Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hükme esas alınan bilirkişi raporuna itiraz edilmemiş olmasına, denetime elverişli ve yeterli olmasına, davacının asıl uğraşının çiftçilik olmasına, SGK kaydının bulunmasının sonuca etkili olmamasına, ilk derece mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- İzmir 8....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti ile İİK'nın 128/a maddesine dayalı kıymet takdirine itiraza ilişkindir. HMK'nın 27. maddesine göre, hukuki dinlenilme hakkı kapsamında davanın taraflarının yargılama ile ilgili bilgi sahibi olma, açıklama ve ispat hakkı bulunmaktadır. Maddenin gerekçesinde açıklandığı üzere bu hak, Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. İddia ve savunma hakkı olarak da bilinen bu hak, tarafların yargılama konusunda tam bilgi sahibi olmalarını, açıklama ve ispat hakkını tam ve eşit olarak kullanabilmelerini, yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermelerini zorunlu kılmaktadır. Taraflar “silahların eşitliği ilkesi” gereği iddia ve savunmalarını ileri sürme ve ispat hakkına sahiptirler....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; Davalı alacaklı T3 tarafından borçlu T1 aleyhine fatura alacağından dolayı ilamsız icra takibi yapıldığı takibin itiraz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine borçlu belediyenin menkul ve gayri menkul malları üzerine haciz konulduğu anlaşılmıştır.Davacı belediye vekilince hacizlerin kaldırılması talep edilmiştir. İki veya daha fazla işletmenin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri ortaklığın (Joint Venture’nin) tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyeti yoktur. Ancak gerçek ve tüzel kişilerin taraf ehliyeti vardır (Prof. Dr. Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku El Kitabı 2004 bas. Sahife 137 HGK.nun 08.10.2003 tarih ve 2003/12- 574 E 2003/564 K. Sayılı içtihadı). Bir diğer anlatımla, adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından aktif ve pasif dava ehliyeti bulunmamaktadır. Bu nedenledir ki takibin bütün ortaklar hakkında başlatılması zorunludur. Taraf ehliyeti kamu düzeninden olup mahkemece kendiliğinden göz önüne alınmalıdır....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 4 ve 12. bentlerine dayalı olarak açılan haczedilmezlik şikayetidir. HMK 114/1- i maddesi uyarınca kesin hüküm dava şartı olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekir. İcra ve İflas Kanunu'nda, taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haciz yeni bir haciz niteliğinde olup, borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı vardır. İcra mahkemesince verilen kararlar, kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemekle birlikte, aynı takip dosyası nedeniyle, aynı taraflar arasında ve aynı konuda daha önce verilen icra mahkemesi kararları, kesinleşmek koşuluyla sonraki şikayet yönünden kesin hüküm teşkil ederler....
Levent Karakaya tarafından başvurulması üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisinde bulunan tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı alacaklı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu aleyhine Adana 8. İcra Müdürlüğü'nün 2019/2996 Esas sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile takip başlattıklarını, davalı borçlu tarafından takibe itiraz edildiğini, Adana 6. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/324 Esas, 2019/192 Karar sayılı kararı ile itirazın kaldırılmasına karar verildiğini, borçlu tarafa gönderilen muhtıraya rağmen borcun ödenmediğini, borçlunun banka hesaplarına haciz konulması taleplerinin müdürlük kararıyla ''kamuya tahsis kararı olmaması koşuluna'' bağlandığını, icra müdürlüğünün verdiği kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek icra müdürlüğü kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
kabulüne karar verildiğini, karar örneği takip dosyasında bulunmasına ve dava vekil ile takip edilmesine rağmen takip dosyasından tebligatların vekil olarak taraflarına yapılmadığını, dava tarihi ile hacizden ve yapılan takip işlemlerinden haberdar olduklarını, taşınmaza takdir edilen değerin piyasa rayiçleri ile uyumlu olmadığını, ayrıca taşınmazın müvekkilinin haline münasip tek evi olup haczinin mümkün bulunmadığını beyanla, kıymet takdirine itirazlarının kabulü ile taşınmazın kıymetinin yeniden tespitine, haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile taşınmaz kaydına konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İcra Hukuk) Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla yapılan takibe karşı borçlunun, haczedilen taşınmazların haline münasip evi olduğunu ve çiftçilik yaptığını belirterek haczin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, takip konusu borcun haczedilen eşyanın bedelinden doğması nedeniyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK 82/son maddesinin uygulanabilmesi için takip konusu borcun haczedilen eşyanın bedelinden doğduğunun yazılı delille ispatı gerekir....
İcra ve İflas Kanunu ve takip hukuku ilkelerine göre aslolan alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçluların tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal düzenlemenin bulunması zorunludur. Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerekir. İİK.nun 82. maddesinin amacına uygun biçimde haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmek için borçlunun bir meslek ifa eden gerçek şahıs olması gerekir. Meslek ancak gerçek kişiler için söz konusu olup tüzel kişi olan borçluların bu hükme dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunmaları mümkün değildir. Somut olayda şikayetçi borçlunun limited şirket olduğu görülmektedir. Bu durumda mahkemece haczedilmezlik şikayetinin tümüyle reddi gerekirken kısmen kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Haczedilmezlik şikayetine ilişkin talebin tüm dosya kapsamına göre yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Diğer bir şikayet konusu ise ödeme hususundadır. Yargılama aşamasında davacı veya vekili ödeme yapıldığına ilişkin herhangi bir ödeme belgesi sunmamıştır. Ödeme dekontları olduğu iddia edilen dekontlardaki miktarlar ve açıklamalar birbiri ile uyuşmamaktadır. Ödeme yapıldığını kanıtlayamayan davacının ödemeye yönelik şikayetinin, haczedilmezlik şikayetinin ve tebligatların usulsüzlüğüne yönelik şikayetlerin ayrı ayrı reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.'' şeklindeki gerekçe ile "Şikayetlerin ayrı ayrı reddine" karar verilmiştir....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı tarafından hükmün kısmen kabul edilen kısımları yönünden istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 4 ve 12. bendine dayalı haczedilmezlik şikayetidir....