Sulh Ceza Mahkemesi TARİHİ : 12/03/2012 NUMARASI : 2011/577 (E) ve 2012/480 (K) SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan Yalan beyanda bulunma suçunun oluşması için beyan üzerine belge düzenlemeye yetkili kişinin memur olması gerekli ve yeterli olup, beyanda bulunanın yani sanığın memur olması gerekmediğinden yüklenen suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı anlaşıldığından, katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibariyle doğru olan hükmün istem gibi ONANMASINA, 24.12.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....
müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kimliği hakkında yalan beyanda bulunmak suçundan açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 28.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda “...” adresine kanunun gösterdiği usullere göre daha önce bir tebligat yapılmadığından, belirtilen adreste 35.maddeye göre yapılan tebligat işlemi de geçersiz olduğundan, sanığın temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; 1-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA 2-Sanık hakkında kişi hüviyeti hakkında yalan beyanda bulunma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sanığın eylemine uyan 765 sayılı TCK'nun 343/2 maddesindeki kişi hüviyeti hakkında yalan beyanda bulunma suçu için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı Yasanın 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirtilen 7 yıl 6 aylık genel dava zamanaşımının, suçun işlendiği 16.04.2003 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın...
ye ait olan ancak kendi fotoğrafını yapıştırdığı nüfus cüzdanını çıkarıp ibraz etmek isterken, kolluk görevlilerinin sanığın çantasında başka bir nüfus cüzdanı daha olduğunu fark ettiği ve yapılan arama sonucu çantasından kendisine ait nüfus cüzdanının bulunduğu ve belgelerin de gerçek kimlik bilgilerine göre düzenlendiğinin anlaşılması karşısında; sanığın eyleminin 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesinde düzenlenen "Kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunma" kabahatini oluşturduğu gözetilmeyerek TCK'nın 206/1. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan hüküm kurulması, 2-Kabul ve uygulamaya göre de; Anayasa Mahkemesi'nin, TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi evrak tanzimi sırasında kimliği hakkında yalan beyanda bulunma HÜKÜM : Düşme Sanığın "zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesi" hükmünü temyizde hukuki menfaati bulunmayıp, gerekçeye de yönelik olmayan temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi gereğince istem gibi REDDİNE, 02.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi Gereği görüşülüp düşünüldü: İşlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını engellemek amacıyla başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma eyleminin TCK.nın 268. maddesinde düzenlenen "başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması" suçunu, suç soruşturma veya kovuşturması için düzenlenenler dışındaki diğer resmi belgelerin düzenlenmesi sırasında görevlilere kimliği ile ilgili yalan beyanda bulunma eyleminin ise, TCK.nın 206/1. maddesinde öngörülen "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunu oluşturacağı; somut olayda sanığın trafik kuralı ihlali yapıp, mağdura ait kimliği kullanarak, onun adına idari para cezası düzenlenmesine sebebiyet vermesi ve mağdur hakkındaki yakalama kararının gereği olarak İstanbul 17....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, yalan beyanda bulunma HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Somut olayda uygulama koşulları oluşmadığı halde hırsızlık suçundan verilen cezadan TCK'nın 145. maddesiyle indirim yapılması karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA, 28/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazının reddine, ancak; İşlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını engellemek amacıyla başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma eyleminin TCK.nın 268. maddesinde düzenlenen "başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması" suçunu, suç soruşturma veya kovuşturması için düzenlenenler dışındaki diğer resmi belgelerin düzenlenmesi sırasında görevlilere kimliği ile ilgili yalan beyanda bulunma eyleminin ise, TCK.nın 206/1. maddesinde öngörülen "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunu oluşturacağı; somut olayda cezaevi firarisi olan ve üzerinde 6136 sayılı Yasa kapsamında yasak nitelikte silah taşıyan sanığın, kolluk görevlilerince yakalanması üzerine hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla abisi olan mağdur ...’e ait kimlik bilgilerini kullanması şeklindeki eyleminin başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunu oluşturacağı hukuki durumunun...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kişi hüviyet veya sıfatına ilişkin yalan beyanda bulunma HÜKÜM : TCK 343/2 maddeleri gereğince; 1 yıl 6 ay hpc Sanığın 20.08.2002 tarihinde işlediği suç nedeniyle gözaltına alındığında kimliği hakkında yalan beyanda bulunduğunun anlaşılması karşısında, gerekçeli karar başlığına yanlış yazılan suç tarihinin 20.08.2002 tarihi olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Yasanın 9. maddeleri hükmü karşısında; yüklenen suçun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, 20.08.2002 suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme, kimliği hakkında yalan beyanda bulunma HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: A-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanık ...’ın temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, sanık hakkındaki usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, B-Sanık hakkında adli mercilere kimliği hakkında yalan beyanda bulunmak suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince; Sanığın eylemine uyan 765 sayılı TCK'nın 343/2 maddesindeki adli mercilere kimliği hakkında yalan beyanda bulunmak suçu için öngörülen cezanın türü ve süresine göre; aynı Yasanın 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirtilen 7 yıl 6 aylık zamanaşımının suç tarihi olan...