Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; haczedilmezlik şikayeti için sürenin haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün olduğunu hak düşürücü süre aşıldığından davanın süre yönünden usulden reddini, borçlu taşınmazın maliki olmadığından davanın tarafı olamayacağını, borçlu ile aynı çatı altında yaşayan ailesinin meskeniyet iddiasında bulunabileceğini davacı borçlu Adnan Yılmaz'ın kızı olduğunu fakat tapuda taşınmaz maliki Mesut Özmen olduğunu bu nedenle haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmek için aktif dava ehliyeti bulunmadığını beyanla davanın usulden reddini istemiştir. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: ".......
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki meskeniyet şikayeti üzerine yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacının meskeniyet şikayetinin kısmen kabulü kısmen reddine karar verilmiştir. Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince borçlunun istinaf talebinin HMK 353(1)-b/1 maddesi gereğince esastan reddine, alacaklının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, süresinde yapılmayan meskeniyet şikayetinin usulden reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı/borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Mahalesi, ... mevkii, 980 Ada 20 parsel sayılı taşınmazın haczedildiğini, haczedilen taşınmaz üzerinde evlerinin bulunduğunu, bahse konu evin haline münasip evi olduğunu ileri sürerek, meskeniyet şikayetinde bulunmuş, mahkemece meskeniyet şikayeti açısından belediyeden su faturasının mesken olarak kesilip kesilmediği sorulmuş gelen yazı cevabında meskeniyet iddiasında bulunulan yerin işyeri olarak faturalandırıldığı, 31.10.2014 tarihinde yapılan keşif sırasında borçlunun bu yerin işçilerin yemek vs ihtiyaçları için kullanıldığı beyanı esas alınarak haczedilmezlik şikayetinin reddine karar verildiği görülmektedir. İİK’nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince; borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir....
Buna göre, aşkın haciz şikayeti yönünden verilen kararın kesin nitelikte bulunduğu anlaşılmakla İİK'nun 365/3. maddesi gereğince aşkın haciz şikayetine ilişkin verilen karara yönelik istinaf başvuru dilekçesinin reddine karar vermek gerektiği, Meskeniyet Şikayeti yönünden istinaf başvurusunun incelenmesinde, ilk derece mahkemesince belirtildiği üzere meskeniyet şikayeti ancak haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanmakta olup, davacılar aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte haciz safhası olmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı bulunmamaktadır. Bu sebeple davacıların meskeniyet şikayetinin ilk derece mahkemesince reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Dava aşkın haciz şikayeti ve İİK 82/1- 12 maddesinde belirtilen meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir....
İİK.nun 82/12.maddesinde düzenlenen meskeniyet şikayeti, aynı yasanın 16.maddesi gereği yasal 7 günlük sürede yapılmalıdır. Şikayet süresi, İİK. nun 16/l.maddesi uyarınca yedi gün olup; şikayet konusu işlemin öğrenildiği tarihten başlar. Şikayet konusu işlem şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden başlar. Ancak tebliğ tarihinden daha önce öğrenmiş ise öğrenme tarihinden başlayacağı tabidir. ( Yargıtay 34 XX 340/27204, 2012/11676 E.K ) Meskeniyet iddiasında bulunulan taşınmazın kaydına 03/11/2017 tarihinde haciz şerhi işlenmiş, borçlu 03/01/2019 tarihli dilekçesi ile bu haczin kaldırılmasını talep etmiş olup, borçlu/davacı da en geç bu tarihte davaya konu taşınmazın haczinden haberdar olmuş demektir. Bu sebeple de 7 günlük şikâyet süresi 03/01/2019 tarihinde başlamıştır. Ancak davacının bu tarihten sonraki 7 günlük süreyi geçirdikten sonra 30/01/2019 tarihinde haczedilmezlik şikâyetinde bulunduğu anlaşılmıştır....
Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir....
Mahkemece; aile konutu şerhi bulunan taşınmazla ilgili meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinin, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olduğu, anılan maddeye dayalı olarak tapuda lehine aile konutu şerhi verilen kişinin haczin kaldırılmasını istemesinin mümkün olmadığı (12.HD.2014/30622 esas 2014/29007), takipte borçlu sıfatı taşımayan üçüncü kişinin bu konuda şikayet hakkı bulunmadığı, şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Anayasanın 153.maddesinin son fıkrasına göre Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Anayasa Mahkemesinin 2016/10454 başvuru numaralı, 12/12/2019 tarihli (Emine Göksel başvurusu) kararında borçlu dışında ayrıca borçlunun eşinin de meskeniyet şikayeti hakkının olduğu kabul edilmiştir....
Borçlunun eşi T1 tarafından haczedilmezlik şikayeti açılmış, mahkemece şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde; borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı ifade edilmiştir. Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan, tapuda lehine aile konutu şerhi verilen 3. kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir. Bu nedenlerle mahkemece, şikayetin aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı vekili, her ne kadar AYM'nin bireysel başvuru kararını emsal göstermiş ise de, bu karar bireysel başvuru talebinde bulunan kişi yönünden sonuç doğurmakta olup, 3. kişilere herhangi bir etkisi yoktur, mer'i yasal düzenleme gereğince haczedilmezlik şikayeti borçluya tanınmış bir hak olup, eşin bundan yararlanması mümkün değildir....
Davalı vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafından sunulan haczedilmezlik şikayetine konu davanın hukuki yarar şartından yoksun olduğunu beyanla, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Dava, İİK'nun 82/1- 12 maddesi uyarınca açılmış meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti ile İİK'nun 82/1- 4 maddesi uyarınca açılmış haczedilmezlik şikayetine ilişkindir....