Sarıömeroğlu; "Sayın çoğunluk ile aramızdaki sorun; sanığın üzerine atılı eylemin 5237 sayılı TCK'nun 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu mu, yoksa 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 40. maddesinde düzenlenmiş olan kimliği bildirmeme kabahatini mi oluşturduğu noktasında toplanmaktadır. TCK'nun 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçunda; resmi belge düzenleyecek bir kamu görevlisinin huzurunda ve resmi belge düzenlenirken yalan beyanda bulunmanın gerekliliği açıktır. Belge düzenleme, belgenin içeriğine göre bir çok şekilde gerçekleşebilir. Belge düzenleme; ifade alma, herhangi bir fiilin, olayın veya olgunun kamu görevlisince tutanağa bağlanması şeklinde olabilir. Suçun failinin, belge düzenlenirken ifade almaya, olaya, olguya, tespite yönelik beyanı tutanağa geçilirken yalan beyanda bulunması gerekmektedir....
H.D kararında; mal beyanı dilekçesinin gayrımenkul malı bulunup bulunmadığı açıklaması içermediği için bu dilekçenin usulüne uygun mal beyanı dilekçesi olmadığı kabul edilmiş ve dolayısıyla gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçunun unsurlarının oluşmadığı belirtilmiştir. Oysa İ.İ.K'nın 74. maddesinin sözü ve özü birlikte değerlendirildiğinde ve ayrıca 163 nolu ödeme emrindeki ihtarat gözönünde tutulduğunda olması gerekenin borcu karşılayacak nitelikte ve yeterlilikte malların bildirilmesidir. Bilerek eksik mal bildirme de yalan beyan suçunu oluşturur. Somut olayda borçlunun mal beyanı dilekçesinde gayrımenkulünü belirtmemesi alacaklıdan mal kaçırma kastından, dolayısıyla kötü niyetinden kaynaklanmaktadır. Bilerek yalan beyanda bulunmuştur. Aksinin düşünülmesi iyi niyetli alacaklının cezalandırılması kötü niyetli borçluların korunması ve ödüllendirilmesi sonucunu doğurur ve ayrıca bu sonuç yasa koyucunun amacına da aykırı bir değerlendirme olur. Açıkladığım nedenlerle Ankara 9....
H.D kararında; mal beyanı dilekçesinin gayrımenkul malı bulunup bulunmadığı açıklaması içermediği için bu dilekçenin usulüne uygun mal beyanı dilekçesi olmadığı kabul edilmiş ve dolayısıyla gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçunun unsurlarının oluşmadığı belirtilmiştir. Oysa İ.İ.K'nın 74. maddesinin sözü ve özü birlikte değerlendirildiğinde ve ayrıca 163 nolu ödeme emrindeki ihtarat gözönünde tutulduğunda olması gerekenin borcu karşılayacak nitelikte ve yeterlilikte malların bildirilmesidir. Bilerek eksik mal bildirme de yalan beyan suçunu oluşturur. Somut olayda borçlunun mal beyanı dilekçesinde gayrımenkulünü belirtmemesi alacaklıdan mal kaçırma kastından, dolayısıyla kötü niyetinden kaynaklanmaktadır. Bilerek yalan beyanda bulunmuştur. Aksinin düşünülmesi iyi niyetli alacaklının cezalandırılması kötü niyetli borçluların korunması ve ödüllendirilmesi sonucunu doğurur ve ayrıca bu sonuç yasa koyucunun amacına da aykırı bir değerlendirme olur. Açıkladığım nedenlerle Ankara 9....
Kamu görevlisine görevi nedeniyle resmi bir belge düzenlediği sırada yalan beyanda bulunulması halinde, TCK’nın 206. maddesi uygulanacaktır. Resmi belge düzenlenmesi sırasında olmayıp da kamu görevinin gereği gibi yerine getirilebilmesi için, kamu görevlisinin göreviyle bağlantılı olarak sorması durumunda, kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunulması veya kimlik ve adresle ilgili bilgi vermekten kaçınılması halinde Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesi uyarınca idari para cezası verilmesi gerekir. TCK'nın 268. maddesinde tanımlanan “başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması“ suçunun oluşabilmesi için ise; failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması gerekmektedir....
ı yaralama, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma, sanıklar M.. U.. ve M.. I.. hakkında mağdur M.. Y.. Ç..'...
Asliye Ceza Mahkemesi) SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme, kimliği hakkında yalan beyanda bulunma ... Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: I-Sanık hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde; Sanığın tekerrüre esas eski hükümlülüğü bulunduğu ve koşulları oluştuğu halde, hakkında 58/6-7. maddelerinin uygulanmaması karşı temyiz bulunmadığından , hırsızlık suçundan kurulan hükümde ise 5237 sayılı TCK'nın 61/4-5. madde ve fıkralarında belirtilen sıralamaya aykırı olarak aynı Yasanın 143/1. maddesinin 35. maddeden sonra uygulanması sonuç cezayı etkilemediğinden belirtilen hususlar bozma nedeni yapılmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Özel belgede sahtecilik, özel belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma HÜKÜM : Sanığın değişen suç vasfı nedeniyle görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetine Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: İddianame içeriğine, sevke, temyizin kapsamına ve Yargıtay Kanununun 14. maddesine göre temyiz incelemesi yapma görevi Yüksek 11. Ceza Dairesine ait bulunduğundan Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın görevli daireye gönderilmesine, 28/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle Yaralama,Trafik güvenliğini tehlikeye sokma, Resmi Belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma. Hüküm : Sanıklar ... ve ... hakkında beraat, Sanık ... hakkında,5237 sayılı TCK'nın 179/2-3,53 CMK'nın 231. maddeleri gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması, Sanık ...'un taksirle yaralama ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından ve sanık ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Kasten yaralama, 6136 sayılı Yasaya aykırılık, yalan beyanda bulunma HÜKÜMLER : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Sanık ... hakkında resmi belgenin düzenlenmesi sırasında yalan beyanda bulunmak ve sanık ... hakkında 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçundan suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelemesinde; Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanık ...'un beraaat etmesi gerektiğine sanık ...'...
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: 07.01.2015 tarihli iddianameyle "Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma" suçundan dava açılmış olup, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08.06.1997 gün ve 88/147 sayılı kararında da açıklandığı üzere, bir olayın açıklanması sırasında başka bir olaydan da söz edilmesi o olaydan da dava açıldığı anlamına gelmeyeceği gibi resmi belgede yalan beyanda bulunma ile nitelikli dolandırıcılık suçları bağımsız suçlar olup, birinin diğerine dönüşmeyeceği ve hükmün konusunun iddianamedeki fiil olduğu gözetilmeden, iddianame kapsamı dışına çıkılarak dava açılmayan dolandırıcılık suçundan görevsizlik kararı verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 225. maddesine muhalefet edilmesi nedeniyle İzmir 29. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 04.02.2016 gün ve 2015/45-2016/62 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına ilişkin merci kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, İzmir 9....