Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan Gereği görüşülüp düşünüldü: 1) İftira suçunun özel bir halini düzenleyen TCK.nın 268. maddesinde tanımlanan "başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması" suçunun oluşabilmesi için, kişinin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanması gerektiği, somut olayda; sanığa isnat olunan, sürücü belgesiz araç kullanma eylemi nedeniyle idari yaptırım gerektiren trafik ceza tutanağı düzenlenmesi sırasında müştekiye ait kimlik bilgilerini kullanarak imzalamasından ibaret eyleminin, TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçunu oluşturacağı ve hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, 2) Kabul ve uygulamaya göre de; a) Gerekçeli...

    ifadesi alınırken kollukta, Cumhuriyet Savcısına verdiği ifadede, Sulh Ceza Mahkemesindeki sorgusunda kendi kimlik bilgileri yerine abisinin ismini vermesi şeklinde gerçekleşen olayda eyleminden dolayı, TCK'nın "fikri içtima"yı düzenlenen 44. maddesi gereğince, en ağır cezayı gerektiren "iftira" suçundan hüküm kurulmasıyla yetinilmesi gerekirken, ayrıca "yalan beyanda bulunma" suçundan da hükümlülük kararı verilmesi, B-Sanığın müştekiler ... ve ...'...

      "İçtihat Metni"Resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan sanık ...'...

        Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanığın hırsızlık suçu şüphesiyle yakalandığında başkasının kimlik bilgilerini kendi kimliği gibi kolluk güçlerine bildirme ve gerçeğin parmak izi araştırması sonucu ortaya çıkması eyleminin, TCY 268 maddesi yollamasıyla 267/1. maddesindeki suçu oluşturduğu gözetilmeden, ".... iftira konusu suçtan dolayı sanık hakkında unsurları oluşmadığından kovuşturmasızlık kararı verilmesi karşısında, TCY 268. maddesinde öngörülen (işlediği suç nedeniyle kovuşturma veya soruşturma yapılmasını engellemek amacıyla başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma...) unsurunun olayda gerçekleşmediği....." gerekçesiyle TCY 206. maddesinde tanımlanan resmi belgenin düzenlenmesi sırasında yalan beyanda bulunma suçundan hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş ve sanık ...'...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması HÜKÜM : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanığa atılı “Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçunun oluşabilmesi için, failin işlemiş olduğu bir suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla hareket etmesi gerektiği, suç soruşturma veya kovuşturması için düzenlenenler dışındaki diğer resmi belgelerin düzenlenmesi aşamasında görevlilere kimliği ile ilgili yalan beyanda bulunma eyleminin TCK.nun 206/1. maddesinde öngörülen suçu oluşturacağı, somut olayda, sanığın trafik ceza tutanağı düzenlenmesi sırasında müştekiye ait kimlik bilgilerini içeren sahte sürücü belgesini ibraz etmesi ve verdiği kimlik bilgilerine göre sürücü belgesi geri alma tutanağının düzenlenmesine neden olması şeklindeki eylemin TCK’nın 206. maddesinde tanımlanan “Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” suçunu oluşturacağı...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan HÜKÜM : TCK 206/1, 53/1-a,b,d,e maddeleri gereğince; 3 ay hapis cezası ve yasada sayılı haklardan yoksun bırakılmasına. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4, 104/2 maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının suç tarihi olan 10.02.2004 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama...

              nın eyleminin, TCK.nın 268/1 maddesi yollamasıyla 267/1 maddesinde düzenlenen işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanmak suçuna uyduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde TCK.nın 206/1 madde ve fıkrasında düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan mahkumiyetine karar verilmesi, Yasaya aykırı sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı CMK.nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 8/1. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı yasanın 326/son maddesi gereği kazanılmış hakların saklı tutulmasına, 22.02.2017 gününde oybirliği ile karar verildi....

                "İçtihat Metni"Cinsel taciz ve kimliği hakkında yalan beyanda bulunma suçlarından sanık ...'nın yapılan yargılaması sonunda; atılı suçlardan mahkûmiyetine dair Ankara 9. Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 21.10.2008 gün ve 2007/1251 Esas, 2008/1196 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü: Sanık ...'ın bir çok kere müşteki sanığı telefonla arayarak kendisinden hoşlandığını ve tanışmak istediğini söylediği sabit olduğu halde, hakkında cinsel taciz suçundan teselsül hükümlerinin uygulanmaması karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen mahkûmiyet hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle ONANMASINA, 20.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Yalan Beyanda Bulunma HÜKÜM : 5237 sayılı TCK.nun 206, 52/2, 31/3, 52/4. maddeleri uyarınca 400 YTL Adli Para Cezası 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken ve 5219 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 1412 sayılı CMUK.nun 305. maddesindeki temyiz kesinlik sınırının 21.07.2004 tarihinden itibaren 2.000 TL.ye çıkartılmış olması nedeniyle sanık hakkında doğrudan hükmolunan ve kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşılan 400 TL adli para cezasıyla mahkumiyetine dair hükme yönelik o yer Cumhuriyet savcısının ve sanık müdafiinin temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK. nun 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE, 15.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Güveni kötüye kullanma, kişi hüviyeti veya sıfatına ilişkin yalan beyanda bulunma HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Suç tarihleri olan 29.05.2003 ve 31.05.2003’ten inceleme tarihine kadar 765 sayılı TCK'nın 102/4 ve 104/2.maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık dava zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından; diğer yönleri incelenmeksizin hükmün 5320 sayılı Yasa’nın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.un 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davalarının 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE, 27.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu