Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.12.2007 gününde verilen dilekçe ile haciz şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.10.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydındaki haciz şerhinin terkini istemine ilişkindir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından konulan haciz yargılama aşamasında kaldırıldığından, bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalılardan Çankaya Belediyesi tarafından konulan haciz şerhinin terkinine karar verilmiş, hükmü davalılar temyiz etmiş, karar Dairemizin 04.02.2010 tarihli ilamıyla ve ilamda yazılan nedenlerle bozulmuştur....

    Terkini istenen şerhin, hukuksal sebebi az yukarıda açıklanan Yasa hükümleri olup, Tapu Kadastro 13.Bölge Müdürlüğü’nce yapılan haciz şerhi işlemi Türk Medeni Kanunu’nun 1010. maddesi hükmüne uygun olarak yapılan tapu kütüğüne şerh işlemidir. Şerhin terkini davası, sicildeki şerhten hukuksal yararı bulunan kimselere karşı açılabilir. Tapu Sicil İdaresi yasa gereği işlem yapmış olup, haciz şerhinden yararlanan kimse durumunda değildir. Davada taraf ehliyeti dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece doğrudan gözetilmesi gerekir. Bu hukuksal nedenle, davanın pasif husumet yönünden reddi gerekirken, yazılı gerekçelerle reddedilmiş olması doğru olmadığından kararın bu sebeple bozulması gerekir ise de; mahkemece düşülen bu yanlışlığın giderilmesi, HUMK’nın 438/son maddesi gereğince, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden sonucu itibariyle doğru olan kararın gerekçesi değiştirilmek suretiyle açıklanan bu gerekçeyle düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.11.2014 gününde verilen dilekçe ile haciz şerhinin kaldırılması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, ... kaydındaki haciz şerhinin terkini istemine ilişkindir. Davacı vekili, maliki bulunduğu 51517 ada, 10 parselde bulunan 8 numaralı bağımsız bölüm üzerinde davalı kurumun yapmış olduğu takipten kaynaklanan haciz bulunduğunu, taşınmazın Ankara 3. Tüketici Mahkemesi 2012/13 Esas sayılı dosyada adına tescil ediliğini, hacizden, önceki malik ...in sorumlu olduğundan bahisle haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....

        Ancak; 1-2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10.maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava 4 aylık süre içinde sonuçlandırılmadığından 15.10.2011 tarihinden itibaren, belirlenen kamulaştırma bedeline faiz yürütülmemiş olması, 2-Dava konusu 341 ada 48 parsel üzerindeki haciz; 341 ada 49 parsel üzerindeki haciz ve ipotek şerhlerin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, a- Kamulaştırma bedelinin ödenmesine ilişkin hüküm fıkrasının sonuna gelmek üzere (Belirlenen kamulaştırma bedeline 15.10.2011 tarihinden, karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz uygulanmasına) cümlesinin yazılmasına, b-Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Dava konusu 341 ada 48 parselin tapu kaydındaki haciz; 341 ada 49 parselin tapu kaydındaki haciz ve ipotek şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece...

          Davalı alacaklı vekili, taşınmaza 01.11.2010 tarihinde haciz konulduğunu, davacı lehine verilen tescil kararının bu tarihten sonra olduğundan haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı Şükrü, açılan davayı kabul etmediğini ve reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece dava dışı ... ile davacı arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshine karar verildiği terkini talep edilen haciz şerhinin kişisel hakka dayalı nitelikte olduğu, anılan davanın yargılaması sırasında ihtiyati tedbir şerhi işlendikten sonra kamu borcuna dayalı olarak haciz şerhi tesis edildiği, yolsuz tescil durumunda oluşan şekli kayda dayanarak tesis edilen kişisel hakka dayılı şerhin lehine yolsuz tescil edilerek iptal edilerek kendisine döndürülen ayni hak sahibinin durumunu ağırlaştırmayacağı gözetilmesi gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            Ancak; 1-Dava konusu taşınmazın bedeline hükmedilen 50,25 m²' lik bölümünün terkini yerine yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Dava konusu taşınmazın tapu kaydında yeralan davalılardan ... payı üzerindeki haciz şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, a) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2. bendinde yeralan (taşınmazın kelimesinden sonra gelmek üzere bedeline hükmedilen 50,25 m²'lik bölümünün) ibaresinin eklenmesine, b) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Dava konusu taşınmazın tapu kaydında yeralan haciz şerhlerinin davalı ... payı yönünden hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 05/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Haciz şerhlerinin kaldırılması istemine gelince, bu nitelikteki davaların tapu kütüğünde yararına haciz şerhi konulan kişi veya kişilere yöneltilmesi gerekir. Zira, verilen şerhler onların yararınadır. Hükümle yaratılacak durumda yine onların hukukunu etkileyecektir. Dava konusu taşınmazlar üzerinde icra müdürlüğü, vergi dairesi ve sigorta il müdürlüğü lehine konulmuş haciz şerhleri bulunmaktadır. Dava sözü edilen kurumlara yöneltilmediğinden usul ekonomisi de dikkate alınarak davacıya lehine haciz şerhi konulan kurumlar hakkında dava açmak üzere uygun bir süre verilmeli, açılacak dava eldeki dava ile birleştirilmeli, yargılama sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Dava açılmadığı takdirde, tapu iptali ve tescil istemi şerhle yükümlü olarak sonuca bağlanmalı şerhlerin terkini istemi ile ilgili olarak da şimdiki gibi hüküm kurulmalıdır. Yukarıda değinilen yönler bir yana bırakılarak sadece şerhlerin terkini istemi varmış gibi hüküm kurulması doğru olmadığından karar bozulmalıdır....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.07.2008 gününde verilen dilekçe ile haciz şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.04.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 1815 ada 25 parselde kayıtlı C Blok 1 no'lu bağımsız bölümü 13.05.2005 tarihinde icra müdürlüğü tarafından yapılan ihale ile satın aldığını, taşınmaz mülkiyetini kazandıktan sonra davalı tarafından taşınmaz üzerine 07.07.2006 tarihinde haciz konulduğunu ileri sürerek kayıttaki haciz şerhinin terkinini istemiştir....

                  Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de taşınmaz kaydının terkini mümkündür. 2012/1667-3751 -2- Bu tür davalar tapu sicilindeki haciz lehdarı davalı gösterilmek suretiyle adli yargı yerinde görülmelidir. Somut olayda; davacı 158 ada 17 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında yer alan 11.04.2012 tarihli ve 3206 yevmiye numaralı haciz şerhinin terkinini istemiş olduğuna göre; davanın adli yargı yerinde tapu sicilinde haciz lehdarı olarak gösterilen kişiye husumet yöneltilmek suretiyle görülmesi gerekir. Mahkemece davaya bakma hususunda görevli olunmadığı kanaatine varıldığında ise, davanın yargı yolu yönünden değil görevli mahkeme gösterilmek suretiyle görev yönünden reddine karar verilmelidir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDAKİ ŞERHİN TERKİNİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; tapu kaydındaki haciz şerhinin terkini istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 20.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 27.01.2017 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2017 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 14.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,12.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu