Karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunarak, dava dilekçesini tekrar ederek davalı alacaklı tarafından müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, müvekkili adına kayıtlı taşınmaz üzerine haciz şerhi işlendiğini, 103 davet kağıdının tebliğinden sonra yasal süresi içerisinde İİK. 82/12 maddesine göre yapılan haciz işleminin kanuna aykırı olması nedeniyle süresi içerisinde meskeniyet iddiasında bulunduklarını, mahkemece taleplerinin süresi içerisinde yapılmadığından reddine karar verildiğini, kararın hukuka aykırı olduğunu, 08/09/2022 tarihinde taraflarına e-tebligat yolu ile gönderilen tebligatın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı için 13/09/2022 tarihinde 103 davetiyesinin tebliğ edilmiş sayılacağını, haczedilemezlik şikayeti süresinin İİK.'...
haczedilemezlik şikayetinde bulunulmadığını, huzurdaki dava bakımından tebellüğ tarihi 16.12.2019 olarak belirtilmişse de, icra takip dosyasının muhteviyatı incelendiğinde de, 16.12.2019 da tebliğ edilen evrak, 103 Davet Kağıdı olmadığını, kıymet takdir raporu olduğunu, söz konusu haczedilemezlik şikayetinin, yasal süresi içerisinde yapılmadığı nazara alındığında, davacının meskeniyet iddiasının haksız olarak öne sürüldüğünün ortaya çıkacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir....
Dava dilekçesinde meskeniyet şikayeti ile birlikte Samsun İli Salıpazarı İlçesi Esatçifliği mevkinde bulunan 138 Ada 7 parsel ve 140 ada 11 parselde bulunan 2 adet fındık bahçesinin borçlunun geçimini sağlayan arazi olması nedeni ile İİK.82/4 maddesi gereğince haczedilemeyeceği şikayetinde bulunulduğu halde, mahkemece sadece meskeniyet şikayeti yönünden bilirkişi incelemesi yapıldığı, fındık bahçeleri yönünden herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadığı, mahkeme kararının gerekçesinde sadece meskeniyete konu taşınmazdan bahsedildiği, ancak hüküm kısmında genel bir ifadeyle davanın kabulüne, İstanbul 23.İcra Müdürlüğünün 2018/8557 Esas dosyasından davacının taşınmazı üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verildiği, hangi taşınmaz veya taşınmazlar üzerindeki haczin kaldırıldığı hususunda açıklık bulunmadığı, haczedilmezlik şikayetinde bulunulan iki adet fındık bahçesine ilişkin hacizlerin de kaldırılıp kaldırılmadığı hususunda tereddüt bulunduğu anlaşılmakla, istinaf talebinin diğer...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İİK 103 uyarınca davet kağıdının bizzat borçluya tebliğ edildiği şikayetin süresinden çok sonrasında yapıldığından bahisle, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından; ''... İİK mad. 16 uyarınca meskeniyet itirazının 7 günlük süreye tabii olduğu, davacı borçluya İİK 103 davet kağıdının 28/06/2017 ve 14/07/2017 tarihlerinde bizzat tebliğ edildiği, davacının taşınmazına konan hacizleri her 3 icra dosyası yönünden de İİK 103 davet kağıdını bizzat tebliğ aldığı, tebliğ tarihlerinde öğrendiği, tebligatların usulüne uygun bizzat borçlunun kendine yapıldığı dikkate alındığından usulsüz tebliğ şikayeti yerinde görülmemiş, mahkememize meskeniyet şikayeti davası da öğrenme tarihinden itibaren, 7 günden çok sonra 24/01/2018 tarihinde açıldığı, meskeniyet şikayeti davasının süresinde açılmadığı ..'' şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/ 459 – 916 E.K. sayılı kararı ile bozmaya uyularak usulsüz tebligat şikayeti yönünden yapılan inceleme sonucunda tebliğ tarihinin 22/10/2010 olarak düzeltildiği, buna göre zamanaşımı itirazının 5 günlük sürede yapılmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği, bu kararın temyiz ve karar düzeltme aşamalarından geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır. İİK'nun 58/3 ve 61/1. maddelerine aykırılık nedeniyle ödeme emrine yönelik şikayet aynı kanunun 16/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliği üzerine yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılması gerekir. Somut olayda borçlunun mahkemeye ilk şikayeti üzerine ödeme emri tebliğ tarihi 22/10/2010 olarak düzeltildiğine göre, borçlunun o yargılamada karar verilmediği iddiası ile mahkemeye aynı konulu şikayeti, kesinleşen mahkeme kararı ile düzeltilen tebliğ tarihine göre İİK. nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal süreden sonradır....
yla ilgili icra memuru işleminin şikayeti mahiyetinde açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda davacı borçlunun emekli maaşı üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verildiği gerekçesiyle icra dosyasında haksız olarak davacı maaşından kesilmiş olan tutarın iadesine, manevi tazminatla ilgili davanın ise reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından; davacının manevi tazminat dışındaki talebi esas itibariyle takip sırasında haczedilemezlik şikayeti nedeniyle ödenen paranın iadesi istemine ilişkin olup bu hususta ... 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 05/01/2012 tarih ve 2012/9 esas, 2012/6 karar sayılı dosyasında şikayetin kabulüne karar verilmiş olmakla davacının bu talebe ilişkin olarak eldeki davanın açılmasında hukuki yararı bulunmamaktadır. Zira bir kimsenin hakkına ulaşmak için mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın varlığından söz edilebilir....
Davalı alacaklı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, borçluya 103 örnek haciz davetiyesinin tebliğ edildiğini ve süresinde şikayette bulunmadığını, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre borçluya 103 örnek haciz davetiyesinin tebliğ edilmesinden sonraki yasal 7 günlük süre içinde şikayette bulunulmadığı hallerde süre geçtikten sonra yapılan şikayetin süre aşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini, İKKnun 82 maddesi gereğince haczedilemezlik şikayeti, aynı kanunun 16/1 maddesine göre 7 günlük süreye tabi olduğunu, bu sürenin hak düşürücü nitelikte olduğunu, borçlu tarafından hacze konu ev için ipotek verildiğini, borçlunun aynı borçtan dolayı evini ipotek ettirdiğini, söz konusu ipotek alacaklarının huzurdaki davada davalı olan şahıslardan oluştuğunu, ipotek alacaklılarına karşı meskeniyet iddiasında bulunulamayacağını, hacze konu meskenin oldukça lüks ve değeri yüksek bir konut olduğunu ve borçlunun haline münasip evi kapsamında...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; ''Şikayet dilekçesinin usuli incelemesinde; şikayetçi tarafın şikayet yoluna başvurma hakkı bulunduğu, mahkememizin şikayeti incelemeye yetkili olduğu anlaşılmış ve şikayetin süresinde olup olmadığı hususunda incelemeye geçilmesine karar verilmiştir. İİK'nın 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Anılan süre aşılarak gerçekleştirilen şikayetlerin esasına girilerek hüküm verilmesine, İİK 16, İİK 18, HMK 322, 114 ve 114/2 maddesi izin vermemektedir. Süre dava şartıdır. Öne sürülsün ya da sürülmesin şartın tahakkuk edip etmediğini dikkate alıp değerlendirmek hem İİK 16.madde hem de HMK 114 .maddesi ile yargıca verilmiş bir yetki ve yükümlülüktür....
Hukuk Dairesinin içtihatlarıda bu yönde olduğunu, borçlu borcunu ifa etmediğinde alacaklılar borçlunun malvarlığına müracaat edeceklerini borçlunun mal varlığı unsurları alacaklılar bakımından bir nevi teminat teşkil ettiğini, borçlu borcundan dolayı kural olarak tüm mal, hak ve alacakları ile sorumlu olduğunu, bununla birlikte gerek insani düşünceler gerekse kamu düzeni düşüncesiyle borçlunun kendi hayatını ve ailesinin hayatını devam ettirebilmesi için bazı malları hacizden muaf tutulduğunu, bunlardan biri de İİK m.82/12'de düzenlenmiş bulunan borçlunun haline münasip evi olduğunu, haline münasip evi haczedilen borçlu şikayet yoluna başvurarak evinin haczedilemeyeceğini ileri sürebileceğini, bu iddiayı borçlunun yanı sıra aile fertlerinin de ile sürebileceği kabul edildiğini, haczedilemezlik iddiası sadece cüzi icrada değil külli icrada da ileri sürülebileceğini, İİK'nun 82/12 maddesine göre haline münhasır evinin haczedilemeyeceği amir hükmünde olduğunu, hiçbir görevli kanunun aksine...
İİK.'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde; borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı ifade edilmiştir. Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan, tapuda lehine aile konutu şerhi verilen 3. kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir. Öte yandan, İİK. nun 82/12. maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası, haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığından ve meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de olmadığından, meskeniyet iddiasının dinlenmesi de mümkün değildir. O halde mahkemece, şikayetin aktif husumet yokluğu nedeni ile reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan mahkeme kararının onanması yoluna gidilmiştir....