"İçtihat Metni"Davacılar (İhtiyati haciz isteyenler) 1)... 2)... Liman vek. Av. ... ile davalılar (ihtiyati haciz kaldırılmasını isteyenler) 1)... 2)... Altınbaşak Un Fabrikası A.Ş. vek. Av. ... aralarındaki itirazın iptali davası hakkında ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 27.12.2013 gün ve 2010/620 - Derdest sayılı hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427'nci maddesi uyarınca mahkemece verilecek nihai kararlar temyiz edilebilir. Öte yandan İhtiyati haciz isteminin reddi ve ihtiyati haciz kararına itiraz hakkındaki kararların temyiz edilebileceği İİK’nun 258 ve 265’inci maddelerinde düzenlenmiş ise de İİK’nun 266’ncı maddesine göre teminat karşılığında ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin kararların temyiz edilebileceğine dair bir kanun hükmü bulunmamaktadır....
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; mahkemenin, haciz ihbarnameleri tebliğine ilişkin işlemlerin Tebligat Kanununun 21/1. maddesine uygun şekilde yapılmadığına yönelik değerlendirmelerinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak mahkemece; davacılara gönderilen 1. haciz ihbarnamesi tebliğine ilişkin işleminin usulsüz olduğunun tespiti ve bu tespit ile davacıların öğrenme tarihi olarak bildirdikleri tarih de gözetilerek birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin TK'nun 32. maddesine göre düzeltilmesi, birinci haciz ihbarnamesine ilişkin prosedür tamamlanmadan davacılara 2. ve 3. haciz ihbarnamesi tebliğ edilemeyeceği gözetilerek 2. ve 3. haciz ihbarnameleri tebliğine ilişkin işlemlerin yok hükmünde olduğunun tespiti ile yetinilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
İcra müdürünün haciz işlemini gerçekleştirdiği sırada, bir başka anlatımla haciz tarihinde, taşınmazın borçlu adına kayıtlı olması zorunlu ve yeterlidir. Böyle olduğu takdirde icra müdürünün haciz işleminde bir usulsüzlük bulunmadığı sonucuna varılmalıdır (HGK. nun 13.6.2001 tarih, 2001/12-461 E. - 2001/516 K.) Haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmaz için 3. kişinin açmış olduğu tapu iptali ve tescil davasının kabul edilip kesinleşmesi dahi, haciz tarihindeki mülkiyet durumunu etkilemez. Tescil kararı hacizden sonra verildiğinden ve tapudaki hacizlerin kaldırılması yönünde bir hüküm de taşımadığından haczin kaldırılması istemi ancak 3. kişinin genel mahkemede açacağı davada tartışılabilir. Somut olayda, taşınmaz üzerine konulan haczin 21/01/2011 tarihli karar doğrultusunda 24/01/2011 tarihinde tapuya işlendiği, ......
Buna göre tapu iptali ve tescil ilamının kesinleşmesiyle mülkiyet hakkı lehine hüküm kurulan kişiye geçeceğinden, bu tarihten sonra eski malikin borcundan dolayı konulan haczin de kaldırılması gerekir. Somut olayda; Gaziantep 2. Tüketici Mahkemesinin 10.05.2009 tarihli ve 2017/621 E., 2019/445 K. sayılı kararında, şikayete konu haczin konulduğu taşınmazın borçlu adına kayıtlı tapusunun iptali ile şikayetçi 3. kişi adına tesciline karar verildiği, mahkeme kararının 04.06.2019 tarihinde kesinleştiği, eski malikin borcundan dolayı 27.05.2022 tarihinde taşınmaz üzerine haciz konulduğu, bahsi geçen taşınmazın 22.06.2022 tarihinde şikayetçi 3. kişi adına tescil edildiği, 19.07.2022 tarihinde mevcut şikayetin yapıldığı anlaşılmıştır. Yukarıdaki açıklamalar ve mevzuat hükümleri dikkate alındığında; şikayetçi 3. kişi kesinleşen mahkeme kararı ile haciz ve tescil tarihinden önce şikayete konu taşınmazın mülkiyetini hukuken hak kazanmıştır....
Somut olayda, şikayet eden madde 89 haciz ihbarnameleri safahatı uygulanmak suretiyle borç yedinde sayılan 3. kişi olup, bu tarihten itibaren kendisi için zamanaşımı süresi başlar. Asıl borçlu için zamanaşımı definin ileri sürülemeyeceğinin anlaşılmasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre temyizen incelenmesi istenen karar usul ve kanuna uygun olup, şikayetçi-borçlu vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....
e temlik edildiği, şirket yetkilisi ... tarafından verilen takibe itirazlarının bulunmadığına dair dilekçenin alacağı temlik eden ... tarafından gönderildiği, alacaklı ve borçlu arasında irtibatın bulunduğu, temlik alan davalı tarafından da firmanın nerelerden alacaklı olduğunun bilindiği ve gönderilen haciz ihbarnameleri gereğince dosyaya para yatırılmasının sağlandığıı, dava dışı firma ile davalı arasındaki senetten kaynaklı borç ve alacak ilişkisinin gerçek olmadığı, muvazaalı olduğu, gerekçesiyle ikinci sıradaki haciz işleminin iptali ile davalı ...'in sıra cetvelinden çıkarılmasına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Davalı vekili istinaf dilekçesinde; sıra cetvelinin ilk haciz koyan icra müdürlüğünce düzenlenmesi gerektiğini, ilk kesin haczin Elazığ 1....
Elyaf A.Ş.’ne devrettiğini, istihkak ve tasarrufun iptali davası sonucunda kira sözleşmesine ilişkin tasarrufun iptaline karar verildiğini, işyerini devralan ... Elyaf A.Ş’nin BK.nun 179.maddesi uyarınca sorumlu olduğunu ileri sürerek ihtiyati haciz talebinde bulunmuş mahkemece talebin İİK.nun 257.maddesine uygun olduğu gerekçesiyle borçlunun mal ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmiştir. ... Elyaf A.Ş vekili, ...Bankası A.Ş’nin 2004 yılında uyguladığı ihtiyati hacizle alacağın teminat altına alındığını, aynı alacakla tekrar ihtiyati haciz istenmesinin yerinde olmadığını ileri sürerek ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, ...Bankası A.Ş.’nin alacağının daha önce uygulanan ihtiyati hacizle teminat altına alındığı, tekrar ihtiyati haciz istenemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm banka vekili tarafından temyiz edilmiştir. ......
Kişilerdeki hak ve alacaklarına ihtiyaten haciz konulmasına karar verildiği, taraflar arasındaki itirazın iptali davasının devam ettiği, alacaklı tarafından henüz bir takip başlatılmadığı, bu durumda ihtiyati haciz kararı alındıktan sonra asıl icra takibine geçilmesinin söz konusu olmayacağı, kaldı ki, ihtiyati haczin dayanağı itirazın iptali davasında yargılama devam etmekte olup alacak miktarı hüküm altına alınmadığından, ihtiyati haczin teminat karşılığı kaldırılması istemini inceleme yetkisi, İİK'nın 265 ve 266. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz kararını veren (itirazın iptali davasının görüldüğü) mahkemeye ait olduğu gerekçesiyle açılan davada mahkemenin görevsizliğine, dava dosyasının görevli Adana 7. Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....
Somut olayda uyuşmazlık, icra müdürlüğünün haciz kaldırma işleminin mahkeme kararı ile iptali üzerine icra müdürlüğünce aynı mal (taşınmaz) üzerine, kaldırılan haciz tarihi itibarı ile haciz konulup konulamayacağına ilişkindir. Haczin kaldırılmasına ilişkin müdürlük işleminin icra mahkemesi tarafından iptal edilmesi halinde, daha önce kaldırılan haciz geçerli hale gelmez. Alacaklının, aynı mala (taşınmaza) haciz konulması için yeniden talepte bulunması gerekir. Talep üzerine konulacak bu haciz, yeni bir haciz işlemi olup, geçmişe etkili olmaz. Zira hatalı olsa bile icra müdürlüğünün kararı ile haciz kaldırılmış, bir diğer ifade ile o hacze ilişkin icra müdürü iradesi hukuki varlığını yitirmiştir. Bu durumda yapılacak tek şey icra müdürlüğünün haciz kaldırma işlemini iptal eden mahkeme kararı üzerine yeniden haciz konulması için talepte bulunulduğu tarih itibariyle yeni bir haciz tesis edilmesidir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/52 Esas 2019/230 Karar sayılı mahkeme kararının süresi içinde istinaf yolu ile tetkiki davacı vekili tarafından istenmesi üzerine dosya dairemize gönderilmekle dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı üçüncü kişi vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından dava dışı borçlu hakkında Mersin 6. İcra Dairesi'nin 2012/8831 E sayılı dosyasından başlatılan takip kapsamında davacı üçüncü kişiye İİK'nın 89/1 ve 2 maddeleri uyarınca birinci ve ikinci haciz ihbarnameleri gönderilmeden doğrudan üçüncü haciz ihbarnamesi tebliğ edildiğini, bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğunu, birinci ve ikinci haciz ihbarnameleri gönderilmeden üçüncü haciz ihbarnamesi tebliğ edilmiş olmasının üçüncü kişiyi borçlu haline getiremeyeceğini beyan etmiş, davacının davalıya her hangi bir borcu bulunmadığına karar verilmesini talep etmiştir....