e intikal edecek hisse üzerinde bulunan haciz şerhinin bu mirasçının hissesine düşecek kamulaştırma bedeline yansıtılmasına,) ibaresinin çıkartılmasına, yerine (hisesesi üzerinde bulanan haciz şerhlerinden Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün 24.12.2010 tarih ve 2010/877 sayılı yazıları gereğince tesis edilmiş olan haciz şerhinin mirascıları olan davalılar hissesine düşen bedele, diğer haciz şerhlerinin ise mirascı davalı M.. Y.. hissesine düşen bedele yansıtılmasına,) ibaresinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava konusu taşınmaz tapu kaydındaki “kesinleşmemiş ihale” şerhi icra takibi sonucu İcra Müdürünün haciz işlemi uygulaması suretiyle kayıtlara işlenmiştir. Gerçekten haciz kesinleşmiş icra takibinin konusu olan bir alacağın ödenmesini teminen borçluya ait ve hacze ... bulunan mallara bir bakıma takibi yapan icra müdürünün el koyması işlemidir. İcra ve İflas Kanununun 91.maddesi hükmünce gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve haczedilen eşya arasında ilişki kurulur ve malikin tasarruf yetkisi Türk Medeni Kanununun 1010.maddesi anlamında kısıtlanmış olur. Ne var ki somut uyuşmazlıkta dava konusu taşınmazlar üzerinde İcra Müdürlüğünün haciz işleminin etkisi sona ermiş başka bir ifade ile kayıtlardaki haciz şerhi kaldırılmıştır. Uyuşmazlıkta talep edilen haciz şerhinden sonra kayıtlara işlenen “kesinleşmemiş ihale” şerhinin terkinidir....
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. 29.08.1979 tarihli ve evmiye numarası ile dava konusu taşınmazların tapu kaydına konulan haciz şerhi lehtarınınolduğu ve davanın da yöneltilerek anılan haciz şerhlerinin terkini talep edildiği halde mahkemece, işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, davalı kurumda haciz şerhlerine ilişkin dayanak belgelerin bulunmadığından bahisle yanılgılı değerlendirme ile davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 01.11.2007 gününde verilen dilekçe ile haciz şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.12.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 1226 parsel sayılı taşınmaz kaydında 2.İcra Müdürlüğünün 2003/1725 sayılı dosyasındaki alacaktan dolayı haciz kaydının bulunduğunu, alacaklı davalı ile 45.000.YTL. ödendiği takdirde haczin terkin edileceğinin kabul edildiğini, bu bedel ödenmesine rağmen haciz şerhinin terkin edilmediğini ileri sürerek, kayıttaki haciz şerhinin terkinini istemiştir. Davalı, takibe konu alacağın tamamının ödenmediğini savunmuş, mahkemece haciz borcuna karşılık 45.000....
Kaydın terkini istenirken bu kayıtları tutmakla yükümlü tapu sicil müdürlüğünün davada hasım olacağı kuşkusuzdur. Pasif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddi doğru değildir" gerekçesi ile karar bozulmuştur. Davalı Hazine karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Bozma ilamında da vurgulandığı üzere Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi uyarınca haciz şerhi tapuya yazıldıktan sonra borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi veya sona ermesi halinde haczi koyan makamın yazısı ile ya da haciz lehtarının talebi ile terkin edilebilir. Haciz şerhinin usulsüz kaydı hallerinde ilgilisinin terkinine olur vermemesi durumunda taşınmaz maliki şerhin terkinini dava edebilir. Ancak, taşınmazın tapu kaydındaki haciz şerhlerinin her zaman yasal prosedürüne göre terkin edilmesi mümkün olmayabilir. Bu, haczi koyan ilgili makamın, taşınmaz malikinin ya da haciz lehtarının ilgisizliğinden kaynaklanabilir. Bu gibi durumlarda tapu kaydında duran haciz şerhi yolsuz hale gelecektir....
Haciz şerhinin usulsüz kaydı hallerinde ilgilisinin terkine olur vermemesi durumunda taşınmaz maliki, şerhin terkinini dava edebilir. Ancak, taşınmaz kaydındaki haciz şerhlerinin her zaman yasal prosedürüne göre terkin edilmesi mümkün olmayabilir. Bu hacizi koyan ilgili makamın, taşınmaz malikinin ya da haciz lehtarının ilgisizliğinden kaynaklanabilir. Bu gibi durumlarda tapu kaydında duran haciz şerhi yolsuz kayıt haline gelecektir. Somut olayda da; tapu kaydına işlenen haciz şerhlerinin dayanağı ve akibeti saptanamamış, kimlerin yararına konulduğu belirlenememiş bu nedenle de tapu sicil müdürlüğü tarafından davacının istemi karşılanamamış, sorunun dava yoluyla giderilmesi istenmiştir. Bilindiği gibi, tapu sicil müdürlüğü tapu kayıtlarının düzenli tutulması ile sorumludur. Kayıttaki hatalardan bireylerin hak ve işlem güvenliğini sağlamakla yükümlü olan Devlet sorumludur....
Kişi konumunda bulunduklarını, ayrıca şerhin terkini davalarında şerh sahibinin davada davalı olarak yer alması gerekirken mahkemece eksik inceleme sonucu karar verildiğini beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmişlerdir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, haciz şerhlerinin terkini isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı SGK Başkanlığı'nca iatinaf edilmiştir. Bilindiği üzere haciz, kesinleşmiş icra takibinin konusu olan bir alacağın ödenmesini teminen borçluya ait ve haczi kabil bulunan mallara alacaklının icra müdürlüğü aracılığı ile el koymasıdır. İİK'nun 91.maddesi hükmü gereğince gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında kurulan ilişki TMK'nun 1010.maddesi uyarınca tapu kütüğüne şerh verilmekle de sonradan üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir hale gelir. Haciz şerhinin terkini için açılan davalarda tapu sicil müdürlüğünün tapudaki ayni ve şahsi hakları ancak hak sahibinin başvurusu üzerine terkin edebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.09.2011 gününde verilen dilekçe ile haciz şerhinin terkini; birleştirilen davada da davacı ... vd. vekili tarafından davalı ... aleyhine 03.02.2012 gününde verilen dilekçe ile haciz şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; asıl ve birleştirilen davaların kabulüne dair verilen 02.10.2012 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi birleştirilen dava davalısı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 01.10.2013 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Av. ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü açıklaması dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R ... 6....
Bu takip nedeniyle ... adına kayıtlı birden çok taşınmaz kaydına da haciz konulmuştur. Alacak hacizli malların satışı ile elde edilecektir. Hemen belirtmek gerekirki üzerine haciz konulan taşınmaz ancak değeri kadar miktar ile borcu karşılayabilir. Bir diğer yönden değerlendirme yaptığımızda da şerhin terkinini isteyen kişi mülkiyetinde olan taşınmazın haciz alacağının karşılanması için taşınmazının satışını şerhin terkini ile engellemeye çalışmakta ve mülkiyet hakkını korumak istemektedir. Kısaca söylemek gerekirse, haciz şerhinin terkinine karar verildiğine göre, alacak tutarı ile haczedilen taşınmaz malın değerinden hangisi az ise, o değer üzerinden nispi oranda karar harcı alınması ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. ./.. 2009/11209 - 12796 - 3 - Mahkemece bu yön gözardı edilerek icra takibine konu alacağın tamamı üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğundan hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Dava, haciz şerhinin terkini istemine ilişkindir. Haciz, kesinleşmiş icra takibinin konusu olan bir alacağın ödenmesini teminen borçluya ait ve haczi kabil bulunan mallara bir bakıma takibi yapan icra müdürlüğünün el koyması işlemidir. İİK'nun 91. maddesi hükmü gereğince gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında ilişki kurulur ve tasarruf yetkisi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi anlamında kısıtlanmış olur. Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle hak sahibine eşya üzerinde dolaylı da olsa hakimiyet hakkı kurmasını sağlamaz ise de tasarruf yetkisinin dar manada kısıtlanması sonucunu doğurduğundan taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir....