciz işleminin iptali ile haczin kaldırılmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine...
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası olmadığından, bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı da olmadığı, dolayısı ile haczedilmezlik şikayetinin konusu bulunmadığından şikayetin reddine'' karar verildiği görülmüştür....
Başvuru bu hali ile, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 4. bendine dayalı haczedilmezlik şikayetidir. İİK'nun 82/1- 4. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu traktör üzerine 02/07/2015 tarihinde sistem üzerinden haciz şerhi işlendiği, bu hacze ilişkin 103 davetiyesinin borçluya 04/08/2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun şikayet dilekçesinde bu tebliğ işlemine yönelik bir tebligat usulsüzlüğü iddiasında bulunmadığı ve yasal yedi günlük süreden sonra 04/09/2015 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu görülmüş olup şikayetin süresinde olmadığı anlaşılmıştır....