"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi _K A R A R_ Asıl dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, tapudaki haciz şerhinin kaldırılması; karşı dava ise İİK’nın 277. vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın ve karşı davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı-karşı davacı ... tarafından tasarrufun iptali isteminin reddine dair verilen karar yönünden temyiz edilmiştir. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 12.02.2016 tarihli ve 2016/1 sayılı Kararına, davanın açıklanan niteliğine ve temyiz edenin sıfatına göre temyiz inceleme görevi Yargıtay ( 17. ) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 15.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Sosyal Güvenlik Kurumu vekili cevap dilekçesinde, ihtiyadi tedbir kararının taşınmazın üçüncü kişilere devrini önleme amacını taşıdığını, ihtiyadi haciz şerhinin konulurken taşınmazların malikinin hala ... olduğunu belirterek davanın reddinin savunmuştur.Davalı ... ... vekili cevap dilekçesinde, taşınmazların üzerine ihtiyadi haciz şerhinin konulurken malikinin hala ... olduğunu, ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/10 Esas, 2014/108 Karar sayılı kararında taşınmazların üzerindeki tüm takyidatlarla birlikte davacı adına tesciline karar verildiğini, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, yapılan garımenkul satış vaadi sözleşmelerinin muvazaalı olduğunu, bedelin düşük gösterildiğini, ... 'un borçlarını ödememek için bu yola başvurduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... SGK vekili temyiz etmiştir....
Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de taşınmaz kaydının terkini mümkündür. Somut olaya gelince, davacının murisi İ...S...'nün dava konusu 1296 ada 22 parsel sayılı 1 no'lu bağımsız bölümü İzmir .. Noterliği'nin 20.08.1975 tarihli düzenlenen vasiyetname ile davacı İ.. Ö..'ye vasiyet ettiği, murisin 21.02.2009 tarihinde öldüğü, muris İhsan'ın mirasçısı dava dışı C.. Ö..'nün borcu nedeniyle 28.04.2009 tarihinde dava konusu taşınmaz üzerindeki miras payına haciz konulduğu görülmektedir. İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/566 Esas 2011/237 Karar sayılı ilamı ile vasiyetnamenin tenfizi için davacı tarafından 16.12.2009 tarihinde açılan davanın 02.06.2011 tarihinde kesinleştiği ve 07.11.2012 tarihinde taşınmazın davacı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır....
Mahkemece, şikayet eden kurumun haciz yazısının 01.09.2006 tarihinde Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne ulaştığı, ancak işlerin yoğunluğu nedeniyle haciz şerhinin 18.10.2006 tarihinde sicile işlendiği, bu nedenle SSK.nun haciz tarihinin 01.09.2006 olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilerek şikayetin kabulüyle sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Şikayet edilen vekili, kararı temyiz etmiştir. Sicile kayıtlı motorlu taşıt kayden haczedilmişse, trafik siciline haciz şerhinin işlendiği tarih, haciz tarihidir. Bu nedenle mahkemece, şikâyet edenin haciz tarihinin, haciz müzekkeresinin trafik tescil şubesine ulaştığı tarih olarak kabul edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, şikâyet edenin haciz tarihinin haciz şerhinin işlendiği 18.10.2006. olarak kabul edilmesi gerekir. Ancak şikâyet edilenin sıra cetvelinde haciz tarihi olarak görünen 18.10.2006 tarihli haczi, ihtiyati haciz olup, şikâyet edenin haczinden sonra kesin hacze dönüşmüştür....
İcra Müdürlüğü'nün 2016/72169 Esas sayılı icra dosyası ile icra takiplerine başlattığını, maliki olduğu Batman ili, Merkez ilçesi 177 ada 1 parsel sayılı taşınmazda bulunan 1/174 paya sahip 3 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydına 08/04/2016 tarih ve 3797 yevmiye numaralı ihtiyati haciz şerhinin konulduğunu, 13/06/2013 tarihinde adı geçen şirket aleyhine aile konutu iddiasına dayalı olarak Batman Aile Mahkemesinin 2015/4125 Esas sayılı davanın açıldığını, bu davanın kabul ile sonuçlandığını ve kararın Yargıtay denetiminden geçerek 08/09/2016 tarihinde kesinleştiğini, aile konutu davası nedeniyle taşınmaz tapu kaydına 14/06/2013 tarihinde ihtiyati tedbir şerhinin işlendiğini, bu tedbir kararından sonra davalı şirketin haciz şerhlerinin tapuya tescil edildiğini, bu nedenle davalı tarafından konulan haciz şerhlerinin hukuka aykırı olduğunu belirterek 08/04/2016 tarih ve 3797 yevmiye numaralı haciz şerhinin terkinine karar verilmesini talep etmiştir. II....
İcra Müdürlüğünün 2016/9931 Esas sayılı takip dosyasından 04/04/2016 tarihinde konulduğu, mevcut durum dahilinde haciz şerhinin davacı yönünden hüküm ifade etmediği anlaşılmış, mahkememizin davaya bakmakta görevli ve yetkili olduğu takdiri ile bu yöndeki itirazlara itibar edilmediği anlaşıldığından; 1- Davanın KABULÜ ile ; Davacının Adana ili, Seyhan ilçesi, Kanalüstü mahallesi, 12274 ada, 2 parsel sayılı taşınmazda bulunan 113/3363(88,14 m2) payı üzerindeki 04/04/2016 tarih, 15337 yevmiye sayılı ihtiyati haciz şerhinin terkinine," dair karar verildiği görülmüştür. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir....
Belediyesi tarafından konulan haciz şerhinin ise terkinine karar verilmiş, hükmü davalılar temyiz etmişlerdir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davalıların diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Dava, haciz şerhinin terkini isteğine ilişkindir. Bu tür davalarda dava değeri haczin dayanağı alacak miktarına göre belirlenir, yargılama giderlerinden olan vekalet ücreti hesabında da bu miktar nazara alınır. Somut olayda; davacı, tapu kaydındaki iki ayrı haciz şerhinin terkini için dava açmıştır. Haciz işleminin dayanakları ve taraflarının farklı olması nedeniyle davada objektif dava birleşmesi oluşmuştur. Bu nedenle de her bir dava yönünden yargılama giderleri ve bu kapsamda vekalet ücreti dava değerine göre ayrı ayrı belirlenmeli, sorumlu tutulan kişiler de açıkça gösterilmelidir....
Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi, Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de taşınmaz kaydının terkini mümkündür. Eldeki dava konusu haciz şerhinin usulsüz konulup konulmadığının tespiti bakımından üzerinde durulması gereken sorun, davalı haciz lehtarının iyiniyetli olup olmadığının saptanmasıdır. Somut olayda; davalı tarafın dava dışı borçlu şirket aleyhine yaptığı takipte, borcun sebebi "15.07.2013 tarihli 150.000,00 TL" alacak olarak gösterilmiş olup, ne takipte ne de cevap dilekçesinde alacağın sebebine, varlığına ya da haklılığına dair bir savunma yapılmamıştır. Ayrıca alacağın tarihi 15.07.2013 olarak bildirilmiş iken, takip 07.03.2016 günü başlatılmıştır....
in kusurlu ve sorumlu olduğu, davanın da bu davalılarca kabul edildiği, bağımsız bölümün tahsisinin mülkiyeti geçirmeyeceği, mülkiyetin kooperatif adına kayıtlı olması nedeniyle alacaklıların haciz uygulattırmalarının yasal olduğu, haczin kaldırılması ve takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti taleplerin usule ve kanuna uygun düşmediği gerekçesiyle, tescil istemi yönünden davanın kabulüne, menfi tespit ve haczin kaldırılması istemlerinin reddine karar verilmiştir. Mahkemece, tescil yönünden davanın kabulüne, menfi tespit ve haczin kaldırılması istemnin reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyiz istemi üzerine Dairemizin 04.02.2013 tarih ve 2012/6450-2013/493E-K sayılı ilamıyla onanmıştır. Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur....
İstinaf Sebepleri Davalı alacaklı istinaf dilekçesinde; şikayetçi üçüncü kişi haciz alacaklısı tarafından dava açılırken maktu harç yatırmasının hatalı olduğunu, ipotek bedeli üzerinden yatırılması gereken nispi harcın tamamlanması için şikayetçiye kesin süre verilmesi, yatırılmaması halinde dava şartı yokluğundan şikayetin reddine karar verilmesi gerektiğini, rehin hakkının tapu sicilinin aleniliği ve tapuya güven ilkeleri gereğince herkese karşı ileri sürülebileceğini, taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiği tarihte şikayetçinin haciz şerhinin bulunmadığını, ipotekli taşınmazın satışı sonrası elde edilen ihale bedelinin takip miktarını karşılamadığından sıra cetveli yapılmasına gerek olmadığını ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılması ile şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. C....