İİK'nun 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin düzenleme haczedilmezlik şikayeti olup, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası olmadığından bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağının bulunmadığı, takibin konusu itibarı ile İİK 34. maddesi gereğince ilamların icrası her icra dairesinden talep edilebileceğinden, davacının yetki itirazının yerinde olmadığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
İİK'nun 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin haczedilmezlik şikayeti, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından, haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı yoktur. (emsal karar; Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2018/8628 E 2019/10912 K sayılı kararı) Bu nedenle meskeniyet şikayetinin reddi gerekmektedir. Ne var ki, mahkemece yukarıdaki gerekçenin yanında, haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilecekmiş gibi değerlendirme de yapılarak, taşınmaz üzerindeki ipoteğin zorunlu ipoteklerden olmaması sebebiyle davacının meskeniyet şikayetinden vazgeçmiş olduğu gerekçesine de dayanılmış olup, çelişkili dolayısıyla hatalı gerekçe doğrultusunda şikayetin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır....
Somut olayda borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazına, 28.04.2014 tarihinde tapuda haciz şerhi işlendiği, İİK.nun 103.maddesi uyarınca bu haciz borçluya bildirilmediği, kıymet takdirine yönelik keşfinde 05.06.2014 tarihinde borçlunun yokluğunda yapıldığı, kıymet takdir tutanağında “Hazirun borçlunun eşi imzadan imtina etti" ibaresinin yazılı olduğu, ancak 103 ihbarnamesi yerine geçmek üzere kıymet takdir tutanağının bir örneğinin borçlunun eşine tebliğ edildiğine dair bir beyanın bulunmadığı görülmektedir. Borçlunun eşinin huzurunda yapılan haciz, borçlunun o tarihte hacze ıttıla kesbettiğine karine teşkil etmez. O halde mahkemece, işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken borçlunun hazır olmadığı keşif tarihi, haciz tarihi ıttılaya esas alınarak istemin süreden reddi isabetsizdir....
DAVA KONUSU : HACZEDİLMEZLİK ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle;Bakırköy 2. İcra Müdürlüğünün 2020/2024 E sayılı dosyasında davalı-alacaklı tarafından Bakırköy 12. İş mahkemesi ilamına dayalı olarak takip yapıldığını, borcun bir kısmının ödendiğini, 26/02/2020 tarihinde yapılan haciz işleminde demirbaş listesine kayıtlı 7 adet menkulun haczedildiğini, haczedilen malların kamu hizmetinde fiilen kullanılan mallar olması nedeniyle haczedilmesinin mümkün olmadığını beyanla, 26/02/2020 tarihinde haczedilen menkuller üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı-alacaklı vekili cevap dilekçesinde; açılan davanın yerinde olmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Borçlu vekilinin bu işleme karşı şikayeti üzerine İcra Mahkemesi'nce, borçlunun emekli maaşında işleyen nafakanın kesilmesi ve geri kalan kısmından da birikmiş nafaka için ¼ oranında kesinti yapılmasının mümkün olduğu, icra dosyasında da bu şekilde kesinti yapıldığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler nazara alındığında ve Mahkemenin kabulünde de olduğu üzere, birikmiş nafaka için emekli maaşından ¼ oranında kesinti yapılabilir. Bu durumda Mahkemece, takip dosyasında birikmiş nafaka yönünden maaşın ¼'ü yerine tamamı üzerine haciz konulduğu nazara alınarak şikayetin kısmen kabulü yönünde hüküm tesisi gerekirken, haczedilmezlik şikayetinin tümden reddine karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, Mahkeme Kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
, haciz konulan bu taşınmaz ailesi ile birlikte ikame ettiği ev olduğunu, başkaca taşınmazı bulunmadığını beyanla, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İİK'nun 82/12. maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığı gibi meskeniyet şikayetine konu edilecek bir "haciz işlemi" de mevcut değildir. Genel kredi sözleşmesinden doğacak borç için verilen ipotekli takipte meskeniyet şikayeti dinlenilemez Bu durumda Mahkeme'nin şikayetin reddine dair kararı gerekçe itibariyle yerinde değil ise de, açıklanan nedenlerle sonucu itibari ile doğru bulunduğundan onanması gerekmiştir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
Alacaklı vekili 05.10.2012 tarihinde haczin devamına karar verilen miktarın dosyaya celbiyle kendilerine ödenmesi talebinde bulunmuş, İcra Müdürlüğü'nce ilgili Mahkemenin 01.02.2011 tarihli kararıyla; haciz konulan miktarın karar kesinleşinceye kadar alacaklıya ödenmemesinin bildirildiği ve anılan karar kesinleşmediğinden bahisle talebin reddine karar verilmiştir. Bu işlemin şikayeti üzerine de İcra Mahkemesi'nce, İcra Mahkemesi kararlarının icrasının, kararıı kesinleşmesine bağlı olmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir. Takip dosyası incelendiğinde, ... İcra Mahkemesi'nin 2011/98 Esas sayılı dosyasından gönderilen 01.02.2011 tarihli müzekkereyle; "haciz konulan miktarın karar kesinleşinceye kadar alacaklı tarafa ödenmemesi'' hususunun bildirildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda İcra Müdürlüğü'nün anılan Mahkeme'nin tedbir kararına aykırı işlem yapması mümkün değildir....
İİK'nun 82/12.maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığı gibi meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de mevcut değildir. Genel kredi sözleşmesinden doğacak borç için verilen ipotekli takipte meskeniyet şikayeti dinlenilemez. Bu durumda Mahkeme'nin şikayetin reddine dair kararı gerekçe itibariyle yerinde değil ise de, açıklanan nedenlerle sonucu itibari ile doğru bulunduğundan onanması gerekmiştir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366. ve HUMK 428. maddeleri uyarınca ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 23.09. 2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Öte yandan borçlu belediyece haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraların aynı hesapta toplanması ve birbirine karıştırılması, haczedilmezlik hakkından feragat olarak kabul edilmelidir. Dava ilamlı takipte haczedilmezlik şikayeti olup; mahkemece şikayetin reddine ilişkin verilen karar, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 9/3/2017 tarih ve ... esas ... karar sayılı ilamı ile davacıya ait olan banka hesaplarının mahiyet ve kaynağının bilirkişi marifetiyle belirlenerek, haczi kabil olup olmadığının saptandıktan sonra sonuca gidilmesi yönünde bozma kararı verilmiştir. Mahkemece; bozma ilamına uyularak karar doğrultusunda bilirkişi raporu alınmak suretiyle haciz konusu banka hesaplarının niteliğinin saptanmasına rağmen bozma kararı dışına çıkılarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Alınan bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmeye göre; davacı ya ait olan, şikayete konu hesaplardan ... T.A.Ş'ın ... nolu hesabın, haczi kabil olduğu, yine ...'...