Bankası T.A.O ile yapmış ve ileride yapacağı işlemlerle ilgili doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere on milyon, dört milyon, sekizyüz bin, üç milyon Türk Lirası bedeller ile ipotek tesis edildiği belirlenmiştir. Somut olayda Mahkemenin işbu dosyasında 05/08/2022 tarihli kararı ile ... ve ... yönünden 3.076.422,80 TL alacak yönünden ihtiyati haciz kararı verildiği, itiraz eden ...'ın ihtiyati haciz talep eden banka ile ... Şti arasında yapılan Kredi Genel Sözleşmesinde müteselsil kefil olduğu, İİK'nun 257.maddesi uyarınca rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının ihtiyati haciz talebinde bulunabileceği, İzmir ... ... Mahallesinde .... Şti'ne ait taşınmazlar üzerine adı geçen şirketin doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere talep eden banka lehine ipotek tesis edildiği, ipoteklerin itiraz eden ...'ın kefaleti lehine verilmediği, ihtiyati haciz isteyen Türkiye ......
Ancak; 1)Mahkemece, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedeli 290.281,45 TL olarak belirlendiği, acele kamulaştırma dosyasında ise taşınmazın bedelinin 482.543,45 TL olarak belirlendiği ve davalı tarafa ödendiği anlaşıldığından tespit edilen bedele faiz yürütülmemesi ve fazla yatırılan bedelin davalılardan alınarak davacı tarafa iadesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi, 2)Taşınmazın tapu kaydında bulunan haciz ve ipoteklerin hükmedilen bedele yansıtılmaması, Doğru değil ise de, bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; Gerekçeli kararın; a)Hüküm fıkrasının 1 nolu bendinin 2.paragrafının çıkartılmasına, yerine, (Kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen 290.281,45 TL'nin davalılara ödenen kamulaştırma bedelinden mahsubu ile fazla ödenen miktarın davalılardan hisseleri oranında tahsili ile davacı idareye verilmesine,) cümlesinin yazılmasına, b)Hüküm fıkrasına yeni bir bent olarak (Taşınmazın tapu kaydında bulunan haciz ve ipoteklerin...
, sözleşmeye konu taşınmazın davacı tarafa teslim edildiğini, taşınmaza ilişkin site aidatı, elektrik ve faturaların ödenmeye başlandığını ancak tapu devrinin yapılmadığını, davacı tarafından yapılan araştırmalarda davalı şirketin hem Kentplus Centium Tower projesinde hem de başka projelerde tapusunu almayan yüzlerce kişi olduğunun öğrenildiğini, internet üzerinden birçok haber sitelerinde ve sosyal medyada davalı şirket aleyhine yazılar yazılmaya başlanması üzerine, davalı şirket tarafından tüketicilere dairelerini ipotekli ve hacizli bir şekilde almaları gerektiğinin belirtildiği aksi halde yeni haciz ve ipoteklerin gelebileceğini ve bir daha asla daire sahibi olamayacakları söylenerek ve tapu harçlarını dahi tüketicilere ödeterek iş bu dairelerin tapularını ipotekli ve hacizli bir şekilde tüketicilere devir etmeye başladıklarını, davacı tarafından da davaya konu dairenin tapusunun ipotekli ve hacizli bir şekilde devir alındığını, ancak bu durumun malı ayıplı bir şekilde kabul edildiği...
, davacının, bu şerh konusunda bilgi sahibi olup, tapu sicilinin aleniliği ilkesi karşısında şerhten haberinin olmadığını iddia edemeyeceği gibi, sözleşmeyi bu bilgiyle imzaladığından, gelinen aşamada ipoteğin terkinini de talep edemeyeceğini, huzurdaki davada müflis şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, davacı, taşınmaz üzerindeki haciz ve ipoteklerin kaldırılmasını talep etmişse de taşınmaz üzerine haciz ve ipotekleri tesis eden müflis şirket olmadığından haciz ve ipoteklerin kaldırılması talebini müflis şirkete yöneltemez....
Davalı T3 Koza vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf haciz ve ipoteklerin fekki hususunda her ne kadar tarafımıza dava açmışsa da taşınmaz üzerindeki haciz ve ipotekleri kaldırması için dava edilmesi gereken taraf müvekkil şirket olmadığını, müvekkili şirket müşterilerinin sözleşme şartları yerine getirmesi halinde mülkiyet devrine hazır olduğunu, davacı tarafından satın alınan bağımsız bölüm üzerinde Akbank T.A.Ş. lehine 1.750.000.000,00 TL, T7 lehine 53.621.000,00 Euro değerinde ipotek tesis edildiğini, davacının ipoteklerin fekki hususundaki talebi açısından müvekkili Şirket sorumlu tutulamayacağından ve bu dava konusu açısından davada hasım gösterilemeyeceğinden husumet açısından iş bu davaya itiraz ettiklerini, müvekkili şirketin tapunun devrini gerçekleştirmek amacıyla gerekli prosedürü işleterek taşınmazların tapusunu devrettiğini, kötü niyetle açılmış ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini fazlaya ilişkin her türlü haklarının saklı kalmak kaydıyla, usule ilişkin...
Ancak; Dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki haciz ve ipoteklerin tespit edilen bedele yansıtılmamış olması ve "yol olarak terkini" yerine "yol ve yeşil alan olarak terkinine" karar verilmiş olması doğru görülmemiş ise de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden gerekçeli kararın 1 nolu hüküm fıkrasının üçüncü satırındaki "ve yeşil alan" sözcüklerinin metinden çıkarılması; (2) nolu hüküm fıkrasının birinci satırının sonuna "tapu kaydında mevcut haciz ve ipoteklerin tespit edilen bedele yansıtılmasına" sözleri ilave edilmek suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 24.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava konut satım sözleşmesinden kaynaklanan takyidatlardan arındırılmış tapu iptal ve tescil, ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin ve hacizlerin fekki istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karışı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir ''kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır'' şeklinde tarif edilmiştir....
Tüketici Mahkemesi’nin 2022/385 E. sayılı dosyasının 04/11/2022 tarihli ara kararı ile verilen cebri icra satışı engeller mahiyette ihtiyati tedbirin devamına yönelik kararın kaldırılması ve istinaf nedenleri doğrultusunda ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER: Tapu kaydı, konut satım sözleşmesi ve ekleri, delil listeleri sunulan ve toplanan deliller. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tüm takyidatlardan ari tescil, ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin fekki istemine ilişkindir....
Şahıslara devir ve temlikinin engellenmesi için teminatsız olarak tapu kayıtlarına ihtiyati tedbir konulmasına, bağımsız bölümlerin tapularının iptali ile satış sözleşmesinden sonra konulan davalılar lehine taşınmaz üzerinde bulunan ipoteklerin kaldırılması ve tüm haciz ve takyidatlardan arındırılmış olarak müvekkilimiz adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri cevap dilekçe özetle davanın reddini talep etmişlerdir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yüklenicinin temlikine dayalı davacı adına satış vaadi sözleşmesine göre tescili yapılan taşınmazdaki hukuki ayıp niteliğinde bulunan ipoteklerin fekki, terditli olarak da munzam zararın davalı T10- T8 A.Ş.den tahsili talebine yöneliktir. Mahkemece, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, davacı vekili ara kararını süresinde istinaf etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyadi tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir....